TÜİK'in Tarım ÜFE verilerini yayınlamasıyla birlikte gözler ürünlerdeki fiyat artışına çevrildi. Üretici temsilcileri, üretici fiyatları düşmedikçe tüketici fiyatlarının düşmeyeceğini söyleyerek sorunun market raflarında değil tarlada aranması gerektiğini belirtti. Fiyat artışının hissedilir derecede olacağını söyleyen temsilciler bir doğal gaz zammının daha gelmesiyle 'Domatesi 50 liradan aşağı yiyemeyiz' dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarım ÜFE verilerini paylaştı. Buna göre; tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) kasımda bir önceki aya kıyasla yüzde 7, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 139,49, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 169,45 artış gerçekleşti.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, sonuçları değerlendiren üretici temsilcileri bu artışların tüketici fiyatlarına da yansımasını bekliyor. Üretici fiyatları düşmedikçe gıda enflasyonun da düşmeyeceğini söyleyen Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş, sorunun market raflarında değil tarlada aranması gerektiğini belirtti.
'BU İŞ MARKETİ TEHDİT ETMEKLE OLMAZ'
Üretimin tehlikeye girdiğini aktaran Demirtaş, “İthalat yapıp üreticinin satış fiyatını baskıladılar ve zarar eden çiftçi üretimi bırakmak zorunda kaldı. Sonra da marketler pahalı deyip onları dövmeye kalktılar. Bu iş marketi tehdit etmekle olmaz. Yatlara verdiğiniz indirimli mazotu çiftçiye verin. Milyon dolarlık şirketlerin yerine çiftçinin vergisini silin” dedi.
ÜRETİCİLER ÜRETİMİ BIRAKIYOR
Kış aylarında artacak olan ısıtma maliyeti sebebiyle sebze fiyatlarında büyük artışlar beklediklerini söyleyen Demirtaş şuna dikkat çekti: “Yeni yıla girerken bir doğalgaz zammı daha gelirse domatesi 50 liradan aşağıya yiyemeyiz.” Çiftçi-Sen Başkanı Ali Bülent Erdem de, zarar eden çiftçinin sözleşmeli tarım modeli ile şirketlere mecbur bırakıldığını söyledi.
Erdem şöyle devam etti: “Çiftçi birçok girdiyi kullanamamaya başladı. Daha geçen yıl aldığı gübrenin borcunu ödeyememiş bir insan bu yıl için nasıl gübre alacak ki? Birçoğu üretimi bıraktı. Bırakmayanlar da şirketlere mecbur kaldı. Kendi tarlasında işçi oldu. Şirketler, başka imkânı kalmamış çiftçiye istediği şartlarda üretim yaptırabiliyor. Buna ne kadar dayanabilecek ki üretici?”
