Türkiye’de TL’den kaçan yeni yatırımın yollarını arıyor. Bu noktada akıllara ilk gelen ve direkt olarak nakde anında çevrilebilen otomobil geliyor. Fakat yılın ikinci yarısında bunda da bir son bekleniyor. Daha şimdiden ABD ve AB’de talebin düşmesinden dolayı fiyat indirimleri gündeme gelirken, Türkiye’de de artan kur ve vergi kaynaklı alım gücünün gittikçe yok olacağı düşünülüyor. Buna bir de şimdilik dedikodu olan ÖTV zammı eklendi mi 1 milyon hesapları suya düşeceğe benziyor.
ALİ YILDIRIM
Dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte otomotiv üretimi sekteye uğrayınca çip ve benzeri durumlar yüzünden üretim hatları teknolojik cihazlara kaydı. Pandeminin yavaş yavaş azalmasıyla birlikte üretim tekrar eski haline gelmeye başlayınca bu sefer bekleyen talep patlama yaptı ve üretim talebe yetişemedi. Hem dünyada hem de Türkiye’de tedarik süreleri uzayınca ve buna bir de enflasyon eklenince sıfır otomobil bile tam bir yatırım aracına dönüştü. Türkiye tarafında da buna patlayan kur eklenince bugün alınan bir araç yarından daha ucuz olmaya başladı. Çok değil yaklaşık 1 sene önce 650 bin liraya satılan orta sınıf bir SUV model, bugün bakıldığında 1.5 milyon liraları geçiyor. Düşen alım gücüne rağmen talep hala yüksek ama bu tabloda pazarın kaderini ihtiyaç sahipleri değil TL’den kaçan yatırımcılar belirliyor. Yaklaşık 3 yıldır süren bu karmaşa da artık yavaş yavaş son bulacağa benziyor.
TL dışında bir yatırım hala biraz daha cazip kılınsa da otomobil artık tekrar eski günlerine doğru dönüyor. ABD ve AB otomobil pazarları da bunu aslında destekliyor. Birkaç aydır düşüş trendine giren otomotiv pazarında fiyatların da gerilediği görüldü. Geçen yaza göre ortalama araç fiyatları rekor seviyelere ulaşmışken şimdi uzmanlar bölgede araç arzının düşüşü kaynaklı fiyat savaşlarının da başlayacağını öngörüyor. Yahoo Finance’in bildirdiğine göre, UBS’nin yakın tarihli bir raporu, küresel otomobil üretiminin bu yıl satışları yüzde 6 oranında aşacağını ve geriye 5 milyondan fazla araç bırakarak lotların satılması için fiyat indirimleri gerektireceğini tahmin ediyor.
Bu fiyat indirimleri 2023’ün ikinci yarısına kadar gerçekleşmeyecek olsa da otomobil üreticileri bir fiyat savaşına hazırlanıyor ve hem Avrupa’da hem de Amerika’da bazı elektrikli araç üreticileri şimdiden fiyatları düşürmeye başladı. UBS, müşterilerine gönderdiği bir notta “Yükselen üretim programları göz önüne alındığında, yüksek aşırı üretim riski ve bunun sonucunda artan fiyatlandırma baskısı görüyoruz” dedi. Birçok Avrupalı üreticinin Türkiye pazarına olan ilgisi de aslında bunun altında yatıyor.
ALMANYA’DA FİYATLAR DÜŞERKEN BİZDE ARTIYOR
Son zamanlarda Türkiye’de de yüksek talep dikkat çekiyor. Sıfır araç satışlarının ihtiyaç sahibine yok denecek kadar az olması ve buna rağmen talebin hala üst seviyede gerçekleşmesi yeni bir rekor gelir mi? Sorusunu bir kez daha gündeme getiriyor. Özellikle Avrupalı birçok markanın Türkiye pazarını gözde haline getirmesi de bu yüzden. Çünkü Avrupa’da ve özellikle bu işin başkenti olan Almanya’da araç stokları her geçen gün artıyor. Çünkü talepte ciddi bir düşüş var. Türkiye’ye göre en büyük fark ise düşen alım gücüne göre hareket eden bir pazar olması. Bizde alım gücü düştükçe fiyatlar artmaya başlarken, Almanya’da düşen alım gücü karşısında fiyatlar da aynı seviyede olmasa da geriliyor. Orada düşen taleple birlikte üretilen modeller hiç planda olmayan ülkelere kayıyor. Bunların başında da Türkiye geliyor. Bu tamamen bir pazarlama stratejisine dönüşürken, markalar Türkiye’yi gözde olduğu için değil bölgede düşen arzın bir yaması olarak görüyor. Ama Türkiye’de de fiyatlar bu hızla artmaya devam ederse aynı kaderi paylaşması çok da uzak olmayacak.
İKİNCİ ELDEKİ BALON DA ABD VE AB’DE SÖNMEYE BAŞLAMIŞ
Fiyatların gerilediğine dair birçok denge ortaya çıkıyor. Avrupa ve ABD’de de yapılan birçok analizde bu ortaya konuyor. Cox Automotive, nisan verilerine bir önceki aya göre, gerilemenin yüzdesel değerini de ortaya koymuş. Mart ayında toptan kullanılmış araç fiyatlarının bir önceki aya göre yüzde 1,5 artmasına rağmen bir önceki yıla göre yüzde 2,4 düştüğü paylaşılanlar arasında. California merkezli bir araç değerleme ve otomotiv araştırma şirketi Kelley Blue Book, 23 Mart tarihli bir raporunda, yeni araç fiyatlarının art arda üç ay boyunca düştüğünü ve ‘sürekli bir trend gibi görünmeye başladığını’ ortaya koydu. Ama buna rağmen fiyatların hala tarihsel olarak yüksek olduğuna da parantez açıldı.
Eski Renault Group Türkiye CEO’su Hakan Doğu
TÜRKİYE’YE DAHA FAZLA ARAÇ GELİR TALEP DENGELENİR
Otomotiv sektörüne yıllarını adamış ve bu konuda çeşitli analizler yapan eski Renault Group Türkiye CEO’su Hakan Doğu da bunun üzerine sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulundu. Fiyat düşüşlerine değinen Doğu “Almanya’dan sonra Amerika’dan da otomobil fiyatlarında düşüş haberi geldi. Talepten fazla arz olduğundan dolayı iki aydır fiyatlarda gevşeme başladı. JP Morgan’a göre yeni araç fiyatları yüzde 2.5-5.0 ve ikinci ellerin de yüzde 5-10 düşmesi bekleniyor. Peki bunun Türkiye’ye yansıması nasıl olur? Türkiye’ye daha çok araç gelir ve talep bir noktada dengelenir ancak bu tamamen TL’nin değer kaybına bağlı gelişecek bir durum. Malum ülke rezervleri düşük olduğundan, hükümet ithalatı engellemek için ÖTV arttırabilir. Araba yatırım aracı değil, ihtiyaçtır” dedi.
ALMANYA’DA STOKLAR CİDDİ BİR ŞEKİLDE ARTTI
Avrupa’nın otomotiv kalbi olarak bilinen Almanya’da da araç stoklarının arttığını söyleyen Hakan Doğu “Stoklar ciddi bir şekilde artmaya başladı. Çünkü talepte ciddi düşüş var. Birkaç yıldır araç azlığı ve enflasyon nedeni ile artan fiyatlarla düşen alım gücüne eklenince üreticiler indirimlere gitmeye başladılar. Almanya öksürürse tüm Avrupa hasta olur. Alman otomobil seven Türk müşteriler bu yıl rahatça araca ulaşabilecekler Türkiye’de. Bu arada Avrupa’da Almanya böyleyse diğerleri daha kötü olacak demektir” yorumunda bulundu.
İKİNCİ YARIDA İLK YARI PERFORMANSI OLMAYABİLİR
Türkiye’de de artan kur ile birlikte fiyat artışları şimdiden başladı. 1 ayda bazı markalar neredeyse 3 kere zam yaptı fiyatları güncelledi. Şimdi yılın ikinci yarısı merak ediliyor. Artan asgari ücretle birlikte yaşanan fiyat artışlarına dikkat çeken sektör temsilcileri yeni zamların kaçınılmaz olduğunu paylaşıyor. Aynı zamanda kurların bu denli yükselmesi halinde de fiyat artışlarının devam edeceği de belirtilenler arasında. Seçimler öncesinde pazarın 1 milyon adetlere kadar gideceği öngörüsüne yavaş yavaş resmi olmasa da düzeltme yapan markalar var. En ucuzun 1 milyon liraya çıktığı bu dönemde yüksek faiz, iştahsız kredi sistemi ve yüksek kur olduğu sürece ihtiyaç sahibinin yeni bir otomobil alması hayalden öteye geçmiyor. Talebin düşmesiyle birlikte elde sadece filo şirketleri kalacak. Son gaz giden iç pazarın ikinci yarıda vitesi düşürmesi bekleniyor.