ABD başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönüşüyle, İran'a yönelik sert politikalara yeniden dönüleceği sinyalleri verildi. Trump, ilk başkanlık döneminde uyguladığı "maksimum baskı" stratejisini yeniden hayata geçirerek, İran’ın petrol ihracatını hedef alan ağır yaptırımlar uygulamayı planlıyor. İran’ın bölgesel etkisini sınırlamayı amaçlayan bu strateji, önümüzdeki dönemde ABD-İran ilişkilerinde yeni bir gerilim dalgasına işaret ediyor.
Cumhuriyetçi Donald Trump'ın ABD başkanlık seçimlerini kazanması ve Beyaz Saray'a geri dönmesinin ardından, birçok uluslararası meselede izleyeceği politikalar hakkında sorular gündeme geldi. Bunların başında İran’a yönelik planları yer alıyor.
Wall Street Journal’a konuşan kaynaklara göre, Trump, İran’a karşı daha büyük yaptırımlar uygulayarak petrol ihracatını engelleme niyetinde. Bu strateji, İran’ın nükleer programını ve Orta Doğu’daki vekil güçlerini zayıflatmayı hedefliyor.
Kaynaklar, Trump’ın yeni ekibinin İran petrol ihracatını hedef almak için hızlı hareket edeceğini ve İran petrolüyle iş yapan yabancı limanları ve ticaret yapanları izleyeceğini belirtti. Bu adım, Trump’ın ilk başkanlık döneminde benimsediği "maksimum baskı" stratejisini yeniden canlandıracak.
TRUMP’IN DÖNÜŞÜNÜN ARDINDAN İRAN’I NE BEKLİYOR?
Uzmanlara ve gözlemcilere göre Trump’ın birinci döneminde izlediği politikalara bakıldığında, İran yeni bir "maksimum baskı" dönemine girebilir. Ancak, önceki döneme göre bölgesel dengelerdeki farklılıklar bu baskının sınırlarını belirsiz kılıyor.
Bu politika, İran ekonomisini zorlamak için petrol, bankacılık ve diğer sektörlere yönelik ağır yaptırımlar uygulamaya dayanıyordu. Böylece, İran’ın petrol ihracatından elde ettiği gelirler ve uluslararası ticari faaliyetleri kısıtlanmıştı.
Ayrıca ABD, İran’ın bölgesel etkisini zayıflatmayı amaçlayarak, İsrail ve Körfez ülkeleri gibi bölgesel müttefiklerle iş birliğini artırmıştı.
Amerikalı araştırmacı ve "The National Interest" dergisi yazarı Alexander Langlois, Trump’ın İran konusunda nasıl bir yol izleyeceğini tahmin etmenin zor olduğunu, ancak bölgedeki devam eden çatışmalar nedeniyle "maksimum baskı" kampanyasını yeniden başlatabileceğini ifade etti.
TRUMP İRAN’A KARŞI SERT Mİ YOKSA DİPLOMATİK Mİ OLACAK?
Bazı uzmanlar, Trump’ın mevcut Başkan Joe Biden’a kıyasla İran’a karşı daha az diplomatik bir yaklaşım sergileyeceğini öngörüyor. Trump’ın eski İran özel temsilcisi Brian Hook, CNN’e yaptığı açıklamada, Trump’ın İran’da rejim değişikliğiyle ilgilenmediğini, ancak Tahran’ı izole edip zayıflatmayı hedeflediğini söyledi.
Seçim kampanyası sırasında Trump, İran’ın kendisine yönelik suikast girişimlerinde bulunduğunu iddia ederek ülkeyi "parçalara ayırmakla" tehdit etmişti, ancak kanıt sunmadı. Buna rağmen, Trump kampanya sırasında İran ile nükleer programı da kapsayan görüşmelere açık olduğunu ifade etti.
Orta Doğu Enstitüsü'nde İran Programı Direktörü Alex Vatanka, Trump’ın zaferinin ardından Radio Free Europe’a verdiği demeçte, "Bu tarihi dönemde bir ABD başkanının büyük bir savaşı planlamasının zor olduğunu" söyledi ve İran’ın Trump ile müzakere etmeye "daha istekli" olabileceğini belirtti.