İsrail ve Hamas arasındaki ateşkesin ardından, serbest bırakılan Filistinli mahkumların Türkiye ve Katar’a sınır dışı edileceği iddiaları gündemde. Times of Israel’e göre, Mısır’a gönderilen 70 mahkumun 15’i Türkiye’ye, geri kalanları ise Katar’a gönderilecek. Hamas’ın Mervan Barguti ve Ahmet Saadat’ın serbest bırakılacağına dair ailelerine verdiği sözler de dikkat çekiyor.
İsrail ile Hamas arasında gerçekleşen ateşkes anlaşmasının ardından Gazze'deki göç hareketliliği devam ediyor. Savaş ve çatışmaların yarattığı yıkımın ardından, Tel Aviv yönetimi rehine takası anlaşması çerçevesinde bazı Filistinli tutukluları serbest bırakırken, bu kişilerin Türkiye ve Katar’a sınır dışı edileceği iddiaları gündemi meşgul ediyor. Times of Israel’e konuşan kaynaklar, 25 Ocak’ta gerçekleştirilen ikinci tur takasta serbest bırakılan ve Mısır’a gönderilen Filistinli müebbet hapis mahkûmlarının, daha sonra Katar ve Türkiye’ye gönderileceğini öne sürdü.
TÜRKİYE VE KATAR’A SINIR DIŞI EDİLECEK MAHKUMLAR
Haberde, Türkiye’nin geçici olarak Mısır’da bulunan 70 Filistinli mahkûmdan 15’ini kabul edeceği, geri kalanlarının ise Katar’a gönderileceği belirtiliyor. Ancak bir Arap diplomat, görüşmelerin hâlâ sürdüğünü ve bu mahkûmların yerleştirileceği tek bir ülkenin belirleneceğini dile getirdi. Mahkûmların yerleştirileceği ülkelerin seçiminde siyasi ve lojistik unsurların etkili olduğu ifade ediliyor.
LİDERLER SERBEST BIRAKILACAK
KAN’ın haberine göre, İsrail tarafından 2002 yılında alıkonulan El Fetih liderlerinden Mervan Barguti ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) lideri Ahmet Saadat’ın serbest bırakılma ihtimali de gündeme geldi. Hamas’ın, Barguti ve Saadat’ın ailelerine ikinci aşamada serbest bırakılacaklarına dair söz verdiği öne sürülüyor. Bu gelişme, Filistinli siyasi mahkûmlar için önemli bir adım olarak görülüyor.
Ateşkesin ardından bölgede insani durum hala çok zor. Ancak, bu tür takaslar ve sınır dışı işlemleri, taraflar arasında bir güven ortamı yaratmaya yönelik adımlar olarak değerlendiriliyor. Hem Türkiye hem de Katar’ın bu süreçteki rolü, bölgedeki siyasi dinamikleri etkileyebilir ve göçmenlerin güvenliğini sağlamak adına uluslararası işbirliği gerekliliğini gündeme getirebilir.