Norveç, balıkçılıkla geçinen bir ülkeyken şimdi bir refah devleti oldu. Ekonomik istikrarını korumaya devam eden Norveç'te petrolün işlenmeye başladığı ilk yıllarda 12 bin dolar olan kişi başına milli gelir bugün 71 bin dolar seviyesinde. Peki Norveç bütün bunları nasıl başardı? İşte detaylar...
Norveç, 1960’lara kadar ekonomisini balıkçılıkla geçindiren bir ülkeyken, günümüzde dünyanın en büyük refah devletlerinden birisini teşkil ediyor. Bunun temelinde ise adeta büyülü bir yüzük olan ve parmağına takanı saptıran en büyük enerji ve gelir kaynağı petrol yatıyor. Peki Norveç, dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birisine sahipken nasıl oldu da ‘enerji diktatörlüklerinden’ birisine dönüşmedi?
Gerek Suudi Arabistan, Irak, İran gerekse Rusya ve Venezuela topraklarında demokrasinin keşfi, petrolün keşfinden çok daha sonra oldu veya olur gibi oldu. Ancak Norveç hem bulunduğu konum hem de içinde yaşadığı siyasi kültür itibarıyla, demokrasiye petrolden çok daha önce kavuşmuş ve içselleştirmişti.
‘DAR KORİDOR’ KORUNABİLMİŞ
Ülkede petrolün bulunmasının ardından, güç dengesini kendi lehine çevirerek demokrasinin ‘fazlalıklarını’ üzerinden atmak isteyenlerin Norveç’te de olmaması mümkün değil ancak belli ki Norveç halkı buna müsaade etmemişti.
Türkiye’de yetişmiş ve MIT’de profesörlük yapan Daron Acemoğlu’nun James A. Robinson ile yazdığı ‘Dar koridor’ kitabında, adını da buradan alan bir yöntem, Norveç’in demokratik yapısının korunmasını da içeriyor. Kitaba göre bu yöntem, her devletin vatandaşlarının üzerindeki gücünü kendi lehine geliştirerek onların özgürlüğünü kısıtlamak isterken, vatandaşların da devleti üzerlerinden atarak yeri geldiğinde ‘yok-devlet’ yaratmaya kadar gidebileceklerini ancak bunun doğrusunun, iki kutbun da birbirini denetleyerek, dar koridorda buluşmayı başarmasından geçiyor.
Norveç de bu yöntemi başarıyla oturtabilmiş bir ülke. Öyle ki, ülkede yolsuzluk soruşturması geçirmeyen bir lider hemen hemen hiç olmamış. Yolsuzluk algı endeksinde ilk 10’dan hiçbir zaman düşmeyen ülkede halk her zaman protesto hakkını kullanabilmiş ve demokrasiyi koruyabilmiş görünüyor.
Böylece devlet de vatandaşlarının özgürlüğünü kısıtlayıp çeşitli ideolojik bahanelerle demokrasiyi rafa kaldırma gibi girişimlerde bulunamamış, asıl görevi görülen, vatandaşların refah ve mutluluğunu temin etme vazifesini yerine getirmeyi başardı.
SİLAH SATIŞINDA İLK SIRALARDA
Öte yandan, silah satışında dünyanın önde gelen ülkelerinden olan Norveç, kendi ülkesindeki huzur ve refah ortamından istifade ederek, savaş sanayisini güçlendirmekten de imtina etmedi.
Türkiye’nin de yakın bir zamana kadar önde gelen silah ithalatçılarından olan Norveç, nükleer santral konusunda ise birçok ülkeden çok daha yenilikçi davranarak, ülkesindeki bütün nükleer reaktörleri durdurdu.
NORVEÇ VARLIK FONU
Ülkede vatandaşların refahını korumada en önemli kaynak ise bütün dünyada yatırımları bulunan ve vatandaşların doğrudan hissedarı olduğu Norveç Varlık Fonu’dur.
Yatırımlarıyla her yıl kâr eden fon, gelecek nesillerin hayatını garanti altına almayı ve onlara daha iyi bir hayat sunmayı hedefliyor.
ABD’de 2008’de baş gösteren mortgage krizinin etkileri nedeniyle 2009 yılı haricinde 1980 yılından beri istikrarlı bir şekilde büyüyen Norveç ekonomisi, ‘Kişi Başına Düşen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ oranını da aynı çizgide artırmayı başardı.
Ancak bu büyüme aynı ölçüde enflasyonist büyümeyi de beraberinde getirdi. Fakat ülkede sahip olunan gelirin görece daha demokratik bir şekilde yayılması, söz konusu enflasyonun olumsuz etkilerini de minimalize etmeyi başardı.