Çin’in tüm dünyanın gözü önünde Uygur Türklerine yönelttiği sistematik asimilasyon ve soykırım uygulamaları hız kesmezken, Çin polisinden sızan belgeler yüz binlerce kadının hapsedildiğini ortaya koydu. Uygur İnsan Hakları Projesi’nden araştırmacılar, yaptıkları çalışmada Büwi olarak anılan kadın dini liderlerin yıllardır hapiste tutulduğunu kaydetti. Kanaat önderi niteliğindeki dini liderler Kuran okudukları, vaaz verdikleri ya da ibadet ettikleri için ‘aşırılıkla’ suçlanıyor.
Çin’in işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki soykırım uygulamaları dünyanın tepkisine rağmen hız kesmiyor. 2 milyon Uygur Türkünün toplama kamplarında tutulduğu ülkede, sızan polis dosyalarında zulmün cinsiyet ayırt etmediği ve gittikçe derinleştiği ortaya kondu.
Sızan polis dosyalarının yeni analizi, bazıları 80 yaşın üzerinde olan 400’den fazla kadının, dini kıyafetler giymek ve dini bilgi edinmek veya yaymak nedeniyle Çin polisi tarafından mahkum edildiğini ortaya çıkardı.
The Guardian’ın haberine göre ABD merkezli Uygur İnsan Hakları Projesi’nden araştırmacılar, dosyaları analiz ederek toplamda yüz binlerce kadının gözaltına alındığı sonucunu çıkardı ve çoğunun Kur’an okuduğu için mahkum edildiğini söyledi. Araştırmacılar, Büwi olarak anılan dini liderler de dahil olmak üzere yüz binlerce Uygur kadınının 2014’ten bu yana Sincan’da tutuklanıp hapsedildiğini ve bazı yaşlı kadınların ise onlarca yıl önce gerçekleşen uygulama nedeniyle gözaltında bulunduğunu belirtti.
Araştırmacılar, Çin hapishanelerinde alıkonulan kadınlara dair bilgileri de paylaştı. Buna göre; 2017 yılında, 70 yaşındaki Patihan Imin altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. Imin’in ‘suçları’ arasında Nisan ve Mayıs 1967’de Kur’an okumak, 2005 ile 2014 arasında muhafazakar dini kıyafetler giymek ve evde elektronik Kur’an okuyucu bulundurmak yer alıyordu. Başka bir tutuklu olan Ezizgül Memet ise Şubat 1976’da, yani henüz beş ya da altı yaşındayken, annesiyle birlikte üç gün boyunca yasa dışı olarak Kur’an okumakla suçlandı.
6 Temmuz 2017’de gözaltına alınan Memet, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kaydedilen en uzun hapis cezası ise 2007 yılında Çin’in iç kesimlerinde çalışırken Kur’an okumayı öğrendiği ve küçük bir grup kadına Kur’an öğrettiği için 20 yıl hapis cezasına çarptırılan 35 yaşındaki Aytila Rozi’ye verildi.
Öte yandan kadınlara yöneltilen suçlamaların arasında ‘yasadışı dini kıyafet’ giymek, evde dini kitap satın almak veya bulundurmak, ‘yasadışı dini toplantılara’ katılmak ve hatta resmi olarak ‘dini aşırıcılığın’ bir işareti olarak görülen müziksiz düğün düzenlemek yer alıyor.
‘SOYDAŞ VE DİNDAŞLAR SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELİ’
İstanbul Sarıyer’de Çin Konsolosluğu önünde toplanan Uygur Türkleri, 5 Şubat 1997’de gerçekleşen ve yüzlerce kişinin öldüğü Gulca Katliamı’nın yıl dönümü nedeniyle Çin’i protesto etti. Burada grup adına açıklama yapan Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği Genel Başkanı Hidayet Oğuzhan, Gulca şehrinde halkın adalet, demokrasi ve insan hakları talepleriyle başlayan barışçıl protestolarının kanlı şekilde bastırıldığını söyledi.
Oğuzhan, “Soydaş ve dindaş Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk cumhuriyetlerini, Doğu Türkistan’da yaşanan durumu yasal ve ahlaki değerlere uygun şekilde ele almaya çağırıyor, Doğu Türkistan halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini ve soykırımı durdurmak için Çin’e baskı yapmalarını bekliyoruz” diye konuştu.