Trabzon'da partililere seslenen DEVA Partisi lideri Babacan, 'buharlaşan' Merkez Bankası'nın rezervlerini bir kez hatırlatarak iktidara yüklendi: Bir ülkenin Hazine'sinin borcu olabilir ama Merkez Bankası'nın rezervinin eksiğe düşmesi felaket bir durumdur. Onun için ülke bu durumda, onun için bir türlü istikrar sağlanamıyor.
MELEK GEDİK | KARAR
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 1. Olağan Ortahisar İlçe Kongresi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı ekonomik reform paketine tepki gösteren Babacan "Reform paketi açıkladılar da kur mu düştü? Yoksa faiz mi düştü? Yatırımcılar, yatırım yapmaya mı başladı? Hiçbiri yok. Süslenmiş şeylerle anlattıkları şeyler; kurumların olağan işleri içinde olması gerekenler. Yeni hiçbir şey yok" dedi.
"Bir ülkenin Hazine'sinin borcu olabilir ama Merkez Bankası'nın rezervinin eksiğe düşmesi felaket bir durumdur. Onun için ülke bu durumda, onun için bir türlü istikrar sağlanamıyor" diyen Babacan, Erdoğan fiyat istikrarına yönelik sözlerini de eleştirdi:
"Fiyat istikrarı demek, düşük ve öngörülebilir enflasyon demektir. Sayın Erdoğan, fiyat istikrarını bir kenara bırakacağını söylüyor. Öte yandan da enflasyonu düşüreceğini söylüyor. Bundan anlayan varsa, gelsin bana anlatsın. Dersini çalışmayan, kopya çekmeyi bile beceremeyen öğrencinin verdiği cevap, bu işte."
Türkiye'nin yönetilemediğini ve gidişattan sadece Cumhurbaşkanı Erdoğa'ın sorumlu olduğunu vurgulayan Babacan "Sayın Erdoğan geçenlerde 'Damat kadar başınıza taş düşsün' dedi. Zaten bu memleketin başına gelmedik taş kalmadı. Sizin yüzünüzden esnafın, çiftçinin, gençlerin, işsizlerin başına koca koca taşlar düştü. Ben 'damat' ifadesini kullanmıyorum, 'akraba' diyorum. Çünkü yanlışlık, iki yakın akrabanın aynı sistemde beraber çalışmasıdır. Sorumluluk, günahıyla sevabıyla Sayın Erdoğan‘ın üzerindedir. İlgiyi paratoner gibi 'damadın' üzerine çekerek bu sorumluluktan kaçamaz."
Babacan'ın açıklamaları şöyle:
"DEVA Partisi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için siyasi partilerle ikili bazda diyalog ve iş birliği sürecini başlattı. Hepimiz parlamenter sistem diyoruz ama bunun üzerinde detaylı çalışmamız lazım. Tabii şurada büyük bir çelişki var; Sayın Erdoğan sürekli çıkıp 'Ekonomimiz uçuyor, büyüyor. Pik yapıyoruz' diyor. Peki, ekonomi şaha kalkıyorsa neden peş peşe paket açıklamak zorunda kalıyorsunuz.
Aşı temininde ne oldu? Bu ülkenin 200 milyon doz aşıya ihtiyacı olduğunu söyledik. Şu ana kadar rakam; 10 milyon dozu yeni geçti. Geri kalan aşı ne zaman gelecek? Hala bir bilgi yok.
"YEDEK AKÇEYİ BİR GÜNDE SIFIRLADI"
Yıllarca Merkez Bankası'nın döviz hesabını biriktirdik, bir de yedek akçesini biriktirdik. Bunun memleketin kara gün parası olduğunu söyledik. Taraflı Cumhurbaşkanı hükümeti, 2019'da yedek akçeyi bir günde sıfırladı. Yılların birikimi yedek akçeyi...
Fiyat istikrarı demek, düşük ve öngörülebilir enflasyon demektir. Sayın Erdoğan, fiyat istikrarını bir kenara bırakacağını söylüyor. Öte yandan da enflasyonu düşüreceğini söylüyor. Bundan anlayan varsa, gelsin bana anlatsın. Dersini çalışmayan, kopya çekmeyi bile beceremeyen öğrencinin verdiği cevap, bu işte.
"BÖYLE BİR ŞEY MÜMKÜN MÜ?"
Reform paketi açıkladılar da kur mu düştü? Yoksa faiz mi düştü? Yatırımcılar, yatırım yapmaya mı başladı? Hiçbiri yok. Süslenmiş şeylerle anlattıkları şeyler; kurumların olağan işleri içinde olması gerekenler. Yeni hiçbir şey yok. 'Ben, ben, ben' diyerek ülke yönetmeyi reform zannediyorlar. Şimdi böyle bir zihniyetten ekonomiyi düzeltmesini bekleyebilir misiniz? Böyle bir şey mümkün mü?
Bir ülkenin Hazine'sinin borcu olabilir ama Merkez Bankası'nın rezervinin eksiğe düşmesi felaket bir durumdur. Onun için ülke bu durumda, onun için bir türlü istikrar sağlanamıyor."
BABACAN'DAN 12 EKONOMİ SORUSU
"Kağıdı da tam doldurmamışlar. En önemli soruları boş bırakmışlar" diyen Babacan, hükümete şu 12 soruyu yöneltti:
"1) Yaklaşık 190 kez değişiklik yapılan kamu ihale kanununu çıkış amacına uygun hale getirecek misiniz? Tüm ihaleleri açık, şeffaf ve fırsat eşitliğine dayalı yapacak mısınız? Yoksa yine sadece 3-5 kişiyi zenginleştirmeyi ülkeyi kalkındırmak sanmaya devam mı edeceksiniz?
2) Tüm kurumları Sayıştay denetimine açacak mısınız? Doğru, hesaptan kaçar mı?
3) Harcamalarda önceliklendirme yapacak mısınız? İsraftan vazgeçecek misiniz? Maliye politikanızda kurallarınız olacak mı? Vaktiyle bizim hazırladığımız, sizi reddettiğiniz mali kuralı getirecek misiniz? Keyfiliği terk edecek misiniz?
4) Varlık Fonu’nu kapatacak mısınız?
5) Kamu Özel İşbirliği projeleriyle ilgili ne yapacaksınız? Bu ülkenin kaynakları oluk oluk bu projelere akmaya devam edecek mi?
6) Kanal İstanbul gibi rant projelerinden vazgeçecek misiniz?
7) Merkez Bankası’nı bağımsız çalıştıracak mısınız? Yoksa canınız sıkıldıkça başkanı görevden almaya devam mı edeceksiniz?
8) Merkez Bankası bilançosundaki ihtiyat akçesini pervasızca harcamaktan vazgeçecek misiniz?
9) Döviz ve altın cinsinden iç borçlanmayı durduracak mısınız? Bir ülkenin devleti, kendi vatandaşından başka bir ülkenin parası cinsinden borçlanır mı?
10) Kamu bankalarını siyasi mülahazalarla kredi vermeye zorlamaktan vazgeçecek misiniz?
11) TÜİK kanununu değiştirecek misiniz? TÜİK'i tam bağımsız bir kurum haline getirecek misiniz?
12) Eş-dost ve partili kayırmacılığına son verecek misiniz? Kamuda işe alımlarda mülakatı kaldıracak mısınız?"