“Yeni yılda ABD ve AB ile yeni sayfa açmak istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’ya zeytin dalı uzattığı konuşmada AİHM’in Demirtaş kararını sert sözlerle eleştirdi: Tahliye istemeleri ikiyüzlülük. Bizim iç mahkemelerimizin yerine karar veremez.
Cumhurbaşkanı, yaptırım geriliminin ardından ‘yeni sayfa’ mesajı verdi. Türkiye’nin hem Doğu Akdeniz hem S-400’ler konusunda çifte standartla karşılaştığını kaydeden Erdoğan “Yeni yılda ABD ve AB ile yeni sayfa açmak istiyoruz” dedi.
Brüksel’e “Türkiye’yi kendisinden uzaklaştıran stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını bekliyoruz” çağrısı yapan Erdoğan, Washington’a da “Biden’ın ilişkilerimize özen göstereceğine inanıyoruz. Hiç kimseye karşı ön yargımız, düşmanlığımız yok” sözleriyle seslendi.
RİYAKARLIĞA TAHAMMÜL ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ
Konuşmasının devamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘Demirtaş tahliye edilmeli’ kararına da değinen Erdoğan İç Hukuk yollarının tüketilmediğini savundu.
Sert ifadeler kullandı: Tahliye talebi çifte standart, ikiyüzlülük. AİHM saygı görmek istiyorsa önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalı.
Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın işaretleri gözükmeye başladı. Bunca riyakârlığa daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın bilinmesini isterim.
AVRUPA’YA YENİ SAYFA AİHM’E REST
Erdoğan, ABD ve AB’ye ılımlı mesajlar verdi. “Yeni yılda, Amerika ve Avrupa’yla yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı, konuşmasının devamında Demirtaş’ın tahliyesini talep eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakkında sert ifadeler kullandı: Resmen çifte standart, hatta ikiyüzlülük. Kobani’nin katili budur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Açıklamalarının ilk bölümünde Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, ardından S-400 yaptırımlarını hayata geçiren ABD ile Doğu Akdeniz yaptırımlarını Biden dönemine öteleyen Avrupa Birliği’ne seslendi.
Batı’ya bir kez daha zeytin dalı uzatan Erdoğan, konuşmasının devamında “Demirtaş tahliye edilsin” kararı veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne tepki gösterdi. Türkiye’nin ekseninde kayma olmadığını ifade eden Erdoğan “Türkiye’nin yaptırım ve şantaj diline boyun eğmeyecek bir ülke olduğu, başta içimizdeki müzmin muhalifler olmak üzere, artık herkes tarafından idrak edilmeli” diyerek Brüksel ve Washington’a seslendi: “Ülkemizin ne Doğu’ya, ne de Batı’ya sırtını dönme gibi bir lüksü olabilir. 2020, Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu.
Türkiye, hem Doğu Akdeniz meselesinde, hem de S-400’ler konusunda hak etmediği çifte standartlarla karşılaştı. Yeni yılda, Amerika ve Avrupa’yla olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri iş birliklerimizi, Amerika’yla köklü bağlarımızın alternatifi olarak görmüyoruz.
Avrupa Birliği’nin de, Türkiye’yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten kurtulmasını ümit ediyoruz.” Joe Biden’ın da Türk-Amerikan ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inandığını ifade eden Erdoğan “Hiç kimseye karşı ön yargımız, husumetimiz, düşmanlığımız bulunmuyor. Bugüne kadar bize bir adım gelene, biz hep koşarak gittik. Bugün de aynı samimiyeti ve iyimserliği muhafaza ediyoruz” dedi.
Erdoğan konuşmasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı da değerlendirdi. AİHM’in, Türkiye mahkemelerinin yerine geçecek şekilde karar veremeyeceğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. AİHM, bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak, istisnai bir uygulama yapmıştır. Tamamıyla bu adımlar siyasidir, bunun da gerekçesini biliyoruz.
Erdoğan, grup toplantısında AK Partili vekilleri selamladı. Toplantının ardından bir gazetecinin “Asgari ücrette gönlünüzden geçen nedir?” sorusuna “Belli bir yere gelsin, sonra konuşalım” karşılığını verdi.
İstisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahattin Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir. Mahkeme, Batasuna davası kararında, bırakınız şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın dahi cezaya konu suç sayılabileceğine hükmetmiştir.
Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6-8 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması, resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa, önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır.”
AİHM’nin, şu anda böyle bir ‘teröristi’ savunmanın arkasında olduğunu bilmesini isteyen Erdoğan, bilmiyorsa bunu söylemeye devam edeceklerini ifade etti. Demirtaş’ın ‘siyasi görevleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü örgütün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletin gözünde de suçlu olduğunu’ dile getiren Erdoğan “Kobani’nin katili budur. Diyarbakır’daki 53 gencin, yavrumuzun katili budur. Oradaki Kürt kardeşlerimizi sokağa döken, ondan sonra da bu kardeşlerimizin ölümüne neden olan odur.
Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın da işaretlerinin şimdiden gözükmeye başladığını belirten Erdoğan, PKK’ya terör örgütü muamelesi yapmayan, PKK’yla irtibatlı kişileri terörist kabul etmeyen bu mahkemenin, FETÖ’yle ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni etti. Erdoğan “Aksi takdirde, bunca çifte standarda ve riyakarlığa daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın da bilinmesini isterim” dedi.
ERDOĞAN ÜÇ KEZ AİHM'E BAŞVURMUŞTU
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sistemine katılımı 1987’de gerçekleşen Türkiye, AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini 1990’da kabul etmişti. Bugün yaşanan tartışmaların bir benzeri 2018’in Kasım ayında da gündeme gelmişti. Erdoğan, AİHM’in Demirtaş’ın serbest bırakılması yönündeki kararına ilişkin “Bizi bağlamaz” demişti.
O günlerde Cumhurbaşkanı’nın daha önce AİHM’e yaptığı başvurular gündeme gelmişti. Erdoğan ilk kez AİHM’e 1999 yılında adil yargılanma talebi ve 2002’de milletvekili olabilmek için adli sicil kaydının silinmesi amacıyla başvurmuştu. Yine 2002’de Yüksek Seçim Kurulu’nun milletvekili olamayacağı yönündeki kararını da AİHM’e taşımıştı. Erdoğan, 2003 yılında Başbakan seçildikten sonra AİHM’e yaptığı başvuruları geri çekmişti.