IŞİD'in yaktğı tesisten çıkan gazlar asit yağmuru oluşturur mu? Güney Doğu'da vatandaşlar asit yağmuru nedir nasıl oluşur sorusunu merak ediyorlar. Asit yağmurları insanı nasıl etkiler, zararları ne? Tüm detaylar haberimizde...
Ülkemizi asit yağmuru tehlikesi sardı. NASA'nın yayınladığı harita ile özellikle Güney Doğu yaşayanlar zehirli gazlardan etkilenip etkilenmeyeceklerini merak ediyorlar. Peki asit yağmuru nedir? Asit yağmuru neler sonucu oluşur, nasıl oluşur? Binlerce vatandaş tedirgin şekilde bu soruların yanıtını arıyor. Asit yağmurunun zararları ve tüm merak ettikleriniz haberimizde.
ASİT YAĞMURU NEDİR, NASIL OLUŞUR?
Asit yağmurları, fosil yakıtların yakılması ile ortaya çıkan yağışlar olarak tanımlanmaktadır. Bilhassa endüstriyel faaliyetin ve enerji tüketiminin yoğun olarak gerçekleştiği yerlerde yakılan petrol ve kömür gibi fosil yakıtlarının azot ve kükürt gazlarını aşığa çıkarmasının ardından bu gazların bulutlarda bulunan su buharı ile tepkimeye girmesi söz konusudur. Bu tepkimenin sonucunda ortaya sülfürik ve nitrik su buharı ortaya çıkar. Bu asitler ise çiğ, sis, kar ve yağmur gibi doğal olaylarla beraber yeryüzüne ulaşır.
Normal şartlar altında oluşan yağmurlar 5.6 pH değerine sahiptir. Bunun altında bulunan yağışlar ise asit yağmurları olarak adlandırılır. Özellikle sanayi devriminden sonra azot ve kükürt gazlarının atmosferde hızla birikmesi ile etkilerini hissettirmeye başladığı görülür. İlk olarak ise 1852 yılında sanayinin beşiği olarak adlandırılan İngiltere'de Robert Angus Smith isimli bir bilim adamının bu olayla hava kirliliği arasındaki bağlantıyı çözdüğü görülür.
SADECE BULUNDUĞU BÖLGEYİ ETKİLEMEZ
Asit yağmurları sadece oluştuğu bölgeyi etkilemez. Çin, Rusya ve Doğu Avrupa gibi bölgelerde fosil yakıtların aşırı şekilde kullanılmasına bağlı olarak ve atmosfer hareketleri sebebi ile pek çok bölge bu oluşumlardan etkilenir. Bu sebeple de 1997'de 160 ülkenin katılımı ile birlikte Kyoto protokolü imzalanır. Bu protokole göre her ülkenin azot ve karbon salınımını 1990 yılındaki düzeyde tutması gerekiyor. Bu konuya sıcak bakmayan ülkelerden biri Çin'dir. Çünkü Çin ekonomisi için sanayi büyük bir önem taşır. Çin'den yayılan azot ve kükürt gazlarının Japonya'da asit yağmurları olarak ortaya çıktığını ve Japonya'daki tarımın bundan etkilendiğini görebilmek mümkündür.
Asit yağmurlarının oluşumu için fabrika, motorlu taşıtlar, termik santraller gibi insan faaliyetler etkili olabildiği gibi doğal olayların da etkili olduğunu görebilmek mümkündür. Bu yağmurlar tüm çevreye zarar vermektedir, ancak en çok zararı ormanların ve tarım alanlarının aldığını görebiliyoruz. Bu yağışlar toprağın yapısında bulunan kalsiyum ve magnezyum gibi bitki gelişimi konusunda büyük bir öneme sahip olan elementleri yıkayarak derinlere taşıdığı biliniyor. Bu da ağaçların ve diğer bitkilerin topraktan yeteri kadar faydalanamaması ve kuruması anlamına gelir.
ASİT YAĞMURUNUN ZARARLARI
Asit yağmurları göller ve nehirlere yağdığında suların asitliği artar. Bu durum o sularda yaşayan canlarla zarar verir.
Sanayide fosil yakıtlar yerine kükürt ve azot içermeyen doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji tercih edilmeli
Kent içi veya kent dışındaki tarihi ve doğal yapıtlarımız zarar görür.
Yeşil alanlar artırılmalı ve orman yangınları engellenmelidir
Toprağın mineral oranının düşmesine neden olur, bu durum bitkilerin topraktan beslenmesine engel olur.
Toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı
İnsanlarda çeşitli solunum yoları, akciğer kanseri, nefes darlığı gibi hastalıklara neden olur.
Topraktan derelere, ırmaklara ve göllere taşınır. Göl sularının asitliliği ve metal tuzlarının yoğunluğu artar. Buna bağlı olarak göl ekosistemi tehlikeye girer.
Kültür varlıklarını olumsuz etkiler. Örneğin; asit yağmurları Nemrut Dağı’ndaki taş anıtları önce yıpratmakta sonra da dağılmasına neden olmaktadır.
İnsanlarda çeşitli solunum yolları hastalıkları, akciğer kanseri, nefes darlığı gibi durumlara neden olur.
Su kirliliğine neden olur.
Akarsularda ve göllerde bazı canlı türlerinin ölümüne yol açar.
İNSANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Yaş ve kuru çökelme sonucunda atmosferden yeryüzüne geçen sülfat, nitrat gibi anyonlarla toksik metallerin, kırsal bölgelerde toprağın ve göllerin asitleşmesine neden olan ve kentlerde ise insan sağlığını doğrudan etkileyebilecek düzeylere erişmelerinin yanında, toprağa çökelmeleri sonucunda da insanların özellikle çocukların sağlığını dolaylı olarak etkilediği bugün artık bilinmektedi Özellikle çoçuklarda olmak üzere solunum yolu enfeksiyonu olmak üzere çesitli iltihaplanmalar ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.Hava kirliliği olmayan yerlerle karşılaştırıldığında, hava kirliliği olan bir yerde iki kat daha fazla insan kronik bronşitten şikayet etmektedir.
DOĞAYA ETKİLERİ NELER?
Hava kirliliğinin sonucu olan azot oksitler özellikle bitki örtüsüne zarar veriyor (asit yağmuru). Hava kirliliği, başka etmenlerin yanı sıra ormanların ölmesine de neden oluyor. 1989’a değin Almanya’daki ormanların yüzde 52’sinin hasta olduğu belirlenmişti. İsveç’te ise asit yağmuru nedeniyle 18 bin göl zarar görmüştür, 4 bin göl ise artık ölü sayılmaktadır. Güney Kutbu üzerindeki ozon katmanı 1970’lerin ortasından bu yana her yıl biraz daha inceliyor.
Bu katmanın başka yerlerde de inceldiği, örneğin 1969-86 arasında Almanya üzerindeki bölümünün yüzde 3 oranında azaldığı belirlenmiştir. Bugünkü bilgilerimize göre ozon katmanındaki bu azalmaya kloroflüorokarbon gazları yol açıyor. Birçok ülkenin gündeminde bu koruyucu katmanı kurtarmak için alınacak önlemler tartışılmaktadır. Yeni Zelanda’da ozon katmanının yüzde 7’sinin ortadan kalkması sonucu morötesi ışınlarda yüzde 14 oranında bir artış olacağı, bunun da deri kanseri hastalıklarını yüzde 28 oranında artıracağı hesaplanmıştır. Morötesi ışınların artması ayrıca biyolojik etkinlikte de azalmaya, dolayısıyla yiyecek maddesi üretiminde önemli düşüşlere yol açmaktadır.
Ozon katmanındaki deliğe koşut olarak sera etkisi dene bir olay daha yaşanıyor. Bu, atmosferin giderek daha çok ısınması anlamına geliyor. Sera etkisine yol açan nedenler arasında karbon dioksit, su buharı, metan (yüzde 15’i sığırlar tarafından üretilmektedir), kloroflüorokarbon ve ozon gibi ısı tutucu gazların atmosferde gittikçe çoğalması gösterilmektedir.
Yalnızca atmosferde bulunan karbon dioksitin iki katına çıkması durumunda, yıllık sıcaklığın ortalama 3 derece artacağı düşünülüyor. Böyle bir değişimin tarıma, dolayısıyla da yiyecek maddesi üretimine yapacağı etkinin felaket düzeyinde olacağı açıktır. Bu durum, bugünkü tarım alanlarının daha kuzeye kaymasına da yol açabilir. Ama bu bölgelerde toprak o kadar verimli değildir, ayrıca güneydeki verimli topraklarda susuzluk nedeniyle çöle dönüşebilir.
IŞİD'in yaktğı tesisten çıkan gazlar asit yağmuru oluşturur mu? Güney Doğu'da vatandaşlar asit yağmuru nedir nasıl oluşur sorusunu merak ediyorlar. Asit yağmurları insanı nasıl etkiler, zararları ne?