Sayın başkan,
Karar'daki yazılarımı haftalık periyodda yazdığım için, sonraki yazımda ilk tur, belki de nihai sonuç belli olacak.
Demirel siyasette 24 saat bile uzundur, derdi. Siz deyin kalan bir hafta, ben diyeyim ömre bedel.
Sizlere bu yazıda birazcık gençlerden bahsetmek istiyorum.
Bu yıl ilk kez oy kullanacak pek çok genç için seçimler bir nevi mevcut siyasi iktidarın güven oylaması şeklinde geçti. Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığını, Recep Tayyip Erdoğan'a has ünvanlar olarak bilen birkaç çocuk tanıdım. Bu gençlerin çoğu bu seçimde oy kullanacaklar. Vaadlere kulak kabartan, çoğunlukla ailelerinden farklı görüşlere sahip bir kuşak bu.
Alfabenin hangi harfi ile tarif ederseniz edin, bu yeni kuşağın kendine mahsus pek çok tarafı var.
İnternetsiz bir dünyayı tahayyül edemeyen, Graham Bell'in cep telefonunu bulduğunu düşünecek kadar öncesine uzak bir kuşak bu.
Politikaya uzak gibi görünen, cin gibi bir kuşak bu. Mizahın da esprinin de hasından anlayan, teveccüh gösteren, baştacı eden, kızdı mı capsleyen, unfollow eden, kim duyar kasıyor, kim harbici bir çırpıda anlayan bir kuşak.
Sayın başkan,
Ceplerindeki yüksek kalite fotoğraf makineleri ile anı ölümsüzleştiren bu gençleri yarım yüzyıllık siyasi kavgaların tarafı haline getirmeyin lütfen.
Çeyrek yüzyıla yakın zamandır Türk siyasi hayatında esaslı bir slogan üretememiş eski tip, taşra siyasetine karşı "Yemezler" diye omuz silken, göz belerten bir kuşak bu!
Dünyayı en iyi ihtimalle dizilerden tanıyan bu kuşak için, özgür birey, özgür düşünce, eleştirel bakış önemli.
Bu kuşak haklı olarak liradan sıfırı atmanız kadar, Wikipedia'dan da sıfırı atmanızı bekler.
Kıtaları birbirine bağlayan kanallar kadar, güvenli kanallar, VPN hizmetleri de onların dünyalarında anlamlıdır.
Duvarlarda politik slogan yerine, DNS adresleri ve şiirler hislerine tercüman olur.
Zulme uğramış yavru bir köpek etrafında birleşir, hakir görülen bir temizlik işçisi etrafında etten duvar örerler.
Bu kuşağın yaratıcı zekası Mahmut Tuncer'den, Mustafa Keser'den halk kahramanı yaratır, İlber Ortaylı ile cehalete isyan bayrağı açar, ille de bir yerden umudu yeşertecek bir boşluk buluverirler.
Bu kuşağa politikanın buz gibi ciddiyetini bir emoji ile dağıtmadan, bir smile ile yüzleri gülümsetmeden nasıl hitap edeceksiniz?
Konvansiyonel medyayı takip etmeyen, çoğunlukla Youtuber olmak isteyen bu kuşağa, Youtube'un bir daha asla iki buçuk yıl süre ile yasaklı kalmayacağının sözünü verebilecek misiniz?
Sayın adaylar, müstakbel başkan,
Hepsinden önemlisi gençlere sadece ve sadece gerçeği söyleyeceğinize dair söz verebilecek misiniz?
Bu gençler için kıskıvrak yakalanan bir yalandan daha komik, daha acınası bir şey olmadığını unutmayın.
Bu kuşağı düşününce yadıma Ahmet Arif'in şu dizesi düşüyor:
"Bir umudum sende anlıyor musun?"
Anladın sen onu sayın başkan!
Müstakbel Başkana Açık Mektup
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.