Ferhan Şensoy'un satirik oyunu Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı tekelci kapitalizmin gülümseten bir eleştirisiydi.
Bugün maalesef uluslararası kapitalist sisteme dair, en azından Türkiye'den yükselen böylesi yaratıcı tepkiler duymak pek mümkün olmuyor.
Ya da durun o kadar kesin konuşmayayım. Leyla ile Mecnun'un Erdal Bakkal'ından yükselen şu sitemkâr nida, aslında anlamak isteyenler için çok şey söylüyor:
"Sen alışverişi süpermarketten yaparsın ama, cenazene mahalle bakkalı gelir."
Geçtiğimiz günlerde Google'ın Master Card müşterilerinin kredi kartı ekstrelerini aldığı bilgisi pek çok haber sitesinde yer aldı.
Haberi en detaylı veren kaynak Bloomberg'di bana göre. [1]
Google'ın 2014 yılından bu yana, kullanıcıların fiziksel mağazalardan yaptıkları alışverişleri Google konum servisleri ile korele ederek tespit ettiğini biliyorduk. Tabii Google burada, kişinin mağazada bulunmasından hareketle bir satış tahmininde bulunuyor ve bu veri her zaman gerçekleşen bir satışı ifade etmiyordu.
Master Card'dan kredi kartı ekstrelerinin satın alınması ile hem salt konum bilgileri ile kesinleştirilemeyen bu satış verileri doğrulanıyor, hem de Google'ın kullanıcıyı her yerde izleme etkinliğinin "mobil" bağımlılığı da bir nevi sona eriyor.
Google, ABD'deki kredi kartı kullanıcılarının yüzde 70'ini bu yolla takip edebilecek.
İnsanoğlu bitmek bilmez kibriyle yeni bir felaketin eşiğinde. Yapabildiği her şeyi yapmakta, güç yetirebildiği her şeyin etik tarafını tartışmadan ertesi gün hayata geçirebilmekte. Kullanıcı mahremiyetinin ruhuna fatiha okuyacak bu haber bunlardan sadece biri.
Kredi kartı ekstrenizde bir bebek bezi satışı mı görüldü. Gelsin bebek ile ilgili diğer enstantaneler. Malum bebek pahalı bir prodüksiyon. Sonra Google anne baba olduğunuzu nereden biliyor, diye şaşırmayın. Bugün size bebek ve çocuk ürünlerini gösteren Google, biriktirdiği bu veriyi yıllarca farklı şekillerde analiz ederek, siz yaşı başını almış ihtiyarlar olduğunuzda bu kez de çocuklarınıza yaşlı bakımevi ilanlarını gösterecek.
Her ne kadar teknolojik imkânlarla donanmış olsa da, modern insanın da böyle korkular karşısındaki primitif tepkisi geçmişi özlemek.
Sanırım ben de bazen özlüyorum.
Kredi kartı ekstreleri olmasa da, mahalle bakkallarının kredibilitesi yüksek, hatırlı komşuları için tuttuğu kara kaplı defterleri vardı.
Bırakınız burada kayıt biriktirip, milletin gizlisini saklısını didiklemeyi, bakkallar tez vakitte bu kayıtların üzerini çizmek için ay başını bekler; ödeme yapıldığı anda koca bir çizik atarlardı.
Mahalle bakkalları artık pek kalmadı, Süpermarketler çoktan mahalle bakkallarının canına okudular.
Kimbilir belki bakkallar eski oranda mevcut olsa, Google bir yolunu bulur veresiye defterlerini de satın alırdı.
Hayır canım, konu komşunun borcunu üstlenmek, borçları silmek için değil.
Hangi yüzyılda yaşıyoruz?
Borçlulular için olmadık ihtiyaçlar ihdas edip, almayı düşünmedikleri şeyleri akıllarına sokmak için görkemli bir reklam kampanyalarında bu verileri kullanırdı.
İnsanlık modern dünyanın yarattığı her hüsrandan sonra, eskiye özlem duyuyor.
Ve tarihten mutlaka sembolleştirdikleri bir şahsiyeti mücadelelerinde bayrak ediniyorlar.
Hayatımızın her anını dikizleyen Google gibi devlere karşı, mahallemizin hatırnaz bakkalını devleştirmeye ne dersiniz?
[1] https://www.bloomberg.com/news/articles/2018-08-30/google-and-mastercard-cut-a-secret-ad-deal-to-track-retail-sales
Kahraman bakkal Google'a karşı
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.