Ünlü Alman düşünürü Eric Hoffer'ın Kesin İnançlılar diye andığı zümreye hep gıpta ile bakmışımdır. Ben kafamın içerisinde sorularla ömür törpülerken, bu zevatın bütün dünyanın sorunlarına şifa olacak cevapları nereden bulduklarına hep hayret etmişimdir.
Cevapları nereden bulduklarından çok, bu cevaplardan böylesine şaşmaz bir kesinlikle emin oluşlarıdır esas takdire şayan olan.
Ekonomi için, siyaset için, çağımızın vebası 'inançsızlık' için hep bir çözümleri, cevapları olan bu zevatın duygu dünyası, anlam dünyası da cevabını aradığım başka bir sorudur benim için. Büyük resmi gören o gözlerden dünyayı bir salise olsun seyretmenin bahtiyarlığı nasıldır acep?
Bu cevapların, ya da bu şaşmaz kesinliğin en büyük gücü cevapların hayatta sınanmış olmasından değil, bu cevapları zihnine mıh gibi çakmış olanların tekrarlarındaki inatlarından gelir.
Bu cevapların gerçekten bir anlamı olsaydı dünyamız bambaşka bir yer olabilirdi. Ne yazık ki değil. Ama bu durumda dahi, bu fenalıkların müsebbibi bu cevapların kifayetleri değil, ki haşa hikmetlerinden sual olunmaz, bu cevaplarla mutmain olmayan "kafası karışık" ötekilerin varlığıdır.
Cevapları onların olsun... Benim için soru sormak hâlâ çok değerli, soru sorabilmek, belki cevabını almamış olsanız bile dünyaya hiç değilse hurafeleri temellerinden sarsabilecek birkaç soru bırakabilmek.
Bazen cevap değil, dünyaya şöyle anlı şanlı birkaç soru bırakabilmek insanlığa en büyük katkı olacaktır.
Toyota motorun kurucusu, mucit Sakichi Toyoda insanlığa bir değil, beş soru bıraktı. Üstelik bu sorular öyle değerli ki, bir problemin gerçek kök nedenini anlamak için sorabileceğiniz 5 jenerik soru.
Toyota firmasında yerleşen bir kültür, sonraları model olarak pek çok başka şirkette ve endüstride kullanıldı. Özetle bir sorunun kök nedenini anlamak için her biri bir önceki soruya verilen cevapla tekrarlanan 5 Neden sorusu.
Neden? - Akü bitmiş. (İlk neden)
Neden? - Alternatör çalışmıyor. (İkinci neden. Otomobillerde kullanılan alternatörler aracın motoru çalışıyorken aküyü şarj eder ve diğer tüm elektrik sistemlerine enerji sağlar)
Neden? - Alternatör kayışı koptu. (Üçüncü neden)
Neden? - Alternatör kayışı, kullanım ömrünün çok ötesindeydi ve değiştirilmedi. (Dördüncü neden)
Neden? - Aracın bakımı önerilen servis programına göre yapılmadı. (Beşinci neden, bir temel neden)
(Kaynak: Wikipedia)
Günümüzün en önemli sorunları olarak pazarlanan, siyasetçilerin dillerinden düşürmediği sorunlara şöyle bir göz atsak; mesela beş soruyla dirençlerini ölçsek nasıl olurdu?
Acaba hayat memat meselesi olarak lanse edilen problemlerin, ya da "ihtiyaç olarak dayatılanların" beş soruluk ömürleri var mı?
İstanbul ahalisinin yakın bir zamanda en yakıcı gündemlerinden biri olacak Kanal İstanbul projesinin varlık argümanını böyle bir teste tabi tutmanızı öneririm.
Soru sormak konusuna dönecek olursak...
Soru, hiç değilse gerçek anlamda zihninizin merak duygusuyla ateşlenmiş bir "neden?" sorusu dimdik duran surlarda mukaddes bir delik açabilir... Sonrasında yalan rüzgarının nereden eseceğinin pek bir önemi yok...
Tarihsel olarak soru işaretinin ortaya çıkışına bir bakalım... Hakkında çokça rivayet olsa da en akla yatkın olanı Ortaçağ yazmalarındaki nokta (.) ve şimsek (~) işaretinin soru cümlelerinde yanyana (.~) kullanılmış olması ve zamanla bu işaretin bugünkü soru işaretine evrilmesi.
Kafalarda şimşekler çaktırmak için sormaya devam....
Bir halk türküsü ne güzel söylüyor...
"Sana kutsal gelen bin yıllık çınar
Fiske vuruşuyla yıkılır bir gün"
Sorular fiskelerden daha güçlüdür, vesselam.
Hamiş: Tüm müslüman alemine bol feyizli bir Ramazan ayı dilerim.