Mariupol, Ukrayna’nın tartışmalı Donetsk bölgesinin ikinci büyük şehri. 500 bin nüfuslu bu liman şehrinin nüfusunun yarısı Ukraynalı, yarısı Rus. Nüfusun yüzde 85’i ise Rusça konuşuyor.
Yani Rus propagandası doğru olsaydı bu şehirde işgalci Rus birliklerinin çiçeklerle karşılanması gerekirdi.
Ama öyle olmadığı için günlerdir bu kritik liman şehri Rus roketlerinin saldırısı altında. Teyit edilmeyen rakamlara göre ölü sayısı 1000’li rakamlara ulaştı.
Şehre atılan onlarca roketten biri de Çarşamba günü Mariupol’un yeni doğan hastanesine düştü.
Bombalamanın ardından hastanede yaşanan korkunç anlar AP muhabiri Evgeniy Maloletka tarafından görüntülenip tüm dünya medyasına servis edilince Rus propaganda makinesi çalışmaya başladı.
https://twitter.com/serbestiyetweb/status/1501805954081382400?s=20&t=sdANBTM2UiMWMJgYsr4HSA
Çünkü Moskova’nın savaş suçunun net bir örneği olan bu görüntülerle ilgili sadece dünyaya değil, yüzde 85’i Rusça konuşan bu şehirde olanlarla ilgili, Ukrayna’ya Ukrayna milliyetçilerinin baskısı altındaki Rusları kurtarmak için girdiklerini söyledikleri kendi iç kamuoyuna da bir açıklama yapması gerekiyordu.
Bizzat Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada özetle; “hastanenin Rusya’nın “özel askeri operasyonunun” başlamasından bu yana kullanılmadığı, Azov adlı Ukraynalı aşırı milliyetçilerin taburlarının üssü olduğu, oradan ateş açıldığı, videolarda görünen her şeyin de CNN ve diğer Batı medyası için kurmaca olarak çekildiği zaten 2014’den beri Ukraynalı milliyetçilerin bu kurgu işlerinde uzmanlaştıkları” söylendi.
https://smotrim.ru/article/2687499?utm_source=vesti_left
‘Ukraynalı milliyetçilere’ bütün dallarda Oscar ödüllerini kazandıracak bu iddiayı Rus yetkililer hastane önündeki çekilen görüntülerdeki bir kadına dayandırdılar: Marianna Podgurskya...
İç kamuoyuna devlet kontrolündeki medyanın yaydığı bu karşı enformasyonu, dünyaya yaymak görevi ise Rusya’nın dünyadaki büyükelçiliklerinin Twitter hesaplarına verildi. Rusya’nın İngiltere Büyükelçiliği, Twitter hesabından görüntülerdeki Marianna Podgurskya’nın Instagram’da influencerlık yapan bir oyuncu olduğunu yazdı.
Büyükelçiliğe göre Marianna Podgurskya hamile değildi, rol yapıyordu, yüzündeki kan izleri de “çok gerçekçi bir makyaj’dan ibaretti.
Evet gerçekten de Marianna Podgurskya, Mariupol’da yaşıyordu ve Instagram’da kozmetik ürünler ınfluencerlığı yapıyordu. Ama Rus yetkililer ve onların propagandalarına atlayanların unuttuğu bir gerçek vardı: Influencer kadınlar da hamile kalabilirler.
Nitekim Marianna Podgurskya’nın Instagram hesabına girenler, 14 şubat ve 28 Şubat tarihli son gönderilerinde doğum yapmak üzere olduğunu gördüler.
https://www.instagram.com/p/CZ94ud5rQqh/
https://www.instagram.com/p/Cah7OCIKyOE/
Genç kadının Türkiye’de yaşayan kuzeni NTV’den Yağız Şenkal’a konuştu ve iki haftadır haber alamadığı kuzeninin 7 Mart’ta doğum yapmasını beklediklerini söyledi.
https://twitter.com/asdfgh123456114/status/1501953394759503877?s=20&t=sdANBTM2UiMWMJgYsr4HSA
Habere göre Marianna Podgurskya, yazın da eşiyle birlikte Türkiye’ye tatile gelmişti.
Rus elçiliklerin “hamile taklidi yapan oyuncu” dedikleri Marianna’nın önceki gün bir kız çocuğu oldu.
3 kilo 200 gram doğan bebeğe Veronica adı verildi.
Bu karşı medya kampanyasına Türkiye’deki Rusya Büyükelçiliği de Twitter hesabından Türkçe tweetlerle katıldı.
https://twitter.com/RusEmbTurkey/status/1502366030039076865?s=20&t=sdANBTM2UiMWMJgYsr4HSA
Rus elçiliği Marianna Podgurskya’nın hastane önünde çekilen görüntülerdeki bütün hamile kadın rollerini oynadığı iddia ediliyordu.
Bu Rus propagandasından hoşlanan bazı başka hesaplar da bu iddiaları tekrarlamakta ahlaken ve vicdanen bir beis görmediler.
https://twitter.com/CangulOrnek/status/1501980562663346177?s=20&t=sdANBTM2UiMWMJgYsr4HSA
Halbuki videolara yakından bakınca, görüntülerdeki kadınların kıyafetlerini karşılaştırınca bile sedyedeki hamile kadının Marianna Podgurskya değil, hastanede yatan başka bir hamile kadın olduğu anlaşılıyor.
Rusların terk edilmiş olduğunu iddia ettiği hastanenin önünde çekilmiş videolarda başka çok sayıda kadının olduğu da görülüyor.
Rusya’nın İsrail Büyükelçiliği ise hastanenin “özel askeri operasyon” başladığından bu yana çalışmadığını ve Azov taburuna ev sahipliği yaptığını iddia etti ve buna delil olarak bazı uydu fotoğrafları yayınladı.
https://twitter.com/bellingcat/status/1502199817883238400?s=20&t=yI-OIW_AA0Fv68GB8Wgv3w
Fotoğrafları inceleyen Bellingcat sitesi Rusların Azov taburunun üssü dediği binayla hastane arasında 10 km olduğunu tespit etti.
Bir kısmı şehri terk etmiş de olsa 500 bin insanın yaşadığı bir şehirde o sırada hamileliğin son günlerini yaşayan ya da yeni doğum yapmış kadınların olabileceği ve onların bir kısmının şehrin yeni doğan hastanesinde bulunmaktan başka çaresinin de olmayabileceği, yüzlerce roketin düştüğü bir şehirde o roketlerden birinin bu hastaneye ya da yakınlarına düşebileceği gibi şüphe uyandırmaması gereken güçlü ihtimaller görmezden gelindi, çıplak gözle görünen görüntüler yerine Rusya devletinin komplo teorilerine inanmayı tercih edenler bir de aksini söyleyenleri Batı propagandasına alet olmakla suçladılar.
Ama gerçek çıplak biçimde ortada: Belki 10 km yakınlardaki askeri birlik zannederek yanlışlıkla ya da Mariupol’un boşaltılması için halkın gözünü korkutmak için Rusya bir yeni doğan hastanesini hedef aldı, biri çocuk üç kişiyi öldürdü ve bir insanlık suçu işlemiş oldu.
Üstelik bu Mariupol’da sivillere yönelik ilk saldırı da değildi.
Onlardan birinin sadece fotoğraflarına bakmak bile yeterli:
Rus propaganda makinesi işgalin ilk gününden itibaren benzer dezenformasyonlara imza attı.
İşgalin ilk günü yine Rus nüfusunun ağırlıklı olduğu Ukrayna kenti Harkiv’e yönelik Rus roketli saldırısında bir hava üssünün yakınlarındaki bir apartmana düşen roket sonucu yaralanan Olena Kurilo adlı bir öğretmen kadının yüzü kanlı fotoğrafı ertesi gün bütün dünya medyasının manşetlerine çıkınca Rus propaganda makinesi yine harekete geçmişti.
Rusya’nın Cenevre’deki BM büyükelçiliğinde görevli üst düzey diplomatlarından Alexander Alimov, kadının Ukrayna ordusunda görevli bir psikolojik savaş elamanı olduğunu, yüzündeki kanın da makyaj olduğunu iddia etti.
Daha sonra Rus troll hesaplar devreye girdi. Kendisini Danimarka’da yaşayan bir Şilili olarak tanıtan Maria Alejandra Salomón adlı bir hesap Facebook’ta bu fotoğrafın 2018 yılında Ukrayna’nın Magnitogorsk şehrindeki bir gaz patlamasından sonra çekilmiş fotoğraflar olduğunu yazdı.
Bu iddiasına delil olarak da linklerini koymadığı, sadece capslerine yer verdiği Bild gazetesinden alındığını iddia ettiği haber küpürlerini gösterdi.
Bu iddia da aralarında Türkiye’nin de olduğu sosyal medya ortamlarından hızlıca yayılmaya başlandı.
Halbuki Maria Salomon diye Danimarka’da yaşayan bir Şilili yoktu, 2018’deki gaz patlamasıyla ilgili Bild küpürleri tahrif edilmişti ama öğretmen kadının fotoğrafı gerçekti.
Fotoğraf üç ayrı foto muhabiri tarafından Harkiv’de çekilmişti.
Muhabirlerden biri Anadolu Ajansı için orada olan Wolfgang Schwan’dı.
52 yaşındaki öğretmen Olena Kurilo daha sonra saldırı gününü verdiği röportajlarda da anlattı.
https://twitter.com/fnsalsaif/status/1498297393699340296?s=20&t=vL-OUpj9p3bmWQBGMDQENg
(Muhalif Amerikan Intercept sitesi bu dezenformasyonun iyi bir röntgenini çekip, yayınladı.
https://theintercept.com/2022/03/02/russian-tv-ukraine-war-conspiracy/
Ama Rus propagandası dur durak bilmedi.
Onlardan en çok dolaşanlardan biri Ukrayna’yla ilgili Batı medyasında çıkan bir televizyon haberi diye sunulan bir video.
Videoda bir muhabir altyazıda “Ukrayna Sağlık Bakanlığı: 57 ölü, 169 yaralı” yazan ekranda İngilizce olarak arkasında görünen ceset torbalarını anlatıyor, bu sırada ceset torbalarından biri çıkarken görülüyor.
Bu ilginç görüntü “Batı medyasının Ukrayna’nın yalanları” yorumlarıyla hızla sosyal medyada yayılmaya başlandı.
Tabii ki Türkçe sosyal medyada da.
Ama kısa sürede bu görüntülerin Şubat 2022’de Viyana’daki bir iklim eyleminde çekilmiş görüntüler olduğu ortaya çıktı.
Orijinalinde Almanca sunulan haberin görüntülerine profesyonel bir el dokunmuş, videonun üstünde İngilizce bir ses ve sahte altyazılarla manipülatif bir video oluşturulmuştu.
Ama bu gerçekler karşısında bile bu propagandaya alet olmuşların bir kısmı en fazla “Savaşta önce gerçekler ölür”, “iki taraf da medyayı kullanıyor, dikkatli olmak lazım” gibi klişelerle yetindi.
Zaten Rus propaganda makinesi de bu gerçeğin farkında.
Dünyada gerçeğin komplolar kadar müşterisi yok.
Özellikle “Batı medyasının propagandası” gibi bütün dünyada alıcısı olan bir eleştiri klişesiyle birlikte sunulduğunda ancak bir Oscar ödüllü filmden kareler olabilecek görüntülerin kurmaca ve kurgu olduğunu iddia etmek mümkün olabiliyor.
Üstelik bunu yapanlar, hastanenin bombalandığını söyleyenleri Batı medyasının algı oyunlarına kapılmakla suçlayacak kadar küstah olabiliyorlar.
Halbuki yeni doğan hastanesine saldırı da bu saldırıda ölen biri çocuk, üç kişi de sahte değil.
Ama ideolojik önyargıları yüzünden savaşın ortasındaki bir şehirdeki bir yeni doğan hastanesine düşen bir roketin bile apolojistliğini yapabilenlerin hem beyni hem de vicdanları için aynı şeyi söylemek çok zor...