İki PKK militanından birini kendini patlattığı diğerinin öldürüldüğü saldırı için PKK’nın askeri kanadı HPG’den yapılan açıklama tuhaf vurgular ve tehditler içeriyordu.
“Meclis’in açılış gününde, Meclis’e çok yakın bir yerde” saldırının yapıldığının altı çizilirken şöyle dendi: “Ölümsüzler Taburu’nun üyeleri eğer isteseydi eylem saatinde küçük bir değişiklik yaparak çok daha farklı sonuçların oluşmasına yol açabilirdi. Ancak bilinçli bir biçimde böyle bir tercih yapılmayıp, esas amaç olan; ilgili yerlere gereken mesajın ulaştırılması ve ciddi anlamda uyarılması hedefine bağlı kalınmıştır.”
Yani PKK saldırının açılış saatinde Meclis’e de yapılabileceği tehdidi savurdu. Belki de başarısız bir terör saldırısı sonrası yapılmış bir açıklamadır bu.
Saldırının gerekçesinin başında ise “ulusal ve uluslararası yasaları hiçe sayarak insan haklarını ayaklar altına alan, Türkiye ve Kurdistan’daki tüm zindanlarda geliştirilen insanlık dışı uygulama ve tecrit politikalarına” diye ad verilmeden Öcalan’ın 31 aydır avukatlarıyla görüştürülmemesine atıf yapılıyor.
Türkiye’de medyada sansüre takıldığı için bir süredir Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için başlayan kampanyadan kamuoyunun haberi yok.
PKK, Öcalan’ın Suriye’den çıkarılıp Avrupa’ya geçtiği 9 Ekim 1998’i uluslarlararası komplo yıldönümü olarak her yıl anıyor.
Tam bu yıldönümünde başını Yeşil Sol Partili mileltvekillerinin çektiği bir kampanya başlatıldı.
Bu kampanya için Yeşil Sol Parti milletvekilleri açıklamalar yapıyorlar, yürüyüşler organize ediliyor.
Önceki gün adı Yeşil Sol Parti liderliği için de geçen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, YSP, HDP, DBP gibi partilerin içinde olduğu kalabalık bir grupla Gemlik’e yürüyeceklerini açıkladı.
Gemlik yani İmralı’ya kosterlerin kalktığı limanın olduğu yere.
Öcalan’a tecrite karşı YSP’li milletvekillerinin de içinde olduğu kampanya 9 Mart’a kadar yani altı ay sürecek.
Yani hem Yeşil Sol Parti, doğrudan Öcalan için sokaklara çıkarak kendisini marjinalleştirecek, siyasette YSP ile yanyana durmak iyice zorlaşacak, siyaset gerilecek.
Yani Türkiye, yerel seçimlere ağır bir havada gitmeye hazırlanıyor.
Böyle bir atmosferde YSP’nin seçimlerde aday çıkarmaması ya da muhali ittifaka destek vermesinin maliyeti iyice ağırlaşacak.
Kampanyanın 9 Mart’a kadar sürmesi de ilginç.
PKK’nın amacı şiddeti artırarak, iktidar üzerine baskı kurmak ve Öcalan’a onun uğruna kendisini patlatan militanlara dur çağrısı yapmak üzere avukatlarının ya da yakınlarının gitmesine izin vermek gibi görünüyor.
Peki, yerel seçimlerden önce Öcalan’a avukatları gittiğinde Öcalan ne diyecek? Muhakkak yerel seçimler için de bir şey diyecek.
Ve o diyeceği şeyin ne olduğu yerel seçimlerde YSP ve Kürt seçmenlerin bir kısmının tavrını belirleyecek.
Yani ortada PKK’nın yerel seçimler endeksli yeni bir şiddet dalgası tırmandırması tehlikesi var.
Buna Irak’tak KDP-İran/Bağdat gerilimi de eklendiğinde, PKK’nın Türkiye’de KDP karşıtı yürüyüşler yapacak kadar bu gerilimde KDP karşıtı ve İran yanlısı bir yerde durduğu düşünüldüğünde bu yeni şiddet dalgasının uluslararası ilişkilerde de bir uzantısı olduğu görülüyor.
Yani Türkiye’de siyaseti zor bir dönem bekliyor.