Nedir bu şimdi? 15 ton (on beş bin kilo) patlayıcıyı bir kamyona yükleyip bir köyde patlatmak ne demek? Uzmanlar bunun ton değil, kilo değil üç yüz dört yüz gramının bile koca bir apartmanı yerle bir edebileceğini söylüyorlar. Nedir bu?
Neden?
Buna savaş mı diyorsunuz? Eylem mi, özgürlük mücadelesi mi, ne diyorsunuz? Kürtleri öldürerek mi, buharlaştırarak mı özgürleştireceksiniz?
Nedir bu?
Size, sizinle bir tür bağlantısı olan bir partiye yüzde yüze yakın oy vermiş bir köyü, sırf sizin eylem tarzınızı onaylamıyor diye haritadan silecek kadar büyük bir patlamanın hedefi yapmak, söyler misiniz nasıl bir felsefi, ideolojik gerekçeye dayanıyor? Kürdistanı insansızlaştırarak mı kuracaksınız ekelojik toplumu?
***
Uzmanlar söylüyor, bu patlayıcı Diyarbekir’in herhangi bir semtini tamamen yok edebilirdi. Siz buna küçük çaplı bir atom bombası deyin. Belli ki hedefiniz Diyarbekir’e küçük bir atom bombası atmakmış. Diyarbekir halkı size ne yaptı? Başka yerlerde dayak yerken partilileriniz, onlara bağrını açmadı mı her seferinde? Nereden geliyor Kürde, hem de size en azından gönül verenlere yönelik bu kininiz?
Korucuları hunharca hedef aldınız, bize karşı savaşıyorlar diye kendinizi savundunuz. Çocuklarını, eşlerini hedef aldınız, kurşun adres sormaz dediniz, kendinizi savundunuz.
Sizin gibi düşünmeyen binlerce Kürdü ölümlere götürdünüz.
Size “yeter artık öldürmeyin Kürtleri” diyenleri silahlı tetikçileriniz imha etmezlerse medya tetikçileriniz hain damgasını yapıştırarak itibarsızlaştırma yarışına girerler.
Susturuyorsunuz Kürtleri. Kürtler, tek parti Türkiye’sinin mağdurlarıdırlar ve siz de Kürtsünüz diye sizin azat kabul etmez köleleriniz midir?
Şehir savaşlarını başlattınız, Kürdün evini viran ettiniz. Çoluğunu çocuğunu derbeder ettiniz, kapı kapı dilendirdiniz.
Siz Kürde topyekun bir savaş açarak hangi Kürt özgürlüğünden söz ediyorsunuz? Kürtleri öldürerek, buharlaştırarak mı özgürleştireceksiniz?
***
Roboski dediniz, günlerce lanetledik. Katırların sırtlarında getirilen cenazelere her Kürt, her insan ağladı. “Unutursam kalbim kurusun” sözü bir çığ gibi büyüdü. Şimdi günlerdir sizin yarattığınız yeni Roboski’nin kurbanlarının katırların sırtında taşınacak cesetleri de yok ortada.
Dersim’in kurbanlarının kemikleri bulundu. Geliyê Zîlan’ın toplu mezarları var. Kürt düşmanlarının yaptıkları katliamlarda bile öldürülen bir Kürdün gömülecek bir karış toprağı varken, sizin kurbanlarınızın kazılacak bir mezarı bile yok. Çünkü mezara konacak bir cesedi yok.
Sizin sayenizde Kürdün yaşayanı evsiz, öleni de mezarsız kalıyor? Kürdü öldürerek mi, buharlaştırarak mı özgürleştireceksiniz?
Sizin İslam adına Müslümanların kafalarını kesen IŞİD’den ne farkınız var? Kürtlük adına Kürtleri yok ediyorsunuz!
Bu mu vadettiğiniz özgürlük? Müslümanlığı, Hıristiyanlığı, Êzidîliği geçtim, bu mu insanlık?
Gözlerinizi o kadar kan bürümüş ki geçenlerde Diyarbekir’de sağlık kontrolü için polis aracında taşınan kendi adamlarınızı bile öldürdünüz, bu kör savaşı nereye kadar sürdüreceksiniz?
Sizin kendilerini özgürleştireceğinize inanan Kürtler var belli. Ama onlar da bir gün bedeli bu kadar ağır olan bir özgürlüğü istemiyorum diyeceklerdir.
***
Savaşın da, özgürlük mücadelesi vermenin de bir ahlakı var, olmalı. Geçenlerde bir dostum anlattı. “IRA herhangi bir yere bombayı koyduktan sonra devlete ihbar edermiş. Bununla ben istesem bu bombayı patlatır onlarca insanı öldürebilirim, ama yapmıyorum, masum insanlar ölmesin. Siz de bizi anlayın ve haklarımızı verin” mesajını verirlermiş. Dostum bunları anlatınca elin teröristinin bile savaş ahlakı varmış dedim.
Size “terörist” diyenlere kızdığınızı biliyorum. Terörün en sade anlamı korkutmaktır.
Hadi söyleyin ve varsa elinizi vicdanınıza koyun, patlama sonucu buhar olan on beş Kürt köylüsünü duyan korkmaz mı?
Eğer maksadınız korkutmak ise, milyonlarca Kürdün yüreğine büyük bir korku saldınız. En azından o gece sabaha kadar uyuyamayan çocukların.
Tek Parti rejiminin korku duvarını aşan Kürtler bir gün Kemalizmin Kürtçesinin de bu korku duvarını aşacaktır hiç kuşkunuz olmasın.