Gayet tabii ki bütün yetkilere şahsen sahip olmakla birlikte Cumhurbaşkanı da icraatları, sevk ve idare pratiğini onlar eliyle yapacağı için bakanların kimlik ve kapasiteleri Türkiye’nin gelecek beş yılında belirleyici olacaktır.
Yeni bakanlar bize ne ifade ediyor?
Önce, gidenlerden başlayalım. Süleyman Soylu ve Hulusi Akar gibi çok güçlü iki ismin artık bakanlık görevi taşımayacak olması, en az yeni bakanların siyasi anlamı kadar önemli bir tercihtir. Soylu’nun siyasi ağırlığı çoğu kez asayiş ve emniyet faaliyetlerine vaziyet etmesinin ötesine geçmişti. Yine çoğu kez, Erdoğan’ın koyduğu taktik hedeflere Erdoğan’dan bile ileri söz ve tutumlarla eşlik etmişti. İçeride muhalefete, dışarıda ise “dış güçler” konseptine dahil bütün ülkelere karşı en ileri tepkileri koymaktan çekinmemişti. Bu açıdan, Süleyman Soylu’nun yeni dönemde bakan olarak düşünülmemesi gayet tabi çok anlamlı ve dikkat çekici bir tercihtir. O politikalardan vaz mı geçiliyor, yoksa devam edilecek ama o politikaların sözcülüğünü başka isim veya isimler mi üstlenecek? Meraklanmamak mümkün değil.
Aynı şekilde Akar da Erdoğan’ın çok alıştığı, bildiği, güvendiği bir isimdi. Yeni dönemde olmaması, Akar’ın tesir ettiği güvenlik ve dış politika alanlarında politika veya tarz değişikliğinin işareti mi? Şimdilik bir işaret yok. Bununla birlikte, dış politika ve dış güvenlik konusunda yeni ekibin; yani Dışişleri Bakanı olarak Hakan Fidan, Savunma Bakanı olarak Yaşar Güler ile MİT Başkanı olarak İbrahim Kalın gibi Akar’la aynı dosyalar üzerinde uzmanlaymış isimlerin seçilmesi politik devamlılığı ve sarsıntısız bir geçişi ifade ediyor. Ama özellikle Fidan gibi kapasitesi ve kredibilitesi yüksek bir ismin hariciyeye gelmesi Türkiye’nin yeni dönemde başka alanlara da yoğunlaşmasının işareti olabilir. Hakan Fidan doğru bir tercihtir ve kariyeri nedeniyle yeni hükümetin yıldız isimlerinden birisidir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de öyle… Beş yıl önce sevimsiz bir şekilde siyasete veda eden Şimşek’in bugün yeniden göreve davet edilmesi ekonominin içinde bulunduğu, bir türle toparlanamayan kriz haline karşı hem bir zaruret hem de bir imkandır. Şimşek bildiklerini yapabilirse çoğu yönetim hatasından kaynaklanan kriz unsurlarını kaynağında yok edebilir ve Türkiye hiç hak etmediği bugünkü ekonomik tabloyu aşabilir.
Şunu da söyleyelim… Fidan ve Şimşek’in verimli olabilmesi ve fark yaratabilmesi hariciye maliye konularında inisiyatif kullanmayı çok seven Erdoğan’ın kendilerine ne kadar alan açacağıyla yakından ilgilidir.
Göreve devam eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da eskiden olduğu gibi yeni dönemde de hükümetin gösterişsiz ama etkili bir ismi olacaktır. Sağlık gibi hem devletin hem de iktidarın halkla en yoğun temas kurduğu bir alanda işini iyi yaptığı, yeniden tercih edilmesinden bellidir.
Koca ve Ersoy hariç bakanların tamamının yenilenmesi Erdoğan’ın yeni bir enerji ve bakış açısı arayışının sonucu olmalıdır. Yeni isimlerin birçoğu kamuoyu tarafından tanınmamakla birlikte başarılı bir kariyerden geliyor. Dolayısıyla ülkenin önünde bulunan büyük problemleri aşabilmek içini üzerlerine düşeni yapmak kabiliyetine sahip olduklarını düşünmemek için bir nedenimizi yoktur.
Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve dolayısıyla yeni bakanlara açılmış geniş bir kredi bulunuyor. Umarız, toplumun verdiği desteğin kıymetini bilerek, ülkeyi içinde bulunduğu problemli durumdan çıkarırken, aynı zamanda yüksek gerilim de düşüren bir icraat döneminin isimleri olmayı başarırlar. Hayırlı olsun…