G-20 zirvesinde yoğun gayretlerle herkesi memnun edecek bir sonuç bildirgesi hazırlandı ancak savaşı sonlandıracak bir irade ortaya konulamadı. Zaten zirveye giden hiçbir liderin de böyle bir hedefi yoktu.
Dünya, Rusya ve Ukrayna tarafında bu zamana kadar 500 bin askerin hayatını kaybettiği ya da yaralandığı yıkıcı bir savaşın devam etmesinden zannedildiği gibi rahatsız değil.
Yoğun müzakereler sonucunda oluşturulan sonuç bildirgesi hem Rusya’nın hem de Batı’nın beklentilerin karşılayan bir uzlaşma metni oldu. Statükoyu değiştirecek bir irade oluşmamakla birlikte G-20’nin Global Güney olarak adlandırılan kesimi, diğer zirvelere kıyasla, kendi önceliklerinin dikkate alındığı bir sonuç bildirgesinin oluşmasını başardı.
Uzlaşma metninde Rusya, Ukrayna’ya açtığı savaşın özel olarak kınanmasını engelledi. Kınama yerine taraflara BM sözleşmesine uygun hareket etme çağrısı yapıldı. BM sözleşmeleri ile hiçbir sorunun çözülmediği hatırlanırsa, bu ifade kısa vadede bir barışın olmayacağını kabullenmekten hatta beyan etmekten başka bir anlam taşımıyor.
***
Rusya’nın uzlaşma metnindeki bir diğer kazanımı ise gıda maddelerinin teslimatının derhal ve engellemeden yapılması yönünde bir ifadenin yer alması. Böylece dolaylı olarak Rusya’ya yapılan yaptırımlara dikkat çekiliyor. Putin, Erdoğan’la Soçi‘de yaptığı görüşmede , buğday teslimatını Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması şartına bağlamıştı.
Batı dünyasının Ukrayna konusundaki söylem önderliği ayrıcalığı da sonuç bildirgesinde yer alan ‘‘Ukrayna konusunda farklı görüşler ve değerlendirmeler mevcut‘‘ ifadesiyle son bulmuş oldu. G-20, içinde Çin ve Hindistan’ın da bulunduğu “Global Güney’in‘‘ gücünü tecrübe etmiş oldu. Global Güney kavramı ile coğrafi bir bölge kastedilmiyor. Bu ifade Avrupa ve ABD gibi kuzey yarımkürenin domine eden gücüne karşı gelişen karşı oluşan iradeyi tanımlamak için son yıllarda sıkça kullanılmaya başlandı.
Batı medyasında sonuç bildirgesi “maximal uzlaşma minimal etki“ şeklinde yorumlanıyor. Ukrayna savaşının son bulması bağlamında bu yerinde bir tespit sayılır. Fakat G-20’nin Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Arjantin ve Suudi Arabistan gibi üyeleri açısından durum biraz farklı.
Geçtiğimiz yıl Bali’de yapılan G-20 zirvesinin aksine Batı’nın bu zirvedeki belirleyici etkisi kırılmış oldu.
***
Zirve öncesi Hindistan ve Çin arasında zirve esnasında bir güç gösterisinden söz ediliyordu Çin Devlet Başkanı Şi Cinping zirveye katılmayarak, rekabet görüntüsünü engellemiş oldu. Ancak Hindistan’ın da yoğun çabaları ile ortaya çıkan sonuç bildirgesi, Hindistan ve Çin’in güç mücadelesinden çok Global Kuzey‘le ve Global Güney’in rekabetini belirgin hale getirdi. Uzlaşmayı Global Güney’in mütevazı itirazı sağladı.
Çok kutuplu dünyanın yeni güç merkezleri Yeni Delhi ve Pekin Batı medyası üzerinden değil de aracısız izlenmeyi hak ediyor. Bu merkezlerin hedefleri, dinamikleri ve imkanlarının önyargısız anlaşılması gerekiyor. Batı başkentlerine ve Moskova’ya odaklı zihinlerimizin çok kutuplu dünyaya alışması gerekiyor.