Elçileri kovamadık ama vatan kurtuldu!

Mehmet Ocaktan

Türkiye olarak İçine düştüğümüz tarifi imkansız çaresizliği sadece seyretmek, bu ülkenin bir vatandaşı olarak insana ıstırap veriyor. Meselenin siyaseten bir başka veçhesi ise, bizzat AK parti iktidarı tarafından Türkiye’nin bir hukuk devleti olma yolunda atılan reformist adımların yine aynı iktidar tarafından yok edilmesinin yarattığı müthiş yalnızlık…

Bir iktidar partisinin, kendisini demokratik dünya nezdinde böylesine bir yalnızlığa mahkum etmesi herhalde siyaset tarihinde çok az rastlanabilecek bir olaydır.

Evet bütün siyasi iktidarlar zaman zaman hatalar yaparlar, yanlış politikalar uygulayabilirler ama ülkeyi itibarsızlaştıracak ve dünyadan izole edecek uçuk hayallere de tenezzül etmezler.

10 büyükelçinin Osman Kavala’nın, Türkiye’nin de altına imza attığı AİHM kararları dikkate alınarak serbest bırakılması çağrısı sonrasında yaşananları ne yazık ki normal demokratik bir ülke mantığı ile açıklamak mümkün değil.

Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” diyerek Dışişleri Bakanı’na talimat veriyor ve elçilerin “istenmeyen kişi” ilan edilmelerini istiyor. Ancak bu talimat yerine getirilmiyor… Bu sistemde herhangi bir bakanın Cumhurbaşkanının talimatına uymamak gibi bir lüksü olabilir mi? Elbette olamaz, peki o zaman neden bu kadar esip gürledik?

İşte meselenin püf noktası da burası… İYİ Parti lideri Meral Akşener’in önceki gün KARAR tv’de “Bak vururum ha…, taş atarım ha…” ifadesiyle izah etmeye çalıştığı gibi galiba dünyaya korku salmaya çalıştık.

Peki korkutabildik mi?

Şu ana kadar pek böyle bir işaret gözükmüyor, mesela Biden, Merkel, Makron ve diğer ülke liderleri telefonlara sarılıp “Bizim elçiler hata ettiler, bizim Osman Kavala’nın serbest bırakılmasıyla uzaktan yakından bir ilgimiz yok” diyerek cumhurbaşkanımızı sakinleştirmeye çalışmadılar.

Evet ABD Büyükelçiliği, 10 ülkenin büyükelçisinin yaptığı açıklamayla ilgili olarak, “Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. Maddesine riayet etmeyi teyit eder” açıklamasını yaptı, Fransa ve Almanya’nın aralarında yer aldığı 9 elçilikten de benzer açıklamalar ve paylaşımlar geldi. Ama bu ilk yapılan açıklamanın geri alındığı anlamına gelmiyor, tam aksine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının arkasında olduklarına işaret ediyor.

Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı büyükelçiler açıklaması sonrasında ‘büyükelçilik krizine’ neden olan Kavala açıklamasıyla ilgili olarak “İnsan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğüne olan taahhüdümüze güçlü bir şekilde bağlıyız” şeklindeki değerlendirmesiyle elçilerin Kavala açıklamasının arkasında olduklarını bir kez daha teyit etmiş oldu.

Şimdi bütün dünya medyasında çizilen Türkiye fotoğrafı gerçekten hüzün verici… İktidarın celallenmesini, ekonomideki olumsuz gidişatı perdelemek için yeni bir ‘kahramanlık şarkısı’ gibi görenlerden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını ‘gücün değil zafiyetin göstergesi’ olarak değerlendirenlere kadar pek çok tatsız manzara ile karşı karşıyayız.

Mesela Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi’nde Reiner Hermann imzasıyla yayınlanan geniş bir yorumda‚ ‘‘Köşeye sıkışmış güç insanı‘‘ başlığı ile Erdoğan’nın siyasi olarak artık başarı gösteremediğini, vatandaşların artan fiyatlardan rahatsız olduğunu ve muhalefetin birleştiğini yazdı. Aynı şekilde France 24, “Erdoğan, diplomatları sınır dışı etme kararında U-dönüşü yaptı” yorumuna yer verdi.

Herhalde bu ülkede yaşayan hiçbir bireyin, Türkiye’nin dünyada böyle bir negatif görüntüyle anılmasına gönlü razı olmayacaktır. Ülkenin sağlam bir demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve güçlü bir ekonomiye sahip olmasını umursamayanlar hariç…

Gerçekten de bu ülkede tıpkı Fetullah’ın fedailerini çağrıştıran bir kesim var ki onlar, kelimenin tam anlamıyla efsunlanmış bir şekilde “Dünyayı nasıl da dize getirdik, işte Türk’ün gücü bu…” havasındalar. Ülkede yaşanan ekonomik kriz, adaletsizlikler, hakka-hukuka riayetsizlikler onların umurlarında bile değil.

Her ne kadar elçileri kovma konusunda yüksek perdeden esip gürlediysek de sonunda pek çok meselede olduğu gibi başladığımız noktaya geri döndük, ama vatan kurtuldu!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (81)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.