Dindar-muhafazakar iddialar taşıyan AK Parti iktidarı döneminde, olmasına asla ihtimal vermediğimiz, hatta aklımızın ucundan bile geçmesini düşünmediğimiz öyle şeyler oluyor ki artık buna bile şaşırmıyoruz.
Geçmişte tek parti dönemine ilişkin halk arasında anlatılan söylentiler vardır, denir ki “Köylerde jandarma geliyor denince Kur’anlarımızı saklardık.” Bu söylentilerin ne kadarı doğrudur bilemeyiz ama böyle bir söylenti de vardır.
Talihsizliğe bakın ki dindarlık iddiası taşıyan AK Parti iktidarı döneminde de tek parti dönemlerini çağrıştıran tatsızlıklar yaşanıyor. Mesela bir camiye gittiğinizde birileri çıkıp “Senin ne işin var bu camide”, ya da “Bu camide hatim okutamazsınız, mevlit okutamazsınız” benzeri densizliklerle karşılaşabilirsiniz…
Biliyorum birileri bunun bir haksızlık, hatta iftira olduğunu söyleyecektir. Açıkçası ben de bu iddialar konusunda haksız olmayı çok isterdim, ama ne yazık ki AK Parti döneminde böylesine iç acıtıcı olaylar yaşıyoruz ve gerçekten kahroluyoruz.
Bu meseleyi izah edebilmek için son günlerde yaşanan iki örnekten bahsetmek istiyorum. Bir dostumuz benim de Bursa Erkek lisesinden arkadaşım olan Kani Torun yaklaşık iki ay önce 28 yaşındaki kızını bir elim hastalık yüzünden kaybetti ve hala acısını derinden hissettiği günler yaşıyor. Geçtiğimiz hafta Ankara Yenimahalle camiinde hatim okutmak ve bu arada da caminin müçtemilatında dostlarına yemek vermek istiyor. Meseleyi imamla konuşuyorlar, o da ilçe müftülüğü ile de konuşmalarını söylüyor.
Müftülük tarafından camide kimin hatim okutacağı, ismi ve kurumu soruluyor. İsim veriliyor, sonrasında verilen cevapta bu mekanın uygun olmadığı söyleniyor ve izin verilmiyor. Muhtemelen yapılan araştırma sonucunda Kani Torun’un Gelecek Partisi Genel Sekreteri olduğu öğrenildiği için böyle olumsuz bir cevap veriliyor.
Açıkçası sormak gerekiyor, neden isim ve kurum sorgulaması yapılıyor?
Acaba isim uygun bulunmazsa, o camide hatim okutamaz mı?
Bir Müslüman’ın herhangi bir camide hatim ya da mevlit okutması için güvenlik soruşması benzeri bir sorgulama yapılması mı gerekiyor?
Farz edelim ki işportacılık yapan bir vatandaş ya da muhalif bir parti mensubu kişinin Allah’ın evi olan camide hatim okutması sakıncalı bir durum mudur?
Öylesine utanç verici bir durum ki doğrusu insanın isyan edesi geliyor. Bu nasıl bir din anlayışıdır ki camileri bile toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran bir siyaset anlayışına kurban eder hale geldik…
Evet özellikle son beş yılda artık camilerin de iktidarın bir bakıma yan kuruluşu haline geldiğini biliyoruz.
Çünkü hutbelerde, vaazlarda verilen mesajlar mevcut siyasi anlayışla paralellik arz eden bir içerik taşır hale geldi. Ama doğrusu bu kadarını da beklemiyorduk…
Maalesef bugün geldiğimiz nokta Müslümanlar açısından içler acısı bir manzara arz ediyor. Ama ne yazık ki artık buna bile şaşıramıyoruz, çünkü hukuk kurumlarından ekonomiye, eğitim kurumlarından dış politikaya kadar bütün devlet mekanizması tek merkezden yönetilir hale geldiği için hiçbir kurum o merkezden habersiz hareket etme yetkisine sahip değil.
Hal böyle olunca, doğal olarak ilçe müftülerinin de muhtemelen zülfüyara dokunur endişesiyle kimlerin camilerde hatim ya da mevlit okutabileceğine karar vermede zorlandıkları gibi bir durumla karşı karşıyayız.
Hatırlayalım, daha bir ay önce Ankara’nın göbeğinde katledilen Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş için Manisa Turgutlu’da sevenleri mevlit okutmak istemiş, müftülük izin vermemişti. Hem de akıllara zarar bir gerekçeyle…
Turgutlu Müftüsü Ömer Çoban imzasıyla izin talebinde bulunulan dilekçeye şu cevap verilmişti: “Olayın adli ve idari soruşturma aşamasında bulunması, merhumun ilçemizde kan bağı bulunan bir akrabasının olmaması dolayısıyla halihazır süreçte ilçemizde müftülüğümüz bünyesinde herhangi bir camide program yapılması tarafımızca uygun bulunmamıştır.”
Kısacası mevcut iktidarın anlayışına göre, memleketin herhangi bir camiinde hatim ya da mevlit okutmak istediğinizde, eğer o şehirde bir kan bağınız olan bir yakınınız yoksa Kur’an okutamazsınız…
Kimse kusura bakmasın ama, iktidar lisanı hal ile demek istiyor ki “Sakın ha camilerden uzak durun ve bize sormadan da yaklaşmayın.” Merak ediyorum, önümüzdeki yıllarda camilere girişte kimlik kontrolü yapılacak mı?