Bütün mutlu aileler birbirine benzer. Mutsuz ailelerin ise her birinin mutsuzluğu kendine özgüdür, diye açılır Tolstoy’un Anna Karenina romanı.
Hiçbirimiz başka evlerin içlerinde neler yaşandığını bilemeyiz. Öyleyse kimin mutlu, kimin mutsuz olduğunu nereden anlayabiliriz?
Bir şekilde anlaşılır aslında. Mesela hanımefendi ikide bir valizini alıp bir yerlere gidiyor, eşi her defasında gidip elinden tutarak yuvasına geri getiriyorsa evin içinde işler iyi gitmiyor demektir. Artık çoluk çocuğun hatırına zoraki sürdürülen bir beraberlik söz konusudur belki de.
Böyle bakınca anlaşılan o ki Cumhur İttifakı mutlu bir yuva değil. Çünkü her seçime birlik beraberlik mesajları vererek giriyorlar. Seçimden sonra ise ayrılık rüzgarları esmeye başlıyor.
***
31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra yaşanan tartışmaların nerdeyse aynısı daha önce 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından da yaşanmıştı.
Yine her zamanki gibi yüksek tansiyonda kavga dövüş içinde yapılan yerel seçimde İstanbul ve Ankara çeyrek asır sonra CHPye geçmişken Erdoğan “artık kızgın demiri soğutmak gerektiğini” söylemişti
18 Nisan… Erdoğan: Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte Türkiye İttifakı olarak hareket etmeliyiz.
21 Nisan… Bahçeli: Kızgın demiri soğutmak bize yönelik tertipleri görmezden gelmemize yol açmasın (…) Türkiye İttifakı ne demek? Biz Cumhur İttifakıyız. Onlar zillet ittifakı. Biz beka için bir aradayız.
Bahçeli aynı açıklamasında İstanbul seçiminin de tekrarlanmasını istedi: İstanbul’da seçim tekrarı beka meselesidir. YSK buna göz yumamaz. Biz kentlerimizi sokakta bulmadık
Yine 21 Nisan… Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara Çubuk’ta linç girişimi gerçekleşti, Devlet Bahçeli bu vahim olay hakkında CHP liderini suçlayan açıklamalar yaptı.
Bahçeli: O bölgede ne işin var senin? O yaşlı adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu?
22 Nisan… Erdoğan: Olay tüm boyutlarıyla soruşturulmaktadır. Şiddeti asla tasvip edemeyiz. Şiddetin ve terörün her türüne karşıyız. Kimsenin Türkiye’nin huzur iklimine zarar vermesine müsaade etmeyiz.
Aynı gün… AK Parti üyesi olduğu ortaya çıkan saldırgan kesin ihraç talebiyle İl Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
23 Nisan… AK Parti Ankara İl Başkanı saldırgandan “yiğidimiz” diye söz eden bir paylaşım yaptı.
Aynı gün… YSK’nın İstanbul seçimleriyle ilgili ara kararında memur olmayan sandık kurulu başkanı ve üyelerinin durumlarının araştırılması kararlaştırıldı.
24 Nisan… Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na linç girişimi hakkında bu kez başka türlü bir açıklama yaptı: Ben bile Cumhurbaşkanı olarak herhangi bir şehit evi ziyaretinde öncelikle soruyorum; gidişim orayı rahatsız eder mi? Eğer edecekse gitmeyeyim derim.
2 Mayıs… İstanbul’da bazı sandıklarda usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin yapılan suç duyuruları kapsamında 32 ayrı soruşturma başlatıldı.
4 Mayıs… Erdoğan: Burada bir yolsuzluğun olduğu apaçık ortadayken, yani bunu kovalamayalım mı, bunu takip etmeyelim mi? Vatandaşım bana şunu söylüyor: Başkanım, bu seçim yenilenmeli.
5 Mayıs… Sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında başlatılan soruşturmada, şüphelilerin FETÖ ile irtibatını ortaya çıkaran bilgilere ulaşıldığı açıklandı.
6 Mayıs… YSK 4’e karşı 7 üyenin oy çokluğuyla seçimin yenilenmesini kararlaştırdı.
***
Aradan beş yıl geçti, 31 Mart 2024 yerel seçim hezimetinin ardından Erdoğan bir kez daha “kızgın demiri soğutma” çağrısı yaptı. Bu sefer kullanılan tabir “yumuşama” oldu.
3 Mayıs 2024… Erdoğan: Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Bu adımı da atacağız.
15 Mayıs… Erdoğan: Siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Allah’a hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık.
17 Mayıs… Erdoğan 28 Şubat davası hükümlüsü eski komutanları sürekli hastalık ve kocama hali gerekçesiyle affetti.
28 Mayıs… Bahçeli: Normalleşme ve yumuşamayı, bilhassa Cumhur İttifakı’nın süngü düşürüp mücadelesine sünger çekmesi temelinde planlayanlar bir an olsun unutmasın ki, ak koyunun kara kuzusu da olur.
1 Haziran… Erdoğan: Yumuşama adı altında kimliğimizden, ilkelerimizden ve kırmızı çizgilerimizden taviz verecek değiliz.
11 Haziran… Erdoğan, öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüştü.
13 Haziran… Bahçeli ortağına “O zaman ittifakı CHP ile kur” diye rest çekti.
15 Haziran… Erdoğan “Siyasette yumuşama iklimi milletimizin tekrar kucaklaşmasını sağladı” dedi.
Bu açıklamadan bir saat sonra Bahçeli’nin mesajı geldi: Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir.
Aynı günün ilerleyen saatleri… Erdoğan kendi başlattığı yumuşama sürecini bitirdi: Siyasete bir kibarlık getirelim dedik. Ama CHP’nin başındaki arkadaş hazmedemedi.
***
“Özgür Efendi”nin bir süre “Sayın Özel” olması, sonra da “CHP’nin başındaki arkadaş”a dönüşmesi şüphe yok ki ana muhalefet partisinden kaynaklanan bir hadise değildi. Cumhur İttifakı evindeki mutsuzluğun dışarıya yansımasıydı.
Olup bitenden ümide kapılıp siyasette normalleşme ikliminin gelmesini beklemişseniz o da sizin sorununuz!