Altılı Masa ittifakı bugüne kadar Türk siyasetinin tanık olmadığı türden bir birliktelik. Seçimden sonra görülen lüzum üzerine değil, seçimden önce belirlenen ortak bir hedef ve somut bir program temelinde uzlaşılarak teşkil edilmiş olması… önemli bir başarı.
Ülkenin içinde bulunduğu vahim şartlar dolayasıyla asgari müşterekler temelinde bir araya gelen birbirinden farklı ideolojik çizgilerin temsilcisi altı ayrı partinin bu yöndeki çalışmaları bugüne kadar uyum içinde sürdürebilmeleri… önemli bir başarı.
Bu çalışmalar kapsamında “Geçiş” için bir yol haritası belirlenmesi, “güçlendirilmiş parlamenter” sistem hedefine yönelik anayasal çerçevenin tamamlanması, ekonomi başta olmak üzere ülke sorunlarının nasıl çözüleceğine ilişkin “altı partili komisyon” çalışmalarının bir hükümet programına dönüşebilecek hale getirilmesi… önemli bir başarı.
Nitekim geçen hafta dokuz saat süren son toplantıdan sonra yayımlanan ortak bildiri altı farklı parti arasında en önemli konulara ilişkin olarak ciddi bir uzlaşma ve fikir birliği olduğunu gösteriyordu.
Ortak adayı belirleme görüşmelerinin bu ay başlatılacağı belirtilen açıklamada “Başkanlık sisteminin yol açtığı tahribatı” onarmak ve “otoriter yolsuzluk düzenine” son vermek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da el ele çalışmaya devam edileceği sözü veriliyordu.
***
Ne var ki bu olumlu ve uyumlu mesajlara rağmen, Masa’nın birliğini sürdürebilmesini ve seçime ortak adayla girebilmesini tehlike altında gören ve bu yüzden telaş ve endişe içinde olan kesimler var.
Bunlar haklı endişeler olabilir. Ne de olsa her biri farklı çizgilerden gelen altı farklı partinin birlikteliği söz konusu burada. Aynı partinin içinde bile birbiriyle çatışan değişik görüşler, anlaşmazlıklar ve hatta siyasi rekabete dayalı çekişmeler bu dünyada hiç görülmeyen şeyler değil. Bu iş siyasetin doğasında var.
Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi başta olmak üzere birçok hususta altı parti arasında da bazı anlaşmazlık ve çekişmelerin olması doğaldır. Önemli olan bu anlaşmazlıkların -masanın varlık sebebi olan ortak amaçlar adına- diyalog yoluyla çözülmesine çalışmaktır.
Liderlerin kamuoyuna yansıyan uyumuna rağmen partilerin tabanında veya taraftar çevrelerinde işi kavgaya vardıran çekişme görüntüleri her şeyden daha tehlikeli. Belirlenecek ortak adayın kim olacağından bile daha önemli bu problem. Zira Altılı Masayı oluşturan partiler arasındaki gerginlik görüntüsü tabanların birbirinden uzaklaşmasına, iş birliğinin zorlaşmasına, toplumda bir bütün olarak muhalefet blokuna duyulan güvenin azalmasına yol açar. Bu durumda ise seçimin kazanılması tehlikeye girer. Oysa Altılı Masanın birliği korunduğu sürece adayın kim olacağından da bağımsız şekilde sandıkta başarı sağlamak mümkün ve muhtemel görünüyor.
Ama siz kamuoyu önünde “Falan kişi aday olmasın, seçilirse kazanamaz” şeklinde bir kampanya yürütürseniz, yarın şartların değişmesi ve söz konusu kişinin aday olması durumunda ortak adayınız için oy istemeniz zor olacaktır. Birbirinizi yıpratmanız bastığınız dalı yıpratır.
****
Siyasetin temel gerçeklerinden biri “iktidar yıpranması” olgusudur. İktidardaki partiler ülke de yaşanan olumsuzluklardan yönetim olarak sorumlu oldukları için ister istemez oy kaybederler. Ama iktidar avantajı (mesela işçiye, memura zam verebilme veya ekonomik olmasa da bir bölüm vatandaşı memnun edecek yatırımlar yapabilme imkânı) sayesinde de bunu telafi edebilirler.
Muhalefet partilerinin ise kendi kendilerine zarar verecek işlere kalkışmadıkları sürece yıpranmaları söz konusu değildir. Tam aksine, iktidarın icraatının toplumda doğurduğu tepkiler ölçüsünce ve bunları çözmek konusunda oluşturabildikleri güven miktarınca oylarını arttırırlar.
Ancak eğer bugün Altılı Masa’nın etrafında özellikle adaylık meselesine ilişkin olarak oluşma istidadı gösteren düğüm bir an evvel çözülemezse “muhalefet yıpranması” hadisesine de şahit olabiliriz.
Bunun için… Adaylıkla ilgili tartışmalar bir an önce sona erdirilmeli… Bu konuda sahip olunan farklı görüşler ve varsa rezervler açıklıkla ortaya konulmalı… Seçime üç gün kala yapılacak bir tartışma değil bu. A planı uygulanamayacaksa B planının hazırlanması için önünüzde vakit kalmalı.