Geçenlerde, karşısına oturanlara ‘‘Bir arkadaşım soruyor’’ giriş cümlesiyle aklına gelen en ters konuyu bile soru olarak yönelten bir programcıyla karşılaştım. Tarzı ilginç geldi. Daha da ilginç olanı, bir ekonomistin ilk soruya verdiği cevaptı.
Soru şuydu: ‘‘İlk milyon dolarınızı ne zaman kazandınız?’’
Beklediğim, ‘‘Ne milyon doları, kardeşim, o kadar para bende ne gezer’’ türü bir cevaptı. Öyle olmadı. Ekonomist, ilk bir milyon dolarının kaynağını anlattı ve ağzım açık dinledim.
İlk milyon doların başlangıcı, faizlerin yüzde binlerin üzerine çıktığı Tansu Çiller’li yıllarmış…
Gece yarılarına doğru faiz oranı iyice tavana vuruyormuş ve o sıralarda bir ekonomi kanalında çalışan bizim ekonomist, elindeki parayı, her gece yüzde birkaç bin oranında büyütüyormuş…
O dönemde kim bilir kimler dolar milyoneri olmuştur…
Ben böyle düşünür ve o günle günümüzü karşılaştırıp halimize şükretmeye karar verirken, Hürriyet’in internet sitesinde kocaman harflerle karşıma şu haber çıktı: ‘‘Bir ayda 42 bin lira faiz getirisi’’
Merkez Bankası (MB) bankaların mevduatlara uyguladığı faiz oranlarını açıklamış; gazete de okurlarına büyük müjde olarak bunu duyuruyor. 1 milyon TL bir ayda tam 42 bin 264 TL faiz getiriyormuş…
Çalışmak çabalamak gerekmiyor, bulun bir yerlerden 1 milyon TL, yatırın bir bankaya, ay sonunda harca harca bitmeyecek 42 bin küsur lira faize sahip ol.
Gazeteyi hazırlayanlar, herhalde haberin bu kadarının yeterince heves patlamasına yol açmayabileceğini hesaplamış olmalılar ki, faiz gelirini artırmanın daha kestirme bir yolunu daha duyurmuşlar.
Okuyalım:
‘‘Mevduat faizinin bir yıl boyunca yüzde 54.83 seviyesinde kaldığını varsayarsak ve her ay alınan faizle birlikte yeniden mevduata paranın bağlandığı düşünülürse, bir yılın sonundaki faiz getirisi bileşik olarak yüzde 70.94 oluyor. Başka bir deyişle 1 milyon liraya brüt 709 bin 400 lira faiz geliyor. Yüzde 7.5 stopajı düşüldükten sonra net faiz 656 bin 195 lira oluyor.’’
Yüzde 70 faiz!
Mayıs ayında bankalardan yüzde 80 oranında faiz elde edildiğini de yine aynı haberden öğreniyoruz.
Aslında hatırlatmam gerekmezdi ama yine de böyle bir yazıda ‘nass’ sözcüğünün geçmemesini yadırgayanlar çıkabilir. Evet, uzun zaman ‘nass’ sözcüğünün ‘faiz’ sözcüğüne ek olarak kullanıldığı bir ortam vardı; bugün ‘nass’ unutuldu, yüzde 80 faiz oranının gözlere sokulduğu bir ortam var.
Size şöyle bir hesap sunayım:
1 Mayıs 2024 tarihinde 1 dolar 32.47 TL idi. O gün elinde 100 bin doları olan birinin bu dolarlarını TL’ye çevirdiğini ve eline geçen 3 milyon 247 bin TL’yi yıllık yüzde 54.83 oranından faize yatırdığını düşünelim. (Bunun aylık getirisi 42 bin 264 TL tutuyormuş.) 1 Temmuz günü bu kişi 3 milyon 247 bin TL’sine iki aylık 274 bin 462 TL faizi ekler ve böylece parası 3 milyon 521 bin 462 TL’ye ulaşır. 1 Temmuz 2024 günü doların kuru 32.66 TL idi. Bankadan iki aylık faiziyle aldığı TL’yi yeniden dolara çevirdiğinde…
Uzattım. İşin özeti şu: 100 bin doların faizi TL’den çevirmeli olarak iki ayda 7 bin 822 dolara ulaşıyor…
Taş atıp da yorulmadan elde edilen dolar gelirine bakın…
100 bin dolar yerine 1 milyon doları, hatta 10 milyon doları koyun; kısa günün kârı devasa rakamlara ulaşıveriyor.
Bankalar bizde dolar mevduatına çok düşük faiz verir. 100 bin dolar belki 100 dolar faiz getirir. Oysa doları olan TL’ye çevirir ve o hesapta bir süre tutarsa aynı 100 bin dolar binlerce dolar kazanabiliyor.
İleride ‘‘İlk milyon dolarınızı ne zaman ve nasıl kazandınız?’’ sorusunun yöneltileceği birileri, ilk milyon dolarının kaynağının bugünlerde uygulanan yüksek faizler olduğunu söyleyebilir.
Kendinizi hazırlayın.