Bu vatanın kalifiye insanları neden gidiyorlar?

Elif Çakır

Tersine bir beyin göçü başladı. Özellikle ABD’de çalışan Türkler ülkelerine geri dönüyor. Türkiye’de iş imkanı bulamadığı için Avrupa ve ABD’ye giden okumuş genç nüfus artık geri dönüyor. Tersine beyin göçünde özellikle ABD’de çalışan Türkler arasında gerçekleşiyor.”

Beyin göçünün tersine dönmesinin sebeplerini Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinde olmasını ve ülke ekonomisinin iyileşmeye başlamasını gösteren İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği Başkanı (İNKADE) ve Prometheus Genel Müdürü Yücel Atış’ın bu sözleri 7 Kasım 2005 tarihinde Yeni Şafak gazetesine “Beyin göçü tersine döndü” başlığı ile haber olmuş.

İlk beyin göçünü 1967’de veren ve 2002’li yıllara kadar en çok beyin göçü veren ülkeler sıralamasında hep üst sıralarda yer alan ülkemizde artık “beyin göçünün” tersine döndüğünü söyleyen bir isim daha var. Turkkariyer AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Süheyl Aygül... Çok değil yedi yıl önce, 15 Mart 2011 tarihinde Milliyet Gazetesi’ne verdiği röportajda, “beyin göçünün” tersine döndüğünü şu sözlerle anlatmış:

“2009’dan itibaren beyin göçü tersine döndü. 2008’in sonlarından itibaren Türkiye bütün dünyanın dikkatini çekmeye başladı. İngiltere ve Amerika’da finans sektöründe çalışan beyaz yakalılar, Almanya’da ise Türk kökenli akademisyenler artık Türkiye’de çalışmak istiyor. Almanya’da yaşayan, her üç Türk kökenli akademisyenden biri, öğrenimini tamamladıktan sonra Türkiye’de çalışmak istiyor.”

***

2009 Türkiye’si. Yani Avrupa’nın düşük büyüme hızıyla idare etmeye çalıştığı 2009’da ekonomik krizin Türkiye’yi teğet geçtiği yıl. Ekonomisiyle, demokrasi ve özgürlük alanlarında yaptığı devasa reformlarla bütün dünyanın dikkatini çektiği dönemler. Mesela, Türkiye ekonomisinin son çeyreğinde yüzde 4’lük beklenen büyüme yüzde 6 olarak gerçekleşmiş yine uzmanların yüzde 5 yüzde 5 buçuk arasında beklediği küçülme beklentisi yüzde 4.7 ile beklentinin altında gerçekleştiği yıl.

Ülkesine geri dönen bir parlak beyin ise bakın geri dönme sebebini tek cümle ile söylüyor: “Türkiye’de bilim alanında iyiye giden şeyler var. Bu treni kaçırmak istemedim.”

8 Aralık 2013 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan bu cümleler, Amerika’da yaptığı doktoranın ardından, beş yıl boyunca Illinois’daki bir teknoloji şirketinde çalışırken, Türkiye’ye dönüş yapan 117 araştırmacıdan birisi olan Doç. Dr. Hakan Usta’ya ait.

Beyin göçünün tersine döndüğünü söyleyen Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı’ndan Caner Aver, yılda ortalama 30 bin kişinin Türkiye’ye geri döndüğünü söylüyor: “Yılda ortalama 30 bin kişi Türkiye’ye geri dönüyor. Örneğin 2008’de Türkiye’den Almanya’ya 28 bin 742 kişi, Almanya’dan Türkiye’ye ise 38 bin 889 kişi göç etmiş. Göç eden Türk kökenlerilerin arasında yüksek okul mezuniyet oranı 2011’de yüzde 10.4… 3 milyon Türk kökenli insan yaşadığını düşünürsek Türkiye’ye dönen yüksek okul mezunlarının oranı da oldukça yüksek bir rakam.” (19 Kasım 2013, www.turkishtimedergi.com)

***

Bütün bu örneklerden sonra ülkemizin beyin göçü sorunu üzerine şunu söyleyebiliriz: Evet, Türkiye 1967’den, 2003’lere ülkede siyasi istikrarsızlık, meslekte ilerleme zorluğu, ekonomik şartların kötü olması ve iş bulma imkansızlığı gibi sebepler dolasıyla beyin göçü vermiş.

Evet, demek ki beyin göçü gelişmekte olan ülkelerin kalıcı kaderi değilmiş, tersine döndürülebiliyormuş.

Peki, ülkede siyasi bir iktidar değişikliği olmamasına rağmen 2014 yılından itibaren neden Türkiye’de beyin göçü her geçen yıl katlanarak artış göstermeye başladı.

Neden parlak beyinlerimizi ülkemizde tutamıyoruz?

Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan Aralık 2014’ten bu yana, “tersine beyin göçünün” sağlanması ve biran önce “beyin göçünü engelleyecek tedbirlerin” alınması gerektiği yönünde açıklamalar yapıyor.

Türkiye’de, tersine beyin göçünü gerçekleştiren bir hükümet AK Parti. Aynı hükümet neden yetişmiş insan kaynağımızı beyin göçü ile kaybedebiliyor?

“Yetişmiş insan kaynağımızı beyin göçü ile maalesef kaybediyoruz?” (Mustafa Varank, 15 Eylül 2018)

Ve nitekim, Sanayi ve Teknoloji bakanlığı, Türk bilim insanları dahil olmak nitelikli araştırmacıların Türkiye’ye gelmelerini teşvik etmek amacıyla oldukça cazip imkanlar sunan bir program açıkladı: Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı.

Bu programa göre, kaybettiğimiz parlak beyinlerimiz ülkelerine döndükleri halde, genç bir araştırmacı ise 20, deneyimli bir araştırmacı ise 24 bin lira burs alacak. Araştırmacıların eş ve çocukları için de aylık olarak oldukça iyi bir meblağ ödenecek. Dahası dönen parlak beyinlerimizin uçak bileti masrafları devlet tarafından karşılanacak.

Bu program 15 Aralık 2018 tarihinde devreye girdi. Benim merak ettiğim oldukça cazip teklifler içeren bu program dahilinde ülkemize giren parlak beyin sayımız nedir?

Bence, bu ülkenin vatandaşlarının, özellikle de okumuş kesimin neden ülkemizi terk ettiği sorunu, devletin, iktidarın ve ülkemizin en önemli sorunlarının başında gelmelidir.

1967’li yıllarda, 1970’li yıllarda, 1980’li ve 1990’lı yıllarda siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu, koalisyonlu yılların ülkemize zarar verdiği dönemlerde ülkemizin beyin göçü vermesi anlaşılabilir...

“Gelir dağılımında çok iyi seviyelere geldik”, “14 senede AR-Ge harcamalarının payını ikiye katladık”, “Türkiye’de kişi başı milli gelir arttı” açıklamaları yapan hükümet ülkenin kalifiye vatandaşlarını neden ülkesinde tutamadığı üzerine ciddi olarak düşünmeli.

Diyelim ki Türkiye’nin en az 12 bin dolar milyoneri servetlerini yurtdışına aktardı diyen New York Times’in haberi oldukça abartılı... Peki, “geçen yıl ülkeyi terk edenlerin sayısında yüzde 42’lik bir artış var. 254 bin 640 kişinin ülkemizi terk etti” diyen TUİK’in ortaya koyduğu sonuçlar ülkemiz açısından dramatik değil mi?

Gönül isterdi ki, TBMM’ye CHP Milletvekili Utku Çakırözer tarafından verilen, Türkiye’de beyin göçünün nedenlerinin araştırılması için araştırma önergesi AK Parti’li milletvekilleri tarafından verilseydi. Teklifin hangi siyasi partiden geldiğinin bir önemi olmamalıydı. Zira, bir yıl içinde ülkeyi terk edenlerin sayısında yüzde kırk iki artışın olması bu ülke açısından hayati bir sorun.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (114)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.