MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı “MÜSİAD 32. Kuruluş Yıldönümü” toplantısında “Maalesef Türkiye'de iş beğenmeme gibi bir durum var. Emek yoğun işlerde çalışmak istenmiyor. İnsanlar ağır işlerde, emek yoğun işlerde çalışmak istemiyor. Yabancı uyruklu işçiler bu işlerde daha fazla çalışıyor" demiş. (9 Mayıs)
Sayın Asmalı’nın aldığı duyumlar böyleymiş, MÜSİAD’a üye iş adamları böyle diyormuş, işyerlerinde çalıştırmak için fellik, fellik eleman arıyorlarmış ama maalesef işsizler iş beğenmiyorlarmış!
Türkiye’de işsizlik değil, iş beğenmeyen vatandaş sorunu var diyen ilk kişi değil Sayın Asmalı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu defalarca söyledi.
2017 yılında Erzurum’daki il danışma toplantısında “Değerli kardeşleri enteresandır. Bilir misiniz, bu havalimanına işçi bulunamıyor. İşsizim diyor! Hadi iş buyur gel. İş var ama gitmiyor. Niye? İnsanımızda iş beğenmeme hastalığı var” demişti. (30 Temmuz)
30 Temmuz 2017 tarihinde ülkemizde 3 buçuk milyon işsiz vardı ve Erdoğan 3 buçuk milyon işsizliği bu sözlerle açıklamış, faturayı işsiz vatandaşlara kesmişti.
AK Parti Konya milletvekili Ahmet Sorgun çıktığı bir televizyon programında Türkiye’de ekonomik krizin olmadığını, işsizlik konusundaki şikayetlerin de gerçeği yansıtmadığını söylemişti.
AK Partili Sorgun “iş adamlarından aldığı duyumları” şöyle anlatmıştı:
“Bize ‘yandım, bittim, işsizim, açım’ diye gelenler oluyor. Bir işadamını arıyorum ‘Birini göndereceğim’ diyorum, ‘hemen gönder’ diyorlar. Bize iş için gelenler sonra ‘belediye olmaz mı, hastane olmaz mı’ diyor. Bu iş beğenmeme. ‘Ben asla tulum giyemem’ diyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.” (28 Kasım 2020)
Elbette Diyarbakır Valisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyum başkanı Münir Karaloğlu’nu unutmamak lazım. Sayın Karaloğlu şöyle demişti:
“Cuma günü camiye gittiğimde, camiden arabama, sağdan soldan iş talepleri nedeniyle geçemiyorum. İş talep edene ‘Ne iş yaparsın’ diye soruyorum ‘Her işi yaparım’ diyor. Her işi yapan adam hiçbir işi yapamaz. O zaman mesele işsizlik değil, mesele iş beğenmeme, mesele mesleksizlik.” (11 Kasım 2020)
***
Çok acayip bir bakış açısı… Her işi yaparım noktasına gelen birinin çaresizliğini ‘her işi yapan adam hiçbir işi yapamaz’ diye değerlendirmek! Acayiplik, tuhaflık değilse nedir? Karaloğlu’nun bu sözlerini duyduğumda “Allah başka dert vermesin” demiştim, yine aynı kanaatteyim.
Devam edelim.
Çok değil birkaç ay önce 25 Aralık 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan el yükseltti ve işsizlerin ‘işsiz değil nankör’ olduklarını söyledi:
“Ne diyor birileri? İş yok. Nankör bunlar nankör. Yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar. İş arayana ekmek, aş arayana ekmek var. Ama yan gelip yatarak parayı istersen kusura bakma, o yok.”
Bir ülkede 10 milyon insan işsiz olur mu, olmaz, var burada bir tuhaflık, bir hinoğlu hinlik!
Bir sorun var burada ve Sayın Erdoğan ve partisinin siyasetçileri sorunun ne olduğunu çözmüşler, iş yok diyenler, yan gelip yatarak para kazanmak isteyenlermiş!
Hatta kim bilir belki de bunlar “Erdoğansız Türkiye isteyen” dış mihrakların falan adamlarıdır! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve AK Parti iktidarını zora düşürmek için işe girmiyorlardır!
Öyle görünüyor ki, bütün bu suçlamaları işitmeye ramak kaldı, demedi demeyin.
Ne diyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı, Maliye ve Hazine eski bakanı Berat Albayrak, istifa ederken ne demişti “Allah sonumuzu hayır eylesin!”
Gerçekten de Allah sonumuzu hayır etsin.
***
İstihdam artacak, işlerden iş beğeneceksiniz, paranıza para katacaksınız vaadiyle getirdikleri CB hükümet sisteminde geniş tanımlı işsizlik oranı 10 milyonu aşmış, 11 milyon insan devlet yardımına muhtaç hale gelmiş ama iktidar siyasetçileri bundan azıcık bile mahcup olmuyorlar, üstüne üstlük suç bastıranın mantığı ile “nankör bunlar nankör” diye parmak sallıyorlar.
İktidar siyasetçileri ne diyecekler? “Biz ülkeyi kötü yönetiyoruz, istihdam alanları oluşturamadık, ülke kaynaklarını kötü yönettik, kötü ekonomi politikalarımızın neticesinde enflasyon patladı, işsizlik arttı” diyecek halleri yok haliyle “iş var ama iş beğenmiyorlar” propagandası yapıyorlar.
Peki ama MÜSİAD Başkanına ne oluyor?
***
MÜSİAD Başkanı Asmalı aynı zamana beş çocuğu olan bir baba. Yaş ortalamasına bakıldığında çalışacak yaşa gelen ya da şu anda çalışır durumda olan çocukları olmalı.
Muhtemelen iyi okullarda da okumuşlardır. Meslekleri vardır. Ne yapmışlar mesela, mesleklerinin dışında bir işe girmişler mi? Okudukları bölümlerle ilgili bir kariyer planlaması yapmamışlar mı?Çalışacakları işte bu özelliklere?
Sayın Asmalı’nın çocuklarından biri mesela mühendislik okumuş olsaydı, kasiyer olarak çalışmasına gönlü razı gelir miydi? Bilgisayar yazılım bölümünü bitiren oğlunun ‘iş iştir’ diyerek kurye olarak çalışmasına izin verir miydi? Bilgisayar yazılımcısı oğlu kurye olarak işe girmek ister miydi?
Mesela çocuklarından biri bankacılık ve finans bölümünden mezun olsaydı, bir kafede garson, markette kasiyer olarak işe girmesine gönlü razı gelir miydi?
Israrla mesleklerine uygun iş arayan çocuklarına “siz de iş beğenmeme hastalığı var” der miydi? Mühendis çocuğunun ağır işlerde çalışmasını ister miydi?
MÜSİAD Başkanı olmasaydı, çocukları iş bulma konusunda o kadar şanslı olur muydu? Vatandaş Mahmut Asmalı olsaydı, bin bir emekle çocuklarını okutsaydı ve çocukları 10 milyon işsiz arasında yer alsaydı, bir akşam televizyonunu açtığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bunlar işsiz değil, nankör bunlar nankör” dediğini işitseydi, ne hissederdi?
Bu ülkede “iş beğenmeme” sorunu yok, bilakis insanlar ne iş olsa yapacak duruma geldi. Nitelikli, eğitimli insanlarımız kasada, tarlada, şantiyede, benzin istasyonlarında bulabildikleri işlerde düşük ücretlerle çalışıyorlar.
İş beğenmeme hakları olan eğitimli gençlerimizin maalesef ki iş beğenmeme seçenekleri de yarına dair umutları da yok.
Bu tablo çok vahim bir sorunu daha gözler önüne seriyor: Her ilde hatta bir çok ilçede istihdam ve beceri düşünülmeden gelişigüzel üniversiteler açarak diplomalı işsiz milyonlarca genç mi yetiştirmeliydik? Yoksa meslek edindirecek, sanayi için vasıflı elemen yetiştirecek meslek okulları mı?
Üniversite öğrencilerimizin sayısının Almanya’yı geçmesiyle övünen Sayın Erdoğan bu konuya da bir açıklık getirse iyi olacak…