Böyle bir savunma var, Peyami Safa'nın bela-fikirler tanımına rahat girer.
Camiye siyaset, camiye seçim propagandası, camiye kin ve nefret söylemi, camiye partizanlık, camiye ayrımcılık sokulur mu? Hem de cumada! Hem de aslı olmayan Diyanet'i kapatacakları iddiasıyla!
"Namazın kazası olur ama bu seçimin kazası yok" diye oy istenir mi?
Namazın, caminin, cumanın üstüne konur mu iktidar mücadelesi?
Dini, kutsalı alet ederek; dürüstlüğü, doğruluğu, hakperestliği kaybederek kazanmak, zafer mi olur? Neyin zaferi?
Yalan, iftira, karalama, düşmanlık sandıkta yenerse millet ve memleketle din- diyanet hassasiyeti de yenilmiş olmaz mı?
Sorular, aynı savunma duvarına çarpıp geri dönüyor: Onlar gelse yapmayacak mı sanki?
Yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık, hukuksuzluk mu dediniz?
Ne anlatırsan anlat, tek cümlede çürütülüyor.
Hatta iktidarın fahri fetvacısı bir ilahiyat hocası, 'hırsızlık bin yıldır var' buyurmuştu. Yeni çıkmadı, kim gelse yapacak nasılsa. Seçim kriteri olamaz yani.
Ayrımcılık, nefret söylemi, terör ve dış güç uşaklığı karalaması da evvelden vardı; o da yeni değil.
Hükümet deviren postmodern askerî müdahale sürecinde tepe tepe kullanıldı. 28 Şubatçı generallerin ağzıydı bu.
"Bunlar milletten değil, gericilerin arkasında dış güçler ve terör örgütleri var, dış düşmandan daha tehlikeliler" sözleri, eskiden de duyulurdu, doğru.
Fakat sadece 'bizimkiler' yaptığında mı bir yanlışlık ve sakınca yok? Ayrımcılıkları iktidardayken 28 Şubatçılar niye hapisteydi öyleyse?
Bütün dava; yalancının, rüşvetçinin, ayrımcının, zalimin, karşıtını teröristlikle suçlayanın, ötekini dış güç uşağı diye hedefleştirenin kimden olduğu davası mıydı?
'Bizden' olduğu müddetçe haksızlıkta, hukuksuzlukta, çalmakta, gelişigüzel karalamakta mahzur bulunmuyor demek.
'Bizim yalancımız' doğrudur, 'bizim rüşvetçimiz hak yemez, 'bizim hırsızımız' onlarınkinden iyidir, 'bizim zalimimiz' adalet savaşçısıdır. Bizden biri olsun yeter ki, dünyaya değişilmez mi?
Gördüm ama böyle meşrulaştırma görmedim.
Bir seçim uğruna ya Rab!....
---------
HÜDAPAR CHP LİSTESİNDE MİYDİ?
NTV’ye konuşan AK Partili Turan, HÜDAPAR’la bir ittifakları olmadığını söylemiş.
Duy da inanma!
Cumhur İttifakı ve AK Parti içindeki HÜDAPAR rahatsızlığı, iyice su yüzüne çıkıyor.
HDP'yi, ayrı masadayken ısrarla Altılı Masa'ya ekliyorlar. Fakat kendi masalarında başa oturttukları, askeri gemi töreninde bile aile fotoğrafına aldıkları, listelerinden seçime soktukları HÜDAPAR'ı tanımazdan geliyorlar.
Olmayanı var, olanı yok gösterme sihirbazlığında bir zirvedir.
Turan'ın inkârı şöyle:
“HÜDAPAR ayrı bir parti. Biz bir ittifak yaptık, Cumhur İttifakı. İttifakı, biz sayın Erdoğan, Bahçeli, Destici ve Erbakan ile yaptık. Bizim HÜDAPAR ile ittifakımız yok. HÜDAPAR, Erdoğan’ı destekleme kararı aldı.”
Şimdiden arkasında duramıyorlar ama Meclis'e taşıyacaklar.
Sormazlar mı:
Madem bu ilişkiyi üç gün taşıyamayacaktınız, HÜDAPAR'ı niye listenize aldınız?