Bahçeli’nin 17-25’te dondurduğu saati, AK Parti’yle ittifaka girdiği 2016’dan sonraki fotoğraflarda yoktu.
17-25 saati; emniyet ve yargıdaki paralel yapının, iktidara karşı rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlattığı 17-25 Aralık operasyonlarını gösteriyordu. 17-25 Aralık darbe veya kumpas girişimi diye anılan süreç...
İşte o saat, Bahçeli’nin makam odasında temmuz başından beri çekilen fotoğraflara geri dönmüş görünüyor.
Ama Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, makamında Bahçeli’yi ziyaret görüntülerine kadar fark edilmedi. Arşiv taranınca önceki görüntülerde gözden kaçtığı anlaşıldı. Meğer bir süredir yeniden oradaymış.
Hesabı sorulana dek 17-25’e sabitlendiği söylenen saatin tekrar ortaya çıkması, ortalığı karıştırmaz mı! Karıştırdı.
Peki, ortakların dumanla haberleşmeye devam ettiğine yorulabilir miydi?
Yanlış sonuç çıkarmaya müsaitti.
İçime doğmuş, malum olmuş gibi X’ten hemen şüphemi yazmıştım.
Bu fotoğraftan AK Parti’ye mesaj çıkaranlar, MHP’ye iftira atıp yine havanda su dövüyor olabilirdi.
Nitekim sandığımız gibi değilmiş. Sabahına Bahçeli’den, kendine has üslubuyla düzeltme, yalanlama yetişti.
Ortağa aba altından sopa gösterilmiyormuş. Cumhur İttifakında çatlak var gibi gösteren dedikoducu ve fitnecilerle de hesaplaşacaklarmış.
Kabak, bir kez daha iletişim kazası kurbanlarının başına patladı yani. Ortakların arasına girilmeyeceğini öğrenemediler hâlâ.
Peki o saat, orada ne mi arıyormuş?
17-25 Aralık kumpasını hatırdan ve gündemden çıkarmak mümkün, doğru olmadığı için geri konmuş.
MHP, ilk kez yanlış anlaşılmıyor.
Bahçeli, en son Instagram’a parmağında “Allah bana yeter” yazılı bir yüzük, elinde de dosyayla gizemli bir fotoğrafını koyduğunda yine yanlış yerlere çekilmişti.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; o gün CHP lideri Özgür Özel ve Ayşe Ateş’le görüşmesine denk gelmesi, tamamen tesadüftü. Öküz altında buzağı aranmamalıydı.
Ondan önceki şifreli mesajları da zannedildiği gibi çıkmamıştı.
Ferdi Baba’dan “söyleten sensin” şarkısı; ittifak ortağına terslenme değil, DEM Parti’ye göndermeydi. Bahçeli, şarkıyı dinlerkenki videosunu DEM’e karşı paylaşmış. Açıklanmıştı.
MHP liderinin, “yerel halk” lâfına tepkisi de Bakan Mehmet Şimşek’e değil, CHP’li İmamoğlu’yla Yavaş’a kızgınlıktandı. Düzeltilmişti.
Geline söyler gibi yapıp kıza anlatma taktiğine yoranlar, her seferinde yalanlandı.
Dolayısıyla bu, yanılanların ilk yanılgısı değil. Muhtemelen son da olmayacak.
Ortada şifre falan yok, çözmeye çalışarak havanda su dövmeyi bırakmak en iyisi.
Geriye tek bir sorun kalıyor: Ortağı, 17-25 Aralık’ı unutturmak istemiyor ama AK Parti, o kadar da hatırlamak istiyor mu?
Onu da bırakın, kendileri düşünsün.
Zaten herkes konuşuyor, bir tek AK Parti sözcüleri konuşmuyor. Demek hiç üstlerine alınmıyorlar, oralı bile değiller. Onlar birbirinden memnun, kime ne!
Yalnız... İktidar ortakları arasında sorun olmayabilir, onlar birbirinin dilinden anlıyor. Fakat siz, siz olun; 17-25 Aralık’ı kendi başınıza hatırlatmayı denemeyin.