Devletin başındakiler 'afete müdahalede geciktik, başta yoktuk' diye helallik istese bile 'devlet yoktu' dedirtmeyecek, devleti aciz göstermekle suçlayacaksınız...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle; iktidar Erzurum'da yerli cağ kebabı yerken Amerika'da, İngiltere'de affedersiniz benzin istasyonlarındaki lokantalarda hamburger yeme gayretine giren Bay Kemal'i, yabancı ekonomi komiserlerinden yardım dileniyor diye tefe koyacaksınız...
Sonra da kalkıp o siz değilmişsiniz gibi, depremde nasıl yıkıldığımızı herkes görsün diye led ekranlı kamyonete enkazımızı yansıtacak, New York sokaklarında dolaştıracaksınız!
Duydum da böylesini duymadım; felaketin reklamı mı olurmuş, devleti yetersiz göstermeme şekliniz buysa yetersiz gösterme biçiminizi düşünmek dahi istemem.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, "seninleyiz Türkiye" kampanyası başlatmış, 18 ülkede depremin enkazını sergiliyor. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya'dan Japonya ile Suudi Arabistan'a kadar...
Dünyayı yardım ve dayanışmaya çağırmak adına CHP bunu yapsa 'merhamet dilenircesine acındırıyorsunuz, devleti düşürdüğünüz hale bakın, biz bize yeteriz evelallah' naraları yükselmez miydi?
AK Parti, Çanakkale Zaferi için klip hazırlamıştı; dünden bugüne nasıl vurulduğumuzu, kırıldığımızı, yağmalandığımızı anlatıyordu.
O ağıdı CHP yaksa ölmüşüz de ağlayanımız yokmuş gibi dövünüp sızlanmakla suçlamazlar mıydı?
Erdoğan; son yıllarda salgındı, ekonomimize saldırıydı, faiz kıskacıydı, enflasyon tuzağıydı, depremdi, seldi derken milletçe zorlu sınamalardan geçtiğimizin bir gerçek olduğunu ama üstesinden geleceğimizi söylüyor.
'Biri bitmeden öbürü başladı, ayağa kalkmamıza fırsat vermediler, öncekileri atlattık, bunu da atlatırız, yılmadık yılmayacağız' söylemiyle güya umut veren CHP olsa AK Parti'den ne cevap alırdı?
Küllerimizden doğacağımızı söyleyene, kimin devrinde ve nasıl duman olduğumuzu sormazlar mıydı?
Üstelik Cumhurbaşkanı, bir yandan da Türkiye Yüzyılı'nı başlatmakta ısrar ederken yapılıyor bunlar.
Gayretkeş bir telâşe müdürünün işgüzarlığı olabilir. Ama elekten deve geçiyor, gözden kaçacak şey mi!
MEHMET ŞİMŞEK'E DÖNÜŞ NEYİN GÖSTERGESİ?
'Mehmet Şimşek ekonominin başına geri getirilecek' söylentileri çıkınca Taha Akyol adını koymuştu. Nebati'nin 'koptuk' dediği epistemolojiye keskin bir dönüş demekti.
Fakat epistemoloji artık dönmek istemiyor.
Erdoğan'la görüşen Şimşek, görev teklifini reddetti. AK Parti Sözcüsü Çelik, davet edilmiş de geri çevirmiş gibi görünmesin diye dil döküyordu.
Çelik'in evirip çevirdiği laflardan akılda şu kaldı:
"Aktif siyaseti düşünmüyor. Ama her konuda destek vermeye hazır olduğunu ifade etti."
Nebati'nin yerine bakan olmayacak ama görüşlerinden mi yararlanacaklar?
Görüşlerine ne çok değer veriliyormuş, Şimşek bile inanmakta zorlanıyordur.
Bakanlıktan giderken denmedik bırakılmamıştı. Şimdi birden kıymete bindiğine göre Şimşek'in haklı çıktığını, ekonomide yanlış yola saptıklarını kabul mü ediyor AK Parti liderliği?
Faizi düşürerek enflasyonla büyüme modelinin iflas ilanı yani, öyle mi!
Zamanında 'yapmayın etmeyin, bedeli ağır olur' diye uyaran Şimşek ve benzerleri, ihanet içinde değilmiş. Kendi ayağımıza sıkmıyorlarmış. Emperyalizme, küresel sermayeye, faiz lobilerine değil de milletin çıkarlarına hizmet ediyorlarmış demek.
Ne yaptığını bilmeyense Şimşek'i felaket tellallığıyla suçlayanlarmış. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin eden, kendi modelleriymiş. Kendi ayağımıza sıkan onlarmış.
2018'de Şimşek, "çatıyı hava güneşliyken tamir etmemiz gerekiyor. Şu an dünyada bol para var, faizler düşük ama belki yağmur yağacak, belki fırtına çıkacak; tedbir almak zorundayız" dediğine, diyeceğine bin pişman edilmişti.
"Türkiye'ye küresel sermayenin girmemesi için ne gibi gayretler içine girdiğini biliyorsunuz" denilen kişi, meğer küresel sermayeyi getirmeye uğraşıyormuş.
Şükür anladınız ama biraz geç olmadı mı!