İmamoğlu'nun şafak baskınıyla gözaltına alınması çok güzel oldu, sananlar yok değil.
Diploması iptal edildi, diye Meclis'te sevinçle alkışlayanlar bile görüldü.
Bütün iktidar kesiminin böyle düşündüğünü, hissettiğini, sevinçle karşıladığını zannetmiyorum.
Ama sandıkta baş edemedikleri İmamoğlu, sandık dışı yollarla bertaraf ediliyor diye büyük sevinç yaşayanlar var.
Oysa bu, çok da güzel olmadı.
Güzel olsa piyasalar paniklemez, cazip faize gelen para kaçmak için ayakkabılarına bakmaz, borsada şalter indirilmez, sosyal medyada frene basılmaz, doları zaptetmek için Merkez Bankası kaç milyar dolarlık rezerv yakmazdı.
Türkiye'ye kaybettirme pahasına kazanmak, Türkiye kazanacaksa kaybetmeye bile razı olan eski AK Parti'nin sevineceği iş değildi.
Unutuluyor; Erdoğan'ın orada bitmeyecek şarkısı, yine bir yargı kararıyla başlamıştı.
Mahkeme kararıyla olması, Erdoğan'ın vaktiyle siyasetten yasaklanıp hapse atılmasını hukuki yapmadı.
Dini duygularını kullanarak halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğine herkes inanmadı. İnananlar, ikna olanlar, mahkeme kararını doğru bulup hak verenler çoğunlukta olsa Erdoğan ve AK Parti o yasakları, o engelleri aşıp iktidara gelemezdi.
Erdoğan ve destekçileri, kendisini İBB Başkanlığından düşüren mahkeme kararını; sandıkta önünü kesemeyeceğini anlayanların sandık dışı yollarla, yargıda ön kesmesi olarak değerlendiriyordu.
Bugün de İmamoğlu ve destekçileri, aynı seyi söylüyor. Sandık dışı yollarla, yargıda önlerinin kesildiğini...
Üstelik Öcalan'ın çağrısıyla DEM'in demokratik katılım kanalları ve ifade özgürlüğü genişlerken... DEM'le yerel seçimde Kent Uzlaşısı yaptığı suçlamasıyla İmamoğlu'na siyaset alanının kapatılması ne kadar ikna edici ve inandırıcı gelecek?
Erken sevinenlerin atladığı da budur.
Şimşek çakmadan gök gürlemezmiş, İmamoğlu'na operasyonun ayak sesleri de iktidar propagandasının ağzında günlerdir yankılanıyordu. İmamoğlu'nun, 23 Mart'ta CHP'deki Cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçimini fiziken göremeyeceğini geveleyen bile çıktı.
Hak, hukuk, adâlet, terörle mücadelenin muhalefetle mücadeleye alet ve istismar edilmesi, kanun gücü ve yetkisinin kötüye kullanılması, seçimle gelenin seçimsiz gönderilmesi, sandık sonuçlarının sandıksız değiştirilmesi, siyasetin yargı eliyle dizaynı, antidemokratik müdahale vesair gibi duyarlılıkları hadi eskide kaldı... Hadi sadece kendilerini hedef alınca o hassasiyetleri depreşiyor...
Menfaatleri açısından baktıklarında akıllıca mı sevinenlerin sevinci? Milletin iradesini, oyunu, huzurunu ve en nihayet cebini vurarak daha da yoksullaştıran haksızlıklar, iktidara yarar mı?
Geçmişte Erdoğan ve AK Parti'nin maruz kaldığı haksızlıklar, ülkeye zaten yaramadı da bari yapanlara yaramış mıydı?
O gün ters tepen uygulamaların bugün ters tepmeyeceği ne malum? Yargı eliyle siyaset mühendisliği gibi yanlış hesapların yarın milletten dönmeyeceğine güvenilebilir mi?
Bir de şöyle sorayım...
O şarkı orada bitmemişti. Şimdi burada bitmeyecek bir şarkı daha başlatmadıklarının garantisi var mı?