KARAR.COM
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ile Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kerim Rota, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız” açıklamasına tepki gösterdi.
‘Acı reçeteyi’ hayat pahalılığı, esnafın alım gücünün erimesi ve çiftçinin artan fiyatlar karşısında ezilmesi olarak tanımlayan Kerim Rota, “Acı reçete hazinenin kasası tamtakır olduğu için günde 39 TL ile evde açlığa mahkum edilen işçiye artık o desteği bile verememektir” dedi.
Serkan Özcan ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeyi 2,5 yılda her yönden tarumar ettiğini belirterek, tam Demokratik Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesi çağrısında bulundu.
İKTİDARIN "ACI REÇETESİNDEN" NELER ÇIKACAK?
İktidarın “acı reçete” derken vatandaşa nasıl bir tablo çıkarmak istediğini madde madde anlatan Rota, şunları söyledi:
Acı reçete daha da artacak olan hayat pahalılığıdır. İşçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın alım gücünün eritilmesidir. Cebindeki paradan yapılan hırsızlıktır. Acı reçete elektriğe, doğalgaza, benzine gelecek olan zamdır.
Acı reçete çiftçinin tarlaya dolarla ektiği ürünü değeri pul olmuş itibarsız TL ile satmasıdır. Çiftçiyi mazot, gübre ve tohum fiyatlarındaki artışa daha da ezdirmektir.
Acı reçete daha 3 ay önce 100,000 lira konut kredisine 10 yılda 145,000 TL ödeyen vatandaşın yarın 225,000 TL ödeyecek olmasıdır. Acı reçete 6 ay önce salgında vatandaşına yardım yerine kredi veren hükümetin şimdi bu kredilerin vadesi gelince vatandaşı %25 faiz ile bankalarla baş başa bırakmasıdır.
"EVLADINA İKİNCİ EL TABLET ALMAK İÇİN KAPI KAPI DOLAŞAN BABADIR"
Acı reçete salgında vatandaşın çocuğuna eğitimi için mütevazi bir bilgisayar veya tablet alamamasıdır. Acı reçete Avrupa’nın en kötü internet altyapısına ödeyecek para bulamadığı için işçi çocuğunun eğitiminin aksamasıdır. Acı reçete yıllarca alın teri dökmüş memurun evladına ikinci el tablet almak için kapı kapı dolaşmasıdır.
Acı reçete borç verenlere halen günde 200,000 kişinin asgari ücretini faiz olarak ödeyen devletin yükselen faizlerle, bundan daha büyük bir kaynağı okula, hastahaneye, fabrikaya değil sözde hukuk reformu vaat ettiği yabancıya aktarmasıdır.
Acı reçete 3 senedir size güvenmediği için yatırımı zaten düşünmeyen sanayicinin nefesini iyice kesip, işsize iş yaratmasına tamamen engel olmaktır.
"GENÇ İSTİHDAMINDA AVRUPA'NIN SONUNCUSU OLMAKTIR"
Acı reçete hazinenin kasası tamtakır olduğu için günde 39 TL ile evde açlığa mahkum edilen işçiye artık o desteği bile verememektir. Acı reçete işten çıkarma yasağını kaldırıp işsiz ordusunu daha da büyütmektir. Acı reçete hâlihazırda her 3 üniversite mezunundan biri işsizken bu işsiz ordusunu daha da büyütmektir. Acı reçete genç istihdamında Türkiye’yi Avrupa’nın sonuncusu haline getirmektir.
Acı reçete sanayiciyi daha düşük ciro, daha çok borç, daha yüksek faizle başbaşa bırakırken, üstüne işverene verilen cılız salgına yönelik destekleri bile geri çekmektir.
Acı reçete yıllardır uygulana yanlış ekonomi politikaları nedeniyle vatandaşı ekonomik gerekçelerle izole edemeyerek salgında kaderiyle baş başa bırakmaktır.
2,5 yılda 2 katına çıkan KOİ taahhütleri nedeniyle yandaş müteahhitlere 2 kat kaynağı kesintisiz öderken, mağdur olmasınlar diye yılda bir yapılan ödemelerini 6 ayda bire indirirken, vatandaşın ilaç parası için tedarikçilerden taksit istemektir.
"İŞSİZLİK VE HAYAT PAHALILIĞIDIR"
Acı reçete bir yandan işsizlik diğer yandan hayat pahalılığı altında ezilen vatandaştan hazinedeki büyük delikleri kapatmak için daha fazla vergi ve harç talep etmektir. Acı reçete %60’a düşmüş vergi tahsilât oranı nedeniyle cirosu sıfırlanmış esnafa salınacak hacizlerdir. Acı reçete vatandaş vergi altında ezilirken yandaşlara ve toplumun en üst gelir gruplarına sürekli varlık barışı çıkararak gelir adaletsizliğini daha da büyütmektir.
Acı reçete hoyratça savrulan Merkez bankası rezervleri yüzünden ne kadar faiz yükselse de artık düşemeyecek döviz yüzünden vatandaşı enflasyona ve fakirliğe mahkûm etmektir.
"REÇETEYE İHTİYACI OLAN MİLLET DEĞİL İKTİDARDIR"
“Yolsuzluk düzenine ve Kamu bankalarının milletin kaynaklarını üç beş firmaya peşkeş çekmesine son verin” çağrısında bulunan Serkan Özcan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden hemen vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
Son 2,5 yıldır ülkede hukuku, adaleti ve ekonomiyi tarumar eden ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden vazgeçip, zaman geçirmeden Tam Demokratik Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hazırlıklarına başlayın. Bu süreçte millete, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına saygı gösterin, tüm tarafları dinleyin ve toplumsal mutabakatı sağlayın.
"GEREKÇESİZ KARARLAR HAKKINDA İŞLEM BAŞLATIN"
Somut olaylar ve olgularla hukuk kuralları arasında uygun illiyet bağı kurulmaksızın ve hiçbir muhakeme sürecinden geçmeksizin verilen gerekçesiz tüm yargı kararları hakkında işlem başlatın. Bu tür uygulamalara imza atan hâkim ve savcıların etkili yaptırımlara tâbi kılınmalarını sağlayın.
Türkiye’yi AYM kararlarının gereğini yerine getirmeyen alt mahkemeler ve kamu görevlilerinin sebep olduğu utançtan kurtarın. Bu hususta caydırıcı yaptırımlar öngören yasal düzenlemelerin önünü açın.
"KAYYIM DÜZENİNE SON VERİN"
Milyonlarca Kürt vatandaşımızın oylarını yok sayan kayyım düzenine son verin. Uzun yıllardır siyasi nedenlerle cezaevlerinde tutulup özgürlüklerinden mahrum bırakılanlara adalet sağlayın. Beraat ettiği veya takipsizlik aldığı halde hak ihlalleri devam eden tüm KHK mağdurlarının haklarını biran önce iade edin.
Tam demokratik Türkiye için, bütün vatandaşların kendisini diliyle, diniyle, mezhebiyle, cinsiyetiyle, bölgesiyle, geliriyle bu ülkeye ait hissedebileceği bir yeni anayasayı gündeminize alın.
Sosyal barışın aldığı ağır tahribatı bir nebze gidermek için insanların protesto ve gösteri hakkını, anayasanın izin verdiği azami sınırlar içerisinde, istedikleri gibi kullanmasına hukuksuz engeller çıkarmayı bırakın.
"TEK SESLİ MEDYAYI SONLANDIRIN"
Milyarlarca dolar kamu kaynağı döktüğünüz medyaya rağmen trollerden medet umar hale geldiniz. Tek sesli medya düzenini sonlandırın, ifade hürriyeti ve basın özgürlüğünün önünü tamamen açın.
Yolsuzluk düzenine ve Kamu bankalarının milletin kaynaklarını üç beş firmaya peşkeş çekmesine son verin. Son yıllarda bu şekilde verilmiş kredileri hızla geri çağırıp bu kaynağı yeniden milletin hizmetine sunun.
"VARLIK FONU'NU DERHAL HAZİNEYE DEVREDİN"
Varlık Fonunu ve benzeri tüm bütçe dışı fonları derhal Hazineye devredin. Varlık Fonu dolayısıyla ortaya çıkan zararı şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşın. İlgililer hakkında yasal süreç başlatın.
Arka kapı operasyonları ile eritilen 128 milyar dolarlık Merkez Bankası rezervinin hesabını bu millete verin. İlgili tüm siyasetçi ve bürokratlar hakkında şeffaf bir biçimde soruşturma başlatın.
"LİYAKATSİZ BÜROKRASİYE SON VERİN"
Ulusal ve uluslararası ölçekte tüm itibarını kaybetmiş olan başta TÜİK, TCMB ve BDDK olmak üzere tüm ekonomi kurumarına atadığınız liyakatsiz bürokratlarınızın görevlerine gecikmeksizin son verin.
Bir eski Türkiye alışkanlığı olan kendi vatandaşından döviz ve altın cinsi borçlanmaya son verin.