EROL METİN / ANKARA
Tefsir uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Ateş, Gaziantep İmam Hatip Lisesi'nde arkadaşı olan Görmez Hoca'nın bilinmeyen yönlerini Karar'a anlattı. Görmez'in Kur'an tilavetinin dünyaca ünlü hafız Abdussamed'e benzetildiğini belirten Ateş, “Aslında bizim Gaziantep çevrelerinde başkan oluncaya kadar kimse onu Mehmet Görmez olarak pek bilmezdi. Abdussamed diye bilirlerdi. Çok muazzam Abdussamed taklidi ile Kur'an okurdu. O zaman imam hatiplerde gelenekti. Her sabah sınıflara girmeden, önce tören yapılırdı. 10 dakika çoğu kez Mehmet Görmez Hoca, mikrofonla Kur'an okurdu. Aşir okurdu, bir motivasyon olurdu” dedi.
MEDRESE VE MODERN İLMİN TAŞIYICISI
Görmez'in yerinin kolay kolay doldurulamayacağını kaydeden Ateş, Hoca'nın hem medrese geleneğinin hem de modern ilim geleneğinin taşıyıcısı olduğuna dikkat çekti. Gaziantep'in köylerinde imamlık yapan Görmez'in merhum babası Mehmet Şerif Görmez'in de medrese geleneğinden geldiğini aktaran Ateş, “Mehmet Görmez Hoca'nın liseye gelmeden önce medrese okumuşluğu vardır. Yaşı biraz ilerledikten sonra liseye başlamış. Doğu ve Güneydoğu'da medreselerde eğitim görmüştü. Lise hayatı boyunca da bu çizgisini hiçbir zaman kaybetmedi. Tebliğ ve irşat faaliyetlerinden geri durmadı. İmamlığım döneminde defalarca görev yaptığım camiye gelerek vaaz ve irşatta bulundu. Birlikte birçok şeyler yaptık” ifadelerini kullandı.
MEHMED EMİN ER HOCA'NIN TALEBESİYDİ
Küçüklüğünden beri tasavvuf çevreleriyle çok yakın irtibatı bulunan Görmez'e bazı kişilerce yöneltilen “modernist”, “Ehli Sünnet muhalifi” gibi ithamların kabul edilemez olduğunu belirten Ateş, Görmez Hoca'nın 2013 yılında Ankara'da vefat eden mutasavvıf Mehmed Emin Er Hoca'yla olan ilişkisini şöyle anlattı: “Babasının imamlık yaptığı köyle Mehmed Emin Er Hoca'nın imamlık yaptığı köy yan yanaydı. Mehmed Emin Er, Mehmet Görmez'in hocasıydı. Görmez onun evinden çıkmazdı. Sürekli iç içeydiler. Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı dönemde de öyleydi. Görmez-Mehmed Emin Er ilişkisini bilen bir insan bu noktada söz etmekte haya eder. Mehmed Emin Er Hoca, medrese alimiydi. Kendi başına mutasavvıftı. Herhangi bir saplantısı, bağnazlığı yoktu. Tasavvuf, zühd denecekse ondan öte kimse yok bu dönemde yaşayanlar arasında. Eğer Mehmet Görmez Ehli Sünnet değilse Türkiye'de Ehli Sünnet yok demektir.”