SALİHA SULTAN/KARAR
Kurucuları arasında eski Başbakanlardan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun da bulunduğu Bilim ve Sanat Vakfı (BİSAV) yönetimine Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 3 kişilik kayyum heyetinin atanmasına sanatçı. aydın., stk ve düyünce insanlarında büyük tepki yağdı.
Muhafzakar camianın neredeyse tüm STK’ları hem tek tek hem ortak platformla FETÖ ile mücadele için çıkarılan KHK ile yapılan kayyum atamasından derhal geri adım atılması içini hükümete çağrı yaptı. Sanatçı, yazar ve siyasiler de yapılanın Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları ve vakıf geleneği için hayati bir tehdit olduğunu uygulamadan vazgeçilmesinin İslami camiadı derinden büyük kırılmalara neden olabileceği uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı: “Bilim ve Sanat Vakfı yıllarca benim de ders verdiğim, binlerce talebe, çok değerli insanlar yetiştirmiş bir vakıf. Vakfın yaşamasını var gücümle destekliyorum, çok hizmette bulunmuş, fayda sağlamış bir yer. Bilim ve Sanat Vakfı siyasi çekişmelere kurban edilmemeli. Aklın çekildiği yerde kıyamet kopar. Duygulara kendimizi kaptırdığımızda her iş tersine döner. Aklın öncülüğüne teslim olmamız lazım.”
Ali Emre, (şair): “Kırk yıldır eğitim, kültür ve sanat alanında hizmet veren, birçok insanın yetişmesine katkıda bulunan Bilim ve Sanat Vakfı’na da kayyum atanmış. Nasıl bir akıl tutulmasıdır, anlaşılır gibi değil. Hem üzücü hem de utanç verici.”
Nihal Bengisu Karaca (yazar): “Çok değil beş yıl önce biri çıkıp Ak Parti iktidarında hem müslümanların yüz akı, hem entelektüel donanım, birikim ve sosyal bilimler açısından sivil bir mihenk taşı olan Bilim Sanat Vakfı’na el konulacak dese ‘yalancısın ve fesat peşindesin’der ve uzaklaşırdık. Ama oldu.”
Cihan Aktaş (yazar): “Bilim ve Sanat Vakfı arkasında uzun bir mazisi olan, pek çok kültür ve sanat insanının yetişmesine emeği geçmiş oturmuş bir kurum. Kayyum denetimiyle kültür sanat faaliyetleri bir arada nasıl düşünülür, nasıl nitelikli çalışmalar yapılması beklenir o şartlar altında..."
Yusuf Kaplan (yazar): “Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyım atanması tedirgin edici! 40 yılda, 50 yılda dişimizle tırnağımızla inşa ettiğimiz İslâmî entelektüel birikimi bir gecede imha ediyoruz! #bilimvesanatvakfı siyasî mücadeleye malzeme yapılamaz! Kendi ayağımıza sıkıyoruz! Vebaldir!”
Ömer Karaoğlu (Sanatçı): “Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atandı.Tüm muhataplara, tüm politik “pozisyon alma” hesaplarından beri olmak üzere derim ki; “İlim ve sanat azad olmalıydı!Araçsallaştırılmamalıydı! Esirgenmeliydi! Emekler zayi edilmemeliydi! Başarılamadı.... "
Hasanali Yıldırım, (yazar): “Bugün Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atayanlar, tarih boyunca hiçbir vakfın şahit olmadığı çok büyük bir zulmün kapısını açtıklarını niçin görmezden geliyorlar? Eyvahh...”
Sibel Eraslan, Kültür ve Turizm Bakanı Müşaviri: “Bilim Sanat Vakfı, entelektüel bir çatı olmanın yanısıra, üniversite yasakları esnasında kesintiye uğrayan eğitim dünyamızı onaran sıcak bir mektepti bizler için. İslami çevrelerin emeği ve birikimiyle kurduğu bir müessesenin bugün kayyım idaresine devredilmesi cidden üzücü.”
Rıdvan Kaya (Özgür-Der Genel Başkanı): “28 Şubat zorbalığının doğrudan hedef aldığı eğitim alanında gençler için bir nefes borusu, bir sığınaktı. Bu yapılan utanç verici.”
Osman Atalay (İHH Müteveli Heyeti ÜYESİ): “İyi düşünülmüş bir karar gibi gelmiyor,kamuoyunu ikna edici bir açıklama yapılması çok önemlidir.Muhafazakar İslami camiada çok derin sessiz ve telafisi zor kırgın/kırılmalara sebep olabilir.”
Metin Karabaşoğlu (yazar): “Büyük yanlışlara ses etmeyip, büyük adaletsizlikler karşısında tepkisiz kalan nicelerini, ‘ne hassas adam’ yahut ‘ne de müttaki’ dedirtecek şekilde ‘ince mesele’lerle meşgul halde görürüz.‘içimizdeki kûfeliler’ diyesim geliyor öyleleri için...”
Mustafa Ruhi Şirin (Çocuk Vakfı Kurucusu): “Derin bir acı duyuyorum...”
İsmail Kılıçarslan (yazar): “Bilim Sanat Vakfı’na kayyum atanmış’ cümlesi can sıkan, can acıtan, canımızı yoran bir cümle. Üzgünüm çok.”
Mustafa İslamoğlu: “Zulüm bizdense ben bizden değilim.”
Kenan Alpay (HakSöz dergisi yazarı): “Bilim ve Sanat Vakfı’na el koymak hiç de teknik ve kanuni bir mesele değil. Gösterilen ve şimdilik gösterilemeyen tepkileri de nostalji filan sanmayın. Kayyum kararı siyaseti hepten itibarsızlaştırıp bitirir.”
Tülay Gökçimen (Yönetmen): “28 Şubat döneminde okullara alınmayan öğrencilerin sığınağı, umudu olmuştu Bilim-Sanat Vakfı. Şu an içinde bulunduğu durum çok üzücü. İnşaallah en kısa zamanda gerçek sahiplerine geri döner. Bilim-Sanat Vakfı umuttur!”
DAVUTOĞLU: HER KESİMİ ESİR ALMAYA ÇALIŞAN ANLAYIŞIN ÜRÜNÜ
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu kurucuları arasında yer aldığı Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atanmasını eleştirdi. Vakıfların bir kişiye ya da gruba ait olmadığını söyleyen Davutoğlu yazılı açıklamasında vakfın 12 Eylül, 28 Şubat gibi darbe dönemlerinde sınanarak geçtiğini hatırlattı. Davutoğlu’nun açıklaması şöyle devam etti: 28 Şubat’ta da baskılar karşısında geri adım atılmadı. İstanbul Şehir Üniversitesi’ne uygulanan hukuksuz el koymanın üzerine Bilim ve Sanat Vakfı’nı hukuki kılıflar uydurarak “teslim almaya” çalışmak kesinlikle Türkiye’de bir grubun, bir kesimin, bir mahallenin, bir camianın sorunu değildir. Yaşanan, en az 9 aydır kamuoyu önünde dile getirdiğimiz gibi toplumun her kesimini esir almaya çalışan bir hukuksuzluğun, kural tanımazlığın, ben merkezciliğin geldiği noktadır. Vakıf geleneğine, örgütlenme özgürlüğüne, düşünce ve ifade hürriyetine, sivil topluma yapılan bu darbe kimsenin aklına bile getirmek istemediği bir pratiğin önünü açmaktadır. Uygulamadan bir an önce vaz geçilmeli, benzer hukuksuzluklara kapı açan kanuni yanlışların düzeltilmesi için yasama süreçleri devreye girmeli, toplumun her kesiminden ortak bir vicdani ses yükselmelidir.”
KARAMOLLAOĞLU: ADALETLE BAĞDAŞMAZ
“Bilim ve Sanat Vakfı’nın kayyuma teslim edilmesi adaletle ve demokrasiyle bağdaşmaz. Vakıflara kayyum atanması kabul edilemez. Ülkemizin önemli bilim ve düşünce kuruluşlarından biri olan Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atanması kararının siyasi bir maksatla alındığı açıktır ve kabul edilmesi mümkün değildir. Bir an evvel bu yanlış karardan vazgeçilmelidir. Bu karar hukuka, demokrasiye ve vakıf anlayışına bir darbe mahiyetindedir. “Asırlardır medeniyetimizin sembolü olan vakıflar üzerinden ‘siyasi öç’ alma hesabı yapmanın kimseye faydası yoktur! Ümit ediyorum bu karar kısa bir zamanda düzeltilir.”
MUSTAFA YENEROĞLU: 28 ŞUBAT ZAFERE KOŞUYOR
“Aslında 28 Şubat bitti demiştik ama bugün adeta zafere koşuyor. 28 Şubat’ın sadece mütedeyyin kesimi hedef aldığı zannına kapıldık, travmalarımız sorumluluklarımızı bastırdı, herkes için özgürlükçü Türkiye hedefinden saptık, tarihten ders çıkarmadık. Bu sürecin galibi olmayacak.”
BU AKIL TUTULMASI DERİN YARA AÇAR
İSTANBUL PLATFORMU: EL KOYMA KANUNA DAYANSA DA AÇIK BİR HUKUKSUZLUK HALİ
Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı, İHH, İnsan ve Medeniyet Hareketi, İstikamet Vakfı, MazlumDer, Medeniyet Vakıf ve Ümran Haraketi’nin kurduğu İstanbul Platformu ortak bildiri ile Bilim Sanat Vakfı’na kayyum atanmasını eleştirdi. Açıklamada “Belli bir toplum kesiminde “üniversite”den çok daha öte anlamları olan bir kuruma uygulanan yaptırım, kanuna dayansa da Anayasa’ya ve temel hak ve özgürlüklere aykırı olup açık bir hukuksuzluktur. Üniversiteye el koyma sürecini vakfa taşımak asla kabul edilemez” denildi. “Yaşanan süreç maalesef İslami camiaya karşı güveni ciddî manada zedelemektedir” denilen ortak bildiride “Kazananı olmayan; ama kaybedeni bütün bir toplum olan bu sürecin bir an önce suhulete kavuşması en büyük arzumuzdur. Siyasî olarak yaşanan rekabet, binlerce insanı ve kurumu tedirgin etmektedir. Yaşananların vakıf kültürümüze ve geleneğimize büyük bir zarar vereceği aşikârdır. Bir akıl tutulması olarak gördüğümüz bu süreç devam ettirilmemelidir. Tüm vakıfların her türlü politik tartışmadan uzak tutulması gerektiğini, yüzlerce yıllık vakıf kültürüne kalıcı zarar verecek, örgütlenme ve mülkiyet hakkına aykırı olan bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini, YÖK Kanunu’nun ilgili maddesinin anayasaya ve temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu, TBMM’nin harekete geçerek ilgili kanun maddesinin ilgası için çalışma başlatması gerektiğini, hatırlatır, tüm toplum kesimlerini bu yanlışa karşı duyarlılığa davet ederiz.” denildi.
İNSAN VE MEDENİYETLER HAREKETİ: VAHİM HATADAN DÖNÜLMELİ
Açıklamada “Yaşanan süreç maalesef İslami camiaya karşı güveni ciddî manada zedelemektedir. Kazananı olmayan; ama kaybedeni İslami camia olan bu sürecin bir an önce suhulete kavuşması en büyük arzumuzdur. Siyasî olarak yaşanan rekabet, binlerce insanı ve kurumu tedirgin etmektedir. Yaşananların vakıf kültürümüze ve geleneğimize büyük bir zarar vereceği aşikârdır. Bir akıl tutulması olarak gördüğümüz bu süreç devam ettirilmemelidir. Bize göre bir an önce bu vahim hatadan dönülmeli ve vakıf, sahiplerine itibarlarıyla birlikte iade edilmelidir” denildi.
ÖNDER (İMAM HATİPLİLER DERNEĞİ): HERKES İÇİN KAYGI VERİCİ
“Sebep ne olursa olsun, vakıf kültürümüzün yıpratılmasından endişe duyuyoruz. Bilim Sanat Vakfı ile alınan karar ve ortaya konulan tasarruf ülkemizdeki tüm vakıfları, dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiren kaygı verici bir girişimdir. BİSAV’a dönük uygulama ve bu yöntemin dayandığı hukuki zeminler de gözden geçirilmeli en kısa sürede vicdanların rahatlatan adımlar atılmalıdır.”
MAZLUMDER: VAKIF KÜLTÜRÜ TEHLİKE ALTINDA
“Üniversiteyi gerekçe göstererek Bilim ve Sanat Vakfı gibi köklü vakıflara yaptırım uygulanması, vakıf kültürünü derinden zedeleyecek ve tamamen yok edecek bir geleneğin başlangıcıdır. Vakıflara siyasi saiklerle yaptırım uygulanması vakıf kültürünün tehlikede olduğunun işaretidir.”
İLMİ ETÜDLER DERNEĞİ (İLEM): POLİTİKA ÜSTÜ DAVRANILMALI
“BİSAV’a yapılan müdahale endişe vericidir. Karar alıcıları bunun vebali ve vakıflarla ilgili doğuracağı ileri sonuçlar hususunda muhasebeye davet ediyoruz.”
HUKUKÇULAR DERNEĞİ: KAMUOYU VİCDANINI RAHATSIZ ETTİ
“ Vakıf yönetimine karşı tesis edilmiş olan işlem her ne kadar yasaya dayandırılsa da bu işlem kamuoyunu vicdanını rahatsız ettiği ortadadır. Bu kanun 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası paravan vakıflar üzerinden kurulmuş ve terör örgütüne kaynak sağlama amacı taşıyan üniversitelerin kapatılması ve vakıfların bu süreçte menfi işlemlerde bulunmasını engelleme amacıyla hayata geçirilmiştir. Ancak yapılan bu kanuni düzenleme maksadını aşarak ülkemiz gençlerinin eğitimi ve gelişimi amacıyla uzun yıllardır hizmet vermekte olan Bilim ve Sanat Vakfı’nın yönetimine el konulmasına neden olması kabul edilebilir değildir. 15 Temmuz darbe süreci ve sonrasında terör ögrütü FETÖ ile mücadele kapsamında alınmış olan önlemlerin kimi zaman masum insanlara kimi zaman ise ülkemizin köklü kuruluşlarına zarar verdiği ortadadır. Bu nedenle bu kanuni değişikliğin yeniden düzenlenerek gerekli düzenlemelerin yapılması ve bu haksız uygulamanın en hızlı şekilde düzeltilmesi gerektiğini kamuoyu bilgisine sunarız.
İLİM KÜLTÜR EĞİTİM VAKFI (İLKE): BU YOLU AÇMANIN VEBALİ BÜYÜK
“Yöneticilerin açık bir suistimali söz konusu değilse vakıflar dokunulmazdır. Bu yolu açmanın vebali büyüktür ve güven kaybının sonuçları ülkemiz için vahim olur.”