Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, CHP’li bir isimle Beştepe’de görüştüğü iddialarının yalan çıkmasının ardından CHP’ye yönelik eleştirilerini sertleştirdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Partimizi MİT vasıtasıyla çini karıştırıyorlar” sözlerini hatırlatan Erdoğan “İstihbarata gerek yok Muharrem Bey yeter zaten” dedi.
Erdoğan yaşananları “Balta nerede suya düştü, su nerede inek içti, inek nerede dağa kaçtı, dağ nerede... Yandı bitti kül oldu” tekerlemesiyle anlattı. Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite’nin Beşinci Toplantısı için gittiği Doha dönüşünde ve partisinin dünkü grup toplantısında gündemi değerlendirdi:
KEMAL BEYİN KALMASINDA FAYDA VAR: “ Bay Kemal CHP’yi yalan üretme merkezi haline getirdi. Şu anda kendi kumpasları çok açık ve net ortada. Bir adam çıkardılar, ben o adamı hiç tanımam. Şimdi ismini duydum. Yalan yanlış plakalar uydurdu. Zavallı, Külliye’ye giren her aracın künyesinin tutulduğundan bilgisi yok. Bunların hepsi ortaya konunca da savunacak hali kalmadı. Bundan sonrası size düşüyor. Kemal Bey’in kalmasında bizim için fayda var.”
BUNU GİT DE MUHARREM BEY’E ANLAT: “İstihbaratın öyle büyük işleri var ki… Böyle basit işlerle uğraşacak vakti mi var? Bay Kemal buradan kendine çıkış yolları arıyor. “Bizim içimizde kumpas yok” demeye getiriyor. Bay Kemal sen bunu git şu anda Muharrem Bey’e anlat. Muharrem Bey senin içini gayet iyi anlatıyor. İstihbaratımıza gerek yok, Muharrem Bey yeter zaten.”
KÜLLİYE ŞAHSİ MALIM DEĞİL: “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir, herkes gibi CHP’liler de gelebilir. 15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için Külliye’ye değil ama partimize gelmiştir. Sayın İmamoğlu da geldi onu da kabul ettik. Külliye benim şahsi malım değil milletin varlığıdır. Son günlerdeki tartışma bambaşka mecralarda cereyan ediyor.”
CHP’NİN BAŞINDA KİMİN OLDUĞUNDAN BİZE NE: “Londra’da tedavi gören ve örnek olamayacak bir gazeteci var. Bu iddianın neresini düzeltelim bilemiyoruz. Gizli saklı hiçbir CHP’li yanımıza gelmedi. Bunlar Külliye’yi kendi merkezleri gibi sanıyor. Kimseye genel başkan olma telkininde bulunmadım çünkü Sayın Kılıçdaroğlu’dan daha ideal genel başkan olmaz. CHP’nin başında kimin olduğundan bize ne. Olmayan görüşmeyi ortaya atan gazeteciyi siciline bakarak mazur görebiliriz. Bugünkü yazısında özür dilemiş. Bizden de özür dilemiş, teşekkür ederiz.”
SİYASETÇİNİN YAPACAĞI İŞ ÖZÜR DİLEMEK: “Bu iddianın üzerine ‘doğrudur’ diyerek adeta tüy diken genel başkan ne yapacak? Kendisi ‘hata ettim, özür dilerim’ diyemedi. Kendisi CHP’nin başına bir kaset kumpasıyla geldiği için orada kalmanın yolunu da benzer yöntemlerde arıyor. Onurlu bir siyasetçinin yapacağı iş özür dilemektir. İçi boş ithamlarla ülkemizi meşgul ettikleri için milletimizden özür dilemeliler. CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti. Ülkemizin gerçek gündemine dönmenin zamanı geldi. CHP kendi iç hesaplaşmasını kapalı kapılar ardında gerçekleştirsin. Ne olur artık milletin yakasından düşün.”
HAVALAR BÖYLE SÜRERSE İSTANBUL SUSUZLUĞA GİDİYOR
“Mahalli seçimlerde kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini iyice bozdu. Biz bu şartlarda Ankara’yı yönetemeyiz diyorlar. Ankara’nın suyundaki kiri temizleyemiyorum diyorlar. Devletten parayı alıyorsun. Parayı yönetme sanatını icra etmen lazım. 3 ay gibi bir süre sonra havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru gidiyor. Ankara’da da benzer durum var. Ankara’da atık su noktasında sıkıntılar var. Madem bu horona girdin bunları yapacaksın. Borçlanma konusunda Meclis belirli sorunmlulukları üzerine alamaz.Bunca yıl başbakanlık yaptım, cumhurbaşkanlığı yaptım; en çok hayıflandığım konulardan biri, şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır.”
MECLİS’TE DE ŞİZOFREN VAKA VAR
(Başörtüsü kadınlara saldırı) “Bunların hepsi uydurma şeyler. “Şizofrenik vakadır” denildiği zaman demek ki bu şizofrenik vakalar parlamentonun içine de sızmış. Çünkü ‘Ulan’ diyerek, “haddini bildirin” diye ileri giderek (CHP) Grup Başkanvekili bir başörtülü hanıma bu ifadelerle yaklaşırsa, böyle bir şizofrenik vaka parlamentonun içinde niye duruyor? Bu da ayrı bir konu. Parlamentodaki olayın hiç affedilir yanı yok. Disiplin noktasında cezalandırılması gerekir. Arkadaşlarımız onun takipçisi. Şu anda zaten Özlem (Zengin) Hanım da hukuki haklarını araştırıyor.”