Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni koronavirüs tedbirlerinin konuşulduğu Kabine Toplantısı sonrası Ulusa Sesleniş konuşması yaptı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Bir süredir olduğu gibi bu toplantımızda ana gündem maddemiz koronavirüs mücadelesi kapsamındaki yaptığımız ve yapacağımız çalışmalardı. Ayrıca Suriye, Libya ve Ege'deki gelişmeler başta olmak üzere önemli güvenlik konularımızla ilgili değerlendirmelerde bulunduk.
TEST SAYIMIZI 40 BİNE ÇIKARDIK
Koronavirüs salgınının önüne geçmek için aldığımız tedbirlerin meyvelerini toplamaya başladık. Test sayımızı günde 40 bin düzeyine çıkardık. Yoğun bakımda veya solunum cihazına bağlı olan hastalarımız ile vefat eden hasta sayımız aynı düzeyde devam ediyor.
MAYIS AYININ SONUNA KADAR 5 BİN SOLUNUM CİHAZI
Hastanelerimizde olağanüstü bir yoğunluk yaşanmıyor. Sağlık personelimiz canla başla çalışıyor. Ücretsiz maske dağıtımımız PTT ve eczaneler üzerinden sürüyor. Maskeden tuluma, ilaçtan solunum cihazına kadar hiçbir konuda eksiğimiz veya riskimiz bulunmuyor. Yoğun bakım solunum cihazlarının üretim konusundaki çabamız başarıyla neticelendi. Mayıs ayı sonuna kadar 5 bin cihazı üretmiş olacağız. Yoğun bakım solunum cihazlarının teknoloji girişimini gerçekleştiren biosis'e, bu sürece katkı veren BAYKAR Makina ve ASELSAN'a ve seri üretimi yapan Arçelik'e şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bu başarı her fırsatta altını çizdiğimiz milli teknoloji hamlesinin somut bir örneğidir. Bugün itibariyle 100 solunum cihazını teslim aldık. Makine ve Kimya Endüstrisi kurumumuz da geliştirdiği mekanik solunum cihazıyla bu alanda yerini almıştır. Kritk ilaçların üretimine yerli firmalarımız da başladı.
BAŞAKŞEHİR ŞEHİR HASTANESİ SALGIN HASTALIK İÇİN KULLANILACAK
Koruyucu sağlık donanımlarının yerli üretimi konusunda da önemli mesafe katettik. Sağlık personeli açısından hayati olan N95 ve N99 maskelerinin filtrelerinin geliştirme süreci bitti, testlerine başlandı. En kısa sürede iletişime geçiyoruz. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'ndaki hocalarımızla elde ettiği başarıları bilimsel makaleye dönüştürüp yayınlamaya hazırlanıyorlar. Hastane, yatak ve yoğun bakım konusundaki mevcut kapasitemizi güçlendiriyoruz. Son gelişmeler üzerine, ilk etabının açılışını öne alarak bugün gerçekleştirdiğimiz İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi salgın hastalık için kullanılacaktır. 2682 yatak olan hastanemizin bugün ilk etabının açılışını yaptık. 885'i klinik yatağı, 150'si yoğun bakım yatağı olmak üzere 1035 yatakla hizmet verecek. Hastanemizin kalan kısmını da önümüzdeki ay hizmete açmayı planlıyoruz.
SAĞLIK HİZMETLERİNİ KESİNTİSİZ SÜRDÜRDÜK
Sağlık alanında yaptığımız bu yatırımların önemini ve büyüklüğünü bu salgın vesilesiyle hep birlikte bir kez daha gördük. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı dönemde Türkiye en küçük bir krize kaosa meydan vermeden hamd olsun sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmüştür. Türkiye, vaktinde aldığı tedbirler sayesinde bu tehlikenin önüne geçerek tüm dünyada salgınla mücadelede en rahat sağlık hizmeti veren ülke durumuna gelmiştir.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Milletimizin tedbirlere uyması sayesinde salgının felaket düzeyine ulaşmasının önüne geçtik. Büyükşehirlerimiz ile Zonguldak ilimizde uyguladığımız hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması da salgının kontrolünde büyük fayda sağladı. Bunun için tarım, sağlık ve gıda hizmetleriyle temel üretim faaliyetlerini aksatmayacak şekilde bir süre daha devam ettireceğiz. 23-24-25-26 Nisan tarihleri arasında ise, yine 31 ilimizde sokağa çıkma sınırlandırmasını özellikle planlıyoruz.
22 Nisan akşamı yine 00,00'dan itibaren; 23 Nisan zaten tatil, 24-25 ve 26 Nisan 00,00'a kadar bu devam edecek. 26'sında 24,00 itibariyle sokağa çıkma itibariyle sona erecektir. Bununla ilgili ayrıntılar içişleri bakanlığımız tarafından kamuoyumuzla paylaşılacaktır. Fırıncı, sucu, gazete bayileri, medya mensupları dahil olmak üzere tüm çalışan ve kamu görevlilerine teşekkür ediyorum
Amacımız önlemleri en titiz şekilde uygulayarak salgının seyrini ülkemizin ramazan bayram sonrası normale dönüşüne imkan sağlayacak seviyeye indirmiş olmaktır. Bazı adımları bayram öncesi atmaya da başlayabiliriz. Tüm sektörlerin buna göre hazırlıklarını yapmalarında fayda görüyoruz. Bu salgının üstesinden ancak 83 milyon hep birlikte hareket edersek gelebiliriz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sarıldığımız ölçüde geleceğe güvenle bakabiliriz. Bu topraklardan başka vatanımız, sinesine sığındığımız ve hizmet edeceğimiz halk yoktur.
39 BİN VATANDAŞIMIZI YURDA GETİRDİK
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyanın neresinde olursa olsun her vatandaşının yanındadır. Ülkemize getirdiğimiz her vatandaşımızı sağlık taramasından geçirip bu amaçla tahsis ettiğimzi yüksek öğretim yurtlarında 14 gün süreyle karantinada tuttuk. Cumhurbaşkanlığımızın koordinasyonunda, THY'mizin işbirliği ile bugüne kadar 39 bin vatandaşımızı ana vatanlarına kavuşturmuştuk. Halen 12 bin vatandaşımızın karantina süreci devam ediyor. Çeşitli ülkelerdeki 25 bin vatandaşımızı şu anda yine Türkiye'ye getiriyoruz. Amacımız ramazan ayına girene kadar bu operasyonu tamamlamaktır.
EĞİTİM SAYISI 100'E ÇIKACAK
Bilindiği gibi örgün ve yaygın eğitime ara vermiştir. Hemen ardından da Milli Eğitim ve TRT işbirliğiyle üç televizyon kanalı kurarak uzaktan eğitime geçmiştik. Öğrencilerimizin platformu benimsediklerini tespit ettik. Ortaöğretim ve yüksek öğretm sınavlarına hazırlanan 8'inci ve 12'inci sınıf öğrencilerimiz için de canlı ders uygulaması başlattık. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın hazırladığı proje kapsamındaki eğitimler özellikle BTK akademi eğitim programı üzerinden gerçekleşecektir. Halen 31 ayrı eğitim bu sitede hizmet veriyor. Yıl sonuna kadar eğitim sayısı 100'e çıkacaktır. Gençlerimizin tek yapması gereken özgeçmişlerini kaydetmektir. Programı tamamlayanlar, güvenliğinden veri analistliğine, siber güvenlikten yazılım geliştirmeye kadar 15 farklı alanda istihdam edinebilme imkanı olacaktır.
Çeşitli ünvanlarda 8 bin 635 sözleşmeli personel ve 5 bin işçi kadrosu ihdas ediyoruz. Salgınla mücadele ederken hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması ve özellikle istihdamın korunması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Tüm kesimlerin, vergi sigorta ve kredi taksidi gibi ödemelerinin ertelenmesini sağladık. Bugüne kadar 269 bin firmamız 3 milyonu aşkın çalışanı için kısa çalışma ödeneğine başvurdu. 9 Nisan tarihi itibariyle sosyal yardımlarda acil durum kararı alarak muhtaçlık kriterleri yanında bu dönemde özel ihtiyaçları da kapsama aldık.
BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM KAMPANYASI
Biz Bize Yeteriz Türkiyem'de toplanılan para miktarı da 1 milyar 800 milyona ulaştı. Hayırseverlerimizi davet ediyorum. Gelin bu rakamı 2 milyarın üzerine çıkaralım.
"CHP'Lİ BELEDİYELER SALGINLA MÜCADELEYİ HİÇE SAYIYOR"
CHP'nin başını kestiği bir kesim yine bozgunculuk peşindedir. Salgınla mücadele güçlü bir koordinasyonu gerektiriyor. Uygulamanın her il, ilçe, mahalle düzeyinde bu anlayışla yürütülmesi şarttır. Peki CHP'li belediyeler ne yapıyor? Cumhurbaşkanlığını, sağlık bakanlığını, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak kendi başına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya çalışıyorlar. Asli işlerini yürütemeyen CHP'li belediyelerin salgınla mücadeleyi hiçe sayarak bu tür faaliyetlerin amacı halka hizmet vermek değil şov yapmaktır.
Adana, İstanbul ve Mersin belediyelerinin sokağa çıkma yasağı sırasında sergiledikleri tavrın başka hiçbir açıklaması yoktur. Mesela Mersin'de CHP'li büyükşehir belediyesi şov yaparken aynı partinin Yenişehir ve Mezitli belediyeleri valilikle işbirliği halinde faaliyet yürütmüştür. Bu tür teşebbüsler FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından da denenmiştir.
TEDBİRLERİ SABOTE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Salgın sebebiyle sağlık sisteminin çökmesini, kamu güvenliğinin zaafa uğramasını bekleyenler umdukları olmayınca gözlerini yapılan hizmetlere dikmişlerdir. Şimdi de maalesef salgın hastalıkla mücadele için alınan tedbirleri sabote etmeye çalışıyorlar. Ülkemizin ciddi kayıplar veren yerler arasına girmelerini bekliyorlardı. Umutlarını Uganda'ya bağlayacak kadar küçüldüler. Güya hükümetle yarışmaya kalktılar. Onlar fuar merkezini veya merkezlerini panellerle bölerek oralarda, içindeki standları sahra hastanesi diye yutturmaya kalktılar.
BİZ KİMSENİN PARASINA EL KOYMADIK
Siz kendinize ait olmayan böyle bir alana veya böyle bir konuda konuşma hakkına sahip değilsiniz. Devlet yardımları tek hesapta toplayınca da 'paralarımıza el konuldu' yalanına sarıldılar. Devlet olarak biz kimsenin parasına el koymadık ve böyle bir yanlışın içine girmedik, girmeyiz. Biz insani hareketliliğimiz neyi gerektiriyorsa bugüne kadar onu yaptık. İkna yöntemiyle bütün bu gayretlerimizi sürdürüyoruz. Onlar toplu taşımayı azaltarak halkımızı mağdur ettiler. Her şeyi birbirine karıştıranlar, hükümetin aldığı tedbiri sabote ederek beceriksizliklerini ört bas etmeye kalktılar. Onlar "tecavüzcüler serbest kalacak" diyerek ortalığı bulandırdılar.
SORUN EKMEK DAĞITMAK DEĞİL
Belediyeler elbette sosyal yardım da yapabilir. Ama bunu kanunların belirlediği sınırlar içinde, şehrin mülki amirinin bilgisi ve koordinasyonu dahilinde yaparak... Belediye bakanlığı, valiliği, kaymakamlığı yok sayarak kendi başına iş yapmaya kalkarsa karşısında devleti bulur. Sorun ekmek dağıtmak değil. Bunu şehirdeki diğer faaliyetlerle uyumsuz, programsız, izinsiz şekilde yapmaktır. Karşımızdaki kirli zihniyet kendisine cevap verilmeyince azgınlaşmakta, yalanlarının çitasını yükseltmektedir.
Sorun herhangi bir konuda farklı düşünmek değil, yalan söylemektir, iftira atmaktır. Türkiye'nin sağlık alanında tarihi bir beka mücadelesi verdiği bir dönemde, milletimi böyle tatsız konularla meşgul etmiş olmaktan dolayı da üzüntülüyüm. Ancak, karşımızdaki kirli zihniyet kendisine cevap verilmeyince azgınlaşmakta, yalanlarının çitasını yükseltmektedir. Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az kovid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum.