İdlib’de ‘savaş düzeni’ işlerken kritik süreç, Erdoğan-Putin görüşmesine kilitlendi. Moskova’daki düğüm zirvesi öncesi rejim saldırılarına karşı ‘taviz yok’ mesajı veren Ankara, çözüm için Soçi mutabakatına tam dönüşü işaret etti. Cumhurbaşkanı da Türkiye’nin beklentisini ‘’Bölgede süratle ateşkes sağlayabilmek’’ ifadeleriyle ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan, partisinin Meclis grubundaki konuşmasının büyük bölümünü, “Bizim iktidarımızda şehitler tepesi boş kalacak” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yanıt vermeye ayırdı. Erdoğan “’Şehitler tepesi boş kalacak’ diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme, boynuna esaret zincirini geçirme derdindedir demektir. Bay Kemal’in yeri ne vatandır ne millettir. Onun yeri Esad’ın yanıdır” dedi ve “Şerefsiz, alçak, hain” ifadelerini kullandı. Grup toplantısı çıkışında da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’ın açıklamalarından başlıklar şöyle oldu:
GİZLİ KAPAKLI BİR ŞEY KALMAZ
(Rusya ziyareti öncesi yeni teklif olup olmadığına yönelik soru üzerine) “İlk amacımız bölgede süratle bir ateşkesi sağlayabilmek. Şu anda teklif filan olmaz. Ziyaretimizi yapalım. Zaten ziyaretten sonra da orada yine bir basın toplantısı muhakkak sayın Putin ile yapacağız. Bunun yanında benimle beraber gelen gazeteci arkadaşlarımız da var. Onlarla da birçok şeyi paylaşacağız. Hiçbir şey gizli kapaklı kalmaz.”
ABD’DEN SİLAH DESTEĞİ İSTEDİK
(ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin “Mühimmat vermek istiyoruz.” açıklamaları üzerine) “Ben, Sayın Trump’a bu tür taleplerimizi ilettim. Sayın Trump ile bugün bir telefon görüşmesi de planlamıyoruz.”
TEK DAMLA KAN BOŞA GİTMEDİ
“Terörle mücadelede 40 yıla yakın süredir verdiğimiz binlerce şehidimize, Suriye’de yenileri ekleniyor. Son olarak İdlib’de rejimin saldırısında hayatını kaybeden 36 askerimizin aralarında olduğu nice canlarımızı toprağa verdik. Şehitlerimizin makamları ali, şehadetleri mübarek olsun. Hiçbir şehidin, gazinin tek damla kanının boşa gitmedi.”
ÖNCE KENDİ İMANINI SORGULASIN
“Ebediyete uğurladıklarımızın şüheda makamına yükseldikleri konusunda kuşkusu olan önce dönüp kendi inancını, imanını bir sorgulasın. Şehitler tepesi boş kalmayacak sözünü anlamak için imanın yanında bağrından çıktığınız toplumun kültürünü bilmeniz gerekir. Merhum Arif Nihat Asya’nın o şiirini okuyup da hala ısrarla ‘Şehitler tepesi boş kalacak’ diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme peşinde demektir.”
BAY KEMAL’İN YERİ ESED’İN YANIDIR
“Savaş çıkarsa kimin nerede durduğuna dikkatli bakmak gerek. Bay Kemal’in yeri bellidir. Bay Kemal’in yeri ne vatan ne de millettir. Onun yeri Esed’in yanıdır. Bir de onu tavsiye ediyor ya, buyur sen git. Zaten yanında da bay monşerler var, onlarla beraber güzel bir yolculuğu gerçekleştirirsin. Mesela Esed, darbeci Hafter, Kılıçdaroğlu’nu alkışlayarak dinliyordur. Mesela PKK’sından FETÖ’süne kadar tüm terör örgütleri, Kılıçdaroğlu’nu şükranla izliyordur. Mesela Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için her gün envai çeşit oyunlar sergileyen ABD, Avrupa, Rusya, İran’daki bazı çevreler, Kılıçdaroğlu’nu taktirle takip ediyordur.”
HAYSİYETSİZ, ONURSUZ, ALÇAK
“Bay Kemal’in gözü ve gönlü başka yerlerde. Kılıçdaroğlu, mevcut tutumuyla Esed’in Suriye’de, İsrail’in Filistin’de hayata geçirmeye çalıştığı insansızlaştırma politikasına destek veren bir yerde durmaktır. Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini sürekli fitneyle, yalanla iftirayla lekelemeye çalışan her kim olursa olsun açık ve net söylüyorum, haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır haindir. Bir insanın kendi ülkesine ve kendi milletine böylesine derin bir kin beslemesi için ya geçmişte ağır bir travma yaşaması yada daha başka çıkar hesabının pençesine düşmesi olması lazım. Sanıyorum karşımızdaki zatta her iki durum birden söz konusudur.”
MİÇOTAKİS BU KAREYE İYİ BAKSIN
“34 şehidin verildiği 27 Şubat’taki saldırının ardından, Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilere sınırları açma kararı aldık. Bu kararımız tamamen uluslararası hukuka uygundur. Bugün mültecilere sınırlarını kapatan, onları döverek, bindikleri botları batırarak hatta vurarak geri göndermeye çalışan her Avrupa ülkesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni çiğnemektedir. Bu konuda en insanlık dışı görüntüleri sergileyen Yunanistan, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, bugün kapılarını kapattığı coğrafyada, sürgünde kurduğu hükümetle varlığını devam ettirmeye çalışıyordu. Bu fotoğrafta (Geçmişte Nazi saldırılarından kaçarak Suriye’ye sığınan Yunanlılara yapılan yardımı gösteren fotoğraf) yemek ve kıyafet dağıtılan Yunanlı erkek ve kız çocuklardan biri de belki Miçotakis’in büyük babası veya büyük annesidir.”
UMUDUMUZ AB’NİN DESTEK VERMESİDİR
“AB, şu anki mülteci akınına ilişkin “350, 350 milyon avro olmak üzere para yardımı, bunun yanında bot, silah, asker göndermeye hazırız.” diyor. Peki, 10 yıldır 4 milyon mülteciyi topraklarında barındıran Türkiye’ye böyle bir destek verdiniz mi de bunun kararını anında alabiliyorsunuz? Bunların tek yüzü yok. Maalesef birkaç yüzü var. Dürüst davranın. Avrupa ülkelerinin, şayet sorunu çözmek istiyorlarsa, Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirmeye çalıştığı siyasi ve insani çözüme destek vermesi gerek. Umudumuz, yaşanan gelişmelerin Avrupa Birliğinin gerçekleri görmesine ve ülkemize gereken desteği sağlamasına vesile olmasıdır.”