28 Şubat davasında savcı mütalaasını açıkladı. Aralarında Çevik Bir ve dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın da aralarında olduğu 60 sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir in de bulunduğu 103 sanığın yargılandığı 28 Şubat davasında savcı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Mütalaada ' İsmail Hakkı Karadayı ve Çevik Bir hükümeti devirmek istedi' ifadesi yer aldı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı.
39 KİŞİ İÇİN BERAAT TALEBİ
39 kişi hakkında beraat isteniyor. Dava sırasında hayatını kaybeden 4 kişi hakkında ise davanın düşmesi talep edildi.
Eski Jandarma Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman, ölüm nedeniyle hakkındaki davanın düşürülmesi istenen 4 isim arasında yer aldı.
Dönemin 1. Ordu Komutanı Çevik Bir.
Savcı, Batı Çalışma Grubu'nun Refah Yol hükümetini düşürmek için Genelkurmay Karargahı'nda dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'in başkanlığında toplantılar yaptığını kaydetti. 04 Şubat 1997'de Sincan'dan tankların yürütüldüğünü anımsatan savcı, tankların yürütülmesinin 6 ayda bir yapılan eğitim programı olduğunun söylenildiğini, Genelkurmay'ın ise böyle bir eğitim programı olmadığını bildirdiğini aktardı.
Duruşma 8-9-10 Ocak 2018 tarihine ertelendi. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu 28 Şubat Süreci için "Bin yıl sürecek" demişti.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 93'üncü celsesinde, duruşma savcısı Mehmet Hanifi Yıldırım esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada savcı, 28 Şubat sürecini ve davada yargılanan sanıkların eylemlerini tek tek anlattı.
REFAH PARTİSİ VE HALKA KARŞI PSİKOLOJİK HAREKAT YÜRÜTÜLDÜ
Sürecin 1994 yılında yapılan mahalli idareler seçimlerinde İstanbul, Ankara, Konya ve Kayseri Büyükşehir Belediyeleri dahil olmak üzere pek çok belediyede Refah Partili adayların belediye başkanı seçilmesinden sonra başladığı vurgulanan mütalaada, "TSK içinde bir grubun askeri müdahalede bulunmak için harekete geçtiği, bu kapsamda öncelikle yapılacak olan askeri müdahaleye karşı çıkabilecek TSK personelinin, ordudan ilişiğinin kesilmesini sağlamak amacıyla faaliyetlerde bulundukları, 25 Aralık 1995 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde Refah Partisinin en çok oyu alıp, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla milletvekili ile temsil edilmesi ve kurulacak muhtemel koalisyon hükümetinin büyük ortağı olacağının anlaşılması üzerine askeri müdahale düşüncesine sahip olan bu yapılanmanın aktif biçimde her türlü argümanı kullanarak Refah Partisine ve halka karşı açıkça psikolojik harekat yürüttüğü tespit edilmiştir" ifadeleri yer aldı.
BÇG 28 ŞUBAT KARARLARININ ALINMASINI SAĞLADI
Mütalaada, Batı Çalış Grubu için, 'Gayri resmi olarak hangi tarihte oluşturulduğu tespit edilemeyen ve faaliyetlerini BÇG adı altında yürüten bu yapılanmanın 28 Şubat Kararlarının alınmasını sağladığı, ancak 10 Nisan 1997 tarihine kadar hiçbir resmi belgede bu yapılanmanın izine rastlanılmadığı' denilerek şu tespitler yapıldı: "10 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu oluşturulması konulu belgede daha önce oluşturulan bir yapılanmadan bahsedildiği, bazı mağdur ve tanıkların da 28 Şubat 1997 tarihinden çok önce Batı Çalışma Grubu adı altında bir yapılanmanın bulunduğu tüm kovuşturma dosyası kapsamından anlaşılmıştır."
BÇG İLK DEFA RESMİ BİR BELGEDE YER ALDI
Mütalaada, kovuşturma kapsamında elde edilen delillerden Batı Çalışma Grubunun fiilen hangi tarihte faaliyete geçtiğinin tespit edilemediği anlatılırken, "Dönemin Genelkurmay II. Başkanı Çevik Bir imzalı, 4 Nisan 1997 tarihli, 'Çalışma grubu oluşturulması' konulu belgede özetle; irticanın, oluşturduğu tehdit açısından iç güvenliğin önüne geçtiği ve ülkenin bir numaralı sorunu haline geldiği, bu maksatla Genelkurmay Harekat Başkanlığı koordinatörlüğünde bir çalışma grubu oluşturulacağı, bu çalışma grubunun diğer Jandarma İstihbarat Başkanlıklarının uygun göreceği personelin katılımı ile her gün toplanacağı ifade edilerek, bu şekilde BÇG ilk defa resmi bir belgede yer almıştır" denildi.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞINDAKİ TOPLANTI
Mütalaada, belgenin özel oturum bölümü notlarında, 'DYP'nin hükümetteki oy potansiyelini kırmak örtülü yapılmalıdır' ibaresinin yer aldığı belirtilerek, acil tedbirler başlığı altında bir takım emirler yayınlandığı ve bahse konu bu emirden sonra, 7 Nisan 1997 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonunda saat Genelkurmay II. Başkanlığı tarihçesinde 'general/amiral toplantısı' olarak geçen, dönemin Genelkurmay II. Başkanı Çevik Bir başkanlığında toplantı yapıldığı anlatıldı. Bu toplantıya katılan dönemin komutanlarının adları tek tek mütalaada yer aldı.
ÇEVİK BİR'İN İFADELERİ YER ALDI
Mütalaada, toplantı tutanağına göre toplantıya katılanların büyük bir çoğunluğunun hükümeti cebir ve şiddet uygulamak suretiyle ıskat etmek amacıyla bir grubun kurulması konusunda fikir birliği içinde oldukları belirtilerek, sanık Çevik Bir'in, “Bu tarihi bir toplantıdır. Aynı frekanstayız, mutluyum, ülke Cezayir ve İran olmayacak, öncelikle hükümetin devamını önleyecek, demokratik müesseseleri devreye sokacak çalışmalar yapılmalıdır. Daimi teşkilatlanma zorundayızö ifadelerine yer verildi.
FADİME ŞAHİN, ALİ KALKANCI, MÜSLÜM GÜNDÜZ PSİKOLOJİK HARP UNSURLARI OLARAK KULLANILDI
Mütalaada BÇG'nin 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararlarının alınmasını sağladığı tekrarlanarak, “Söz konusu kararların oluşturduğu siyasi kaos ve basının kamuoyunu hükümete karşı yönlendirmesi sonucu Batı Çalışma Grubunun, hiçbir demokratik ülkede kabul edilemeyecek şekilde halkın oyları ile seçilmiş ve meclisten güvenoyu almış hükümeti cebir ve şiddet kullanmak suretiyle ıskat etmek amacıyla emir yazılmasını sağlayıp hükümeti ıskat etme iradelerini resmileştirdikleri anlaşılmıştırö ifadeleri yer aldı. Mütalaada, batı eylem planında sıkça vurgulanan kamuoyunun yönlendirilmesi amacıyla söz konusu dönemde yazılı ve görsel basında sıkça kullanılan Fadime Şahin, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz olayları da psikolojik harp unsurları olarak planlanarak kullanıldığı anlatıldı.