Tek millet
Ne kadar tuhaf, ne kadar çarpık bir durum değil mi? Darbe, siyasetin ‘girdi’lerinden biri.
Darbe geliyor, zor kullanarak kendisine bir meşruiyet üretiyor, sonra o ‘mamul’ meşruiyete istinad ederek başka meşruiyetler üretiyor.
Mesela anayasa hazırlatıyor, referandum yaptırıyor, seçim yaptırıyor. Onun yaptırdığı seçimle yeni düzenler kuruluyor.
Yani darbenin bıraktığı yerden devam ediyorsun.
Bana tuhaf ve çarpık geliyor.
CHP’yi, CHP’nin darbelerle ünsiyetini eski ve yakın dönem darbeleri düşünürken birden aklıma geldi.
CHP’nin tabiatında bir darbecilik olduğu söylenebilir.
Yeniçeri’den mi, İttihat ve Terakki’den mi tevarüs etti, yoksa kendisi mi geliştirdi?
Beğenen beğendiğini alsın.
Askeri darbedir sözünü ettiğimiz.
Elinde silah olduğu için insanları zorlama gücüne sahip olan bir zümrenin ülkenin yönetimine el koyması.
Tabii ki CHP, halk oyuyla iktidara gelmeyi tercih ederdi.
Ama halk oyu mümkün değilse? Halk oy vermiyorsa?
O zaman darbeye meyyal.
Belki değildir. Günahını alıyoruzdur.
Ama öyle bir izlenim verdi yakın zamana kadar.
Dönemin iktidarına, daha çok askerin ilgi göstereceği eleştiriler yönelten, asker içinde fanatik bir muhitin damarına basmaya çalışan zinde kuvvetleri alesta tutmayı gözeten bir siyaset dili.
Medyada da vardı aynı dil.
Asker şöyle dedi, şöyle demek istedi, öyle demek istemesi şu manaya delalet eder şeklinde tefsirler yapan yazar çizerlerimizi hatırlarız hepimiz.
Öyle bir dönem yaşadık.
Ak Parti iktidarında, özellikle Fetö’nün kontrolünde yürüyen Ergenekon operasyonlarıyla bitirildi o potansiyel.
Son darbeyi Fetö yapmaya kalktı ve millet o gece kendisine doğrultulan namluyu büktü.
Bizim bildiğimiz, yakın tarihimizde de gördüğümüz, elimizle dokunabildiğimiz (daha çok o bize dokunur!) konvansiyonel, kör gözüne parmağım darbe kapısı aşağı yukarı kapandı.
Konvansiyonel darbe ile CHP arasındaki iltisak da koptu.
En azından şu anda yok.
Son haftalarda kötü, sefil bir darbe tartışmasına tanık oluyoruz.
İlk suçlamalar, CHP’nin eski şöhretinden yararlanılarak yapıldı.
Biraz ibareyi zorlayarak.
Özgür Özel darbe imasında bulunmuş.
Ak Partili bir grup başkan vekili arkadaşım anlatmıştı.
“O gece (15 Temmuz gecesi) Özgür Özel beni aradı. Bu (.....) çocuklarına karşı sonuna kadar sizin yanınızdayız dedi. Adamlar o gece Meclis’e gittiler.”
Yani o kadar da değil ve bunu herkes biliyor.
Ama dersin ki siyasi polemik.
Yapmamız lazım.
Böyle konuşmak, böyle tartışmak bize yarıyor. Hatta yakışıyor.
Bizi besliyor.
Daha düzgün, daha medeni beslenme yöntemleri bulunabilir ama...
Sizin işinizi siz daha iyi bilirsiniz!
Siz bilirsiniz de, bu gergin atmosfer vatandaşın ayarlarını bozmuyor mu?
Sürekli gez vererek, sürekli pedala basarak ülkeye kötülük ettiğinizi hiç düşünüyor musunuz?
Herkes, gitgide daha asabi, gitgide daha huzursuz, gitgide daha saldırgan.
Gitgide daha manyak!
Nedir o, Adnan Menderesler, idam sehpaları?
İçlerinde şiddetli bir adam asma arzusu taşıyan yazar çizerlere sahibiz.
Utanmasız, arlanmasız.
Öteki de eksik değil.
Karşı apartmandaki altın gününde konuşuyor gibi rahat.
Bir patırtı kopsa da komşumu vursam, kırsam diye bilenen acayip tipler!
Tarlamız sürülmüş, gübrelenmiş, sulanmış.
Zemin üretiyor. Mebzul!
Hangi cinstendir, hangi kavimdendir, hangi siyasettendir?
Fark etmez ki...
Sağda da olsalar, solda da olsalar, tek millet bunlar!