Medine’de üç gün üç gece fasıl

Biz tarihin bir tarafını okuyoruz. Hz. Osman’ın şehadeti, Hz. Ali’nin hilafeti, Cemel, Sıffin, Hariciler, Hz. Ali’nin şehadeti, Hz. Hasan’ın imameti, Hz. Hüseyin, Kerbela, Abdullah B. Zübeyr, Kabe’nin mancınıklarla yıkılışı, büyük acılar, büyük hüzünler, Yezid, Haccac-ı zalim, arada Beni Ümeyye’nin bazı çirkin adetlerini ıslah etmeye çalışan Ömer İbn Abdülaziz’in kısa süren hilafeti, sonra başka Yezidler.

İlle tarih isterseniz, Hicret’in ilk asrı. Miladi 7. Yüzyıl. Peygamberimiz’in irtihalinden 20-30 yıl sonra.

Kıyametler kopuyor.

Peygamberimiz’in ümmeti tahavvüller geçiriyor.

İtikatlar şekilleniyor, mezhepler yavaş yavaş oluşmaya başlıyor.

Bir taraftan da müzisyenlerin tarihi kendi mecraında akışını sürdürüyor.

Merak ettim, muğanniye Cemile’nin kalabalık bir şöhretler grubuyla Hacca gidişi hangi yıla rastlar?

Cemile Yezid b. Muaviye döneminde yaşamış. Belli ki Ömer b. Abdülaziz devrinde de yaşamış. Yezid’in Şam’a davet ettiği ünlü şarkıcı Saib b. Hasir’e komşu olduğunu onunla birlikte Medine’de meşk ettiklerini biliyoruz.

Fakat o hac yolculuğunun tarihi Prof. Dr. İrfan Aycan’ın makalesinde yok. İrfan Hoca tarih belirtmeden Cemile’nin “O yıllardan birinde” hacca gittiğini yazıyor.

Hac vazifelerini ifa ediyorlar. Bugün çok rağbet gören tabirle hepsi ‘Hacı’ oluyorlar.

Şimdi dönecekler.

Mekkeliler Cemile’den bir meclis tertip etmesini istiyorlar.

Cemile, “Şarkı mı istiyorsunuz, sohbet mi?” diye soruyor.

“İkisi de” diyorlar.

Cemile yeni ‘Hacı’ olmuş. “Eğlence yapmak istemiyorum” diyor.

Ömer b. Rebia… Bugünkü tabirle Mekke sosyetesinden bir zat. Şair, edip. Eğer tarihin ‘politik’ tarafıyla irtibat kurmamız gerekirse, İslam Ansiklopedisinde Yezid b. Muaviye’ye biat etmek istemediği için Mekke’de ikamet etmeyi tercih etmiş olabileceği yazıyor.

Demiş ki Ömer b. Rebia, “Cemile’nin şarkılarını dinlemek isteyenler onunla beraber Medine’ye gider. İşte ben gidiyorum.”

Hepsi gelmiş Medine’ye.

“Cemile evine gitti, misafirler de Medine’deki akrabalarının yanlarına yerleştiler. Cemile’nin ziyaretçileri doldu taştı. Yaklaşık 10 gün geçtikten sonra Ömer b. Rebia gelerek “Biz senin için buradayız, istersen bugün başlayalım” dedi.

Neye başlayacaklar?

Bir çeşit ‘fasıl’a. Bir çeşit demem şu yüzden. Fasıl, eserlerin belli bir intizam içinde okunduğu bir sıralamaya tabi olduğu hususi bir musiki meclisi.

Cemile’nin Medine’deki ‘fasıl’ında nasıl bir usül takip edildiğini bilmiyoruz. O zamanlar bir fasıl geleneği şekillenmiş mi onu da bilmiyoruz.

İrfan Aycan’ı dinleyelim:

“Cemile şarkılarına Ömer b. Rebia’nın şiirlerinden birinin bestesini okuyarak başladı. Herkes söylenenleri çok güzel buldu ve adeta dinledikleriyle coştular, bundan daha güzel musiki ziyafeti duymadık dediler. Ömer’in gözünden akan yaşlar sakalını ve elbiselerini ıslatır olmuştu. Cemile sonra İbn Süreyc’e gelerek haydi sıra sende dedi.”

Ardından diğer şarkıcılar söylüyorlar. İsimleri saydım, Cemile dahil 12 şarkıcı. Her biri ikişer üçer tane söylese gündüz de biter, gece de.

Fasıl ikinci gün de devam ediyor. Tuveys ikinci günün şarkıcılarından biri. Gecenin finalini yine Cemile yapıyor. Üçüncü gün yine vur patlasın çal oynasın.

Tabii şarkıcılar arasında sıralamadan rahatsız olanlar olmuş. Garid 1. Günde sonlarda şarkı okumaya Tuveys de 2. Günde söylemeye itiraz etmiş. Aynı günümüzde şarkıcıların “Ben üvertür müyüm” diye itiraz etmeleri gibi.

Prof. Dr. Aycan aynı yıllarda geçen bir aşk hikayesi de anlatmış. Hikayenin kahramanlarından biri Ömer b. Rebia.

“Abdurrahman b. Ebi Bekre’nin kızı Sübey’a hacca gitmişti. O kadınların en güzellerinden idi. Şair Ömer b. Rebia onu hacda tanımıştı. Sübey’a hac görevi bitince Irak’a dönme hazırlıklarına başladı. Ömer onu Irak’ta Havarnağ denilen yere kadar takip etti. Sübey’a Ömer’e eğer aileme gelip beni istersen seninle evlenirim dedi. O ise bu refakatimi seni istemekle karıştıramam, umarım bilahare seni istemeye gelirim dedi.”

İnceliğe bakın. Adam sevdiği kadının peşinden Irak’a kadar gidiyor. Gelmişken isteyeyim demeyi zül addediyor. Hususi gelip isteyecek!

Hikayemiz burada bitmiyor.

Ömer Medine’ye geliyor, Cemile’den muhtemelen Sübey’a için yazdığı bir şiiri bestelemesini istiyor. Cemile besteliyor. Ömer birkaç cariyesini Cemile’ye göndererek bu şarkıyı iyice öğrenmelerini tembih ediyor. Cariyeler şarkıyı öğreniyor. Ömer cariyeleri Irak’a Sübey’a’nın yanına gönderiyor. Cariyeler Sübey’a’ya şarkıyı okuyorlar. Sübey’a sevinçten uçuyor.

Bu hikayenin de devamı var. İnşallah haftaya.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum