Biden iyi geldi!
1973’te Delaware senatörü olmuş, o günden beri ABD siyasetinin içinde.
Delaware Türkçedeki ‘dalavere’ye çok benziyor. Ama biz bu benzerlikten bir ‘dalavere’ çıkarmak zorunda değiliz.
Hakkında okuduğum metinlerden biraz patavatsız, biraz gaf yapmaya yatkın olduğunu anlıyorum.
Bir de, ‘kadınların saçlarını koklama eğilimi’ varmış. Tuhaf.
Sağcı bir anket şirketi, yaptığı ankette ABD seçmenlerinin yüzde 40’ının Biden’ın bir tür bunama hastalığından mustarip olduğuna inandığını ortaya çıkarmış.
Belki de doğrudur.
Tersi için de delil var.
Bir TV programında moderatör sormuş.
“Çok uzun konuşuyorsunuz. Başkan olunca bu huyunuzdan vaz geçecek misiniz?”
“Evet” demiş Biden.
Moderatör uyanamamış, cevabın devam etmesini beklemiş... Ama o kadarmış cevap.
Bazen, ‘Amerika’da adam kıtlığı mı var’ diye sorma ihtiyacı hissediyorum.
Trump alabildiğine nobran. Pata küt konuşuyor.
Polisin Floyd’u boğmasını bile umursamadı.
Kudüs’ü uluslararası hukuku çiğneyerek, gayrı meşru bir şekilde İsrail’in başkenti olarak tanıması ayrı bir çirkinlik.
Bütün Müslümanların boğazını sıkmak gibi...
Merkel’in elini sıkmaması hala hatırımda. Bu nasıl kabalık?
Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği berbat mektup?
Yine de esnaf adam, Türkiye’yle, bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan’la verimli bir ilişki kurmaya muvaffak oldu.
Birkaç kez de Türkiye’nin tezini destekledi. Bilhassa S 400’ler konusunda.
Yaptırımları Türkiye lehine uyuttu.
Halkbank davasını da uyuttu sayılır. Davanın savcısını azletti.
Şimdi Biden’la karşı karşıya seçimde yarışacaklar.
Yarışmaya başladılar bile.
Amerikalılar iki kötü seçenekten birine oy verecek.
Ben olsam sandığa boş zarf atardım.
Mars’a adam gönderiyorlar, Beyaz Saray’a adam gönderemiyorlar!
Trump korona virüsüne karşı da çok patavatsız. ABD rekor kırıyor. Ölü sayısı 180 bini geçti.
Bu patavatsızlık Trump’ın başkanlığına mal olabilir.
Kötü mü olur Trump’ın seçimi kaybetmesi?
Hiç umurumda değil.
Ya Türkiye’yle ilişkiler?
Onun da bir çaresi bulunur.
Nasıl bulunacak? Biden, Aralık ayında verdiği mülakatta Türkiye’yle ilişkilere nasıl baktığını belli etmedi mi?
Etti. Hem de çok açık bir biçimde.
Darbe yapmayacakmış ama, seçimle ‘devir’ecekmiş.
ABD’nin darbelerle, kumpaslarla ilişkili kirli, karanlık tarafını ifşa eden bir söz.
Bir taraftan da Türkiye’deki seçmeni gaza getirmenin de en kestirme yolu.
Bu lafın üzerine erken seçim bile yapılır.
Yani kasıtlı mı söyledi Biden? Destek mi attı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a?
Yoo, hayır. İçinden geleni söyledi. Muhakkak Erdoğan’ın kaybetmesini istiyor.
Ama Amerikalı bu. Erdoğan kaybetmeyince oturup Erdoğan’la güzel güzel çalışır.
Güzel güzel çalışmazsa istemeye istemeye çalışır!
Muhalefet sevmedi Biden’ın açıklamalarını.
Haklılar.
Muhalefeti ‘işbirlikçi’ mevkiine koyuyor.
Sen muhalefet olsan şevkin kırılmaz mı?
Biden’a verip veriştirdiler.
Sen kendi işine bak dediler. Bağımsızlık karakterimizdir dediler. Kimin iktidar olacağına millet karar verir dediler. 7 ay sonra piyasaya sürülmesi manidar dediler. Biden Erdoğan’ın değirmenine su taşımaktan vaz geçsin dediler...
Daha da diyecekler.
İktidar durur mu? O da diyecek.
Artık erken mi olur, geç mi olur, seçime kadar devam eder Biden işleri.