Köprüde yeni yurttaşlık bilinci
15 Temmuz 2017... Darbe teşebbüsünün üzerinden bir yıl geçmesine rağmen geçen yıldan çok daha büyük bir insan seli köprüye doğru akış halinde. Kısıklı’da ilk kontrol noktasında çantalarımız aranırken teşekkür ediyoruz, çünkü bu olası saldırıları önlemek için elzem. Peki havadan çekilen fotoğraflarda ateş böcekleri gibi ışık saçan, köprüyü ve bütün ulaşım yollarını bayraklarla kırmızıya boyayan insanlar kimdir ve ne diye yollara düştüler?
***
Bir heyecanla herkesi geçen, yerinde duramayan liseli gençler, elerindeki heyecanla sallayan askerlik çağındaki delikanlılar, başlarında beyaz miting şapkalarıyla türlü kıyafet tercihi içindeki her yaştan meşrepten kadınlar, hasır şapkalılar, başörtülüler, mini etekliler, kütüphanelerden aşina olduğum kimi akademisyenler, üniversiteliler, İstanbul Ticaret Odası’ndan işadamları, kökleri Türkiye’ nin bütün illerinden köylerinden kopup gelen Anadolulular, tanıdığım yazarlar, şairler, sanatçılar, yayın yönetmenleri, yayınevi sahipleri, esnaflar, komşularımız, polisler, selfi çeken gözü sürmeli başlarında kavak yelleri esen kızlar, heyecanla akışı kameraya alanlar, alınlarında Ömer Halisdemir bandanası olan çocuklar, bu akıl almaz kalabalıktan nasıl çıkarım diye hiç düşünmeden iki yavrusunu bir çocuk arabasına sıkıştırıp üçüncünün elinden tutarak içimize karışan genç anneler, ne olduğunu anlamadan ağzında emziğiyle gülücükler saçan bazen de sızıp kalmış olan bebekler, çocuğunu omzuna almış babalar, arkalarından yiyecek ve su çantalarını koşturan kadınlar, bayrakları elbise gibi giyinmiş insanlar, Özbekler, Kafkaslar, Suriyeliler, el ele vermiş baba kızlar, kol kola arkadaşlar ve eşler, memurlar, işçiler, öğretmenler ve nice meslek erbabı. Yan tarafımızda çimenler, üstümüzde helikopterler hatta dronlar. Güneşten korumak üzere bulutlar ve merhametle esen rüzgar. Bir de tek bacağı olmayan koltuk değneğiyle gelmiş beyaz sakallı amcayla, değneğini iki yana sallayarak coşku içinde kalabalığı yaran görme engelli gençler.
Her birinin nice sıkıntıları sevinçleri sınavları beklentileri hayal kırıklıkları hastalıkları ölenleri kalanları kayıpları varken, hepsine ara verip koşmalarının sebebi direniş bilinci. Ülkesini karanlık güçlere karşı müdafaa etmenin onuru, yurttaş olmanın ve hakları ve sorumlulukları hakkındaki bilincin onuru hissediliyordu bu büyük insan selinde. Bunda elbette geçmiş zaman darbelerinde şapkasını alıp gidenlerin aksine sağlam duran ve canını ortaya koyan liderin de büyük önemi var. Fakat aradan geçen bir yılın ardından görmemiz gerekir ki yeni bir yurttaş profiliyle karşı karşıyayız. Bu kararlı insanlar sadece darbe korkusuyla bir arada tutulamaz. Farklılıklarımızdan çatışma değil zenginlik üretilen, kişinin yönetime sadece temsilci vasıtasıyla değil, sürekli katılabildiği ve sözünü söyleyebildiği bir demokrasi özlemi çok açık. Mesela yakın bir örnek Üsküdar’daki Kuşkonmaz Camiinin önünün doldurulması için çakılan kazıklara büyük bir itiraz yükseldi ve geri adım atıldı. İnsanların yaşadığı mahallede şehirde ülkede olup biten her şey hakkında konuşma, taleplerini yükseltme, alınacak kararlara müdahil olma, geleceği ve çocukları için inisiyatif alma hakkı var. Bu ülkeye silah doğrultanlara karşı göğsünü siper eden şehitlerimize gazilerimize minnetimizi birlik ve beraberliğe sahici bir emek vererek gösterebiliriz. Ülke meselelerinde, gündelik hayat deneyiminde ancak masaya konan fikir ve düşüncelerin çeşitliliği ve niteliği bizi kamil bir ortak akla, ortak değerlere ulaştırabilir.
***
1980’de iki jet uçuşu bir radyo bildirisiyle evine kapanan halkın çocukları bu kez geçmiş deneyimlerden yola çıkarak mücadele azmini ortaya koydu. Darbeyi alkışlayanlar oldu ama büyük çoğunluk basın ve muhalefet de dahil kararlılıkla karşı durdu. Bu yeni bilince ve kazanıma halel getirecek her türlü söylemden kaçınmak zorundayız. Fetö ile kararlı mücadele her türlü farklı yaklaşımı ve eleştiriyi mahkum etmek olmamalı. Toplumsal mutabakatın kuvvetlendirilmesi her şeyden önce iktidarın sorumluluğudur. Tiyatro, kontrollü darbe vs. söylemlerinin sahipleri biliyor ki darbe birkaç yıldan beri düşük yoğunluklu olarak yaşanıyordu ve bu finalin korkunçluğu, halk düşmanlığının boyutları her türlü algı eşiğinin üzerinde.
Köprü insanları açık şeffaf çoğulcu ötekine saygılı katılımcı güvenli bir yurttaşlık istiyor. Lider önemli ama sadece lider mitiyle yol alınabileceğini sanmak büyük yanılgı. Darbenin sarsıntısıyla çoğulculuktan, normalden, herkesin fikrine hürmetten ve farklı birikim ve görüşlerden yararlanmaktan kaçınılırsa varlığımız kimliğimiz büyük tehdit altına girer. Köprüdeki geniş yürekli insan profili bizim hakikatimiz, hepimiz birbirimize sahip çıkmakla mükellefiz, sadece siyasilerin sorumluluğu değildir bu, açıyı daraltmak isteyen kaybeder.