Dünya, tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyor. Hem ekonomik hem de siyasi düzen yeniden kuruluyor. Bu dönemde bütün ülkeler her alanda liderlik mücadelesi yaparken kuşkusuz Türkiye de 2023 vizyonu ile bu arenada yer kapmaya çalışıyor. Ama unutmamamız gereken bir şey var ki; eğer yeni dünya düzeninde ülke olarak her anlamda bir liderlik mücadelesi veriyorsak bunun için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak, 21. yy becerilerine sahip, üreten, endüstri 4.0 ekonomisine uygun, girişimci bir nesildir. Bunu yaratacak tek güç de eğitimdir. Bu anlamda bütün sorunlarımızın çözümünün eğitimden geçtiğini unutmamamız gerekiyor.
Kısacası bütün kaynaklarımızı, bütün motivasyonumuzu eğitim alanına kaydırmamız gerekiyor. Tek çıkış yolu olan eğitime devlet olarak, özel sektör olarak gerekli yatırımları yapmamız gerekiyor. Eğer 2023 hedeflerine ulaşmak istiyorsak bunu maalesef TEOG ile ÖSYS ile yapamayacağımızı fark etmemiz gerekiyor.
Bugün ülkemizin en büyük özel okullarından Bahçeşehir Kolejleri’nin yeni dönem hedeflerinin anlatıldığı toplantıya katıldım. Toplantıda Bahçeşehir Kolejleri Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel hedeflerini bir bir sıraladı. İlk olarak endüstri 4.0 ekonomisine uygun insan gücü için STEM eğitimine başladıklarını, bunun için bir eğitimde AR-GE birimi kurduklarını söyledi. Başkanlığını ilk STEM eğitimcilerinden Doç. Dr. Sencer Çorlu’nun yapacağı kurulda, PISA Başkanı Andreas Schleicher ve farklı ülkelerden akademisyenler de yer alıyor. Enver Yücel’in iddiası büyük, “STEM uyguladığımızda PISA’da da TEOG’da da başarı artar” diyor. AR-GE biriminin uygulama ile bilim arasında köprü olacağını, bilimsel araştırmalar yaparak bunu sahada uygulayacaklarını belirtti.
Yücel, daha sonra dünyadan örnekler vererek yatık el yazısını kaldıracaklarını çünkü daha hızlı yazmak ve okumak için teknoloji desteğine ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu anlamda önümüzdeki yıl uygulama yapacaklarını ifade etti.
Yücel, 5. sınıfın zorunlu hazırlık sınıfı olması açısından beş yıl önce uygulama başlattıklarını, buna devam edeceklerini vurguladı. Yücel, kodlama eğitiminin öneminden bahsederek, 3 yıldır kodlama eğitimi verdiklerini MEB’e de bu konuda raporlar ve müfredat önerileri sunduklarını söyledi.
Ben bütün bu toplantı boyunca Enver Yücel’in heyecanını gördüm. Ülkede yaşanan sorunların çözümünün eğitimde olduğunu bilen ve buna çözüm üretmek isteyen bir anlayış gördüm. Bunu da “Bu yıl 350 milyonluk yatırım yapacağız. 40’a yakın okul açıyoruz. İki bin yeni istihdam yaratacağız. Çok çalışmalıyız. Bütün çocuklar kaliteli eğitime ulaşmalı” diye anlattı.
İşte herkes bu anlayışla işine sarılsa sanırım bu ülkenin hiçbir sorunu kalmaz.
Herkese saygımız sonsuz, ama lafla peynir gemisi yürümüyor. Sosyal medya çığırtkanlığı ve boş söylemler değil, vatan için varımızı yoğumuzu ortaya koyma zamanıdır. İşte Enver Yücel bu boş konuşmayanlardan; konuşmak yerine çalışıyor, laf yerine üretiyor, istihdam yaratıyor, hem kalitede hem de yatırımda ülkemizin geleceğine inanıyor. Biz bu süreçten kısa vadede Enver Yücel gibi iş adamları ile çıkarız. Uzun vadede bu ülkenin sorunlarının kalıcı çözümü ise Enver Yücel gibi eğitimcilerin desteklenmesi ve eğitime yatırımla olacaktır.
