Eğitimde geleceği tasarlamak
Eğitim geleceğe yapılan en büyük yatırım. Bunda hemfikiriz ama geleceğe yatırım aracının da geleceği görmesi ve ona göre şekillenmesi gerekmiyor mu sizce? Peki bugünün eğitimi sizce geleceğe uygun mu, yoksa bugünün eğitimi kendimizi avutmamıza mı yarıyor? Acaba eğitimcilerin bundan on yıl sonra neler olacağı konusunda fikirleri var mı? Geleceğin insan ihtiyacı; daha hızlı, daha zeki, daha yaratıcı olmak durumunda. Peki bizim eğitimimiz buna uygun mu?
Geçtiğimiz günlerde bir araştırma gördüm. Araştırmayı California Üniversitesi’nden iki araştırmacı Roger Bohn ve James Short yapmış. Araştırmanın konusu insan beyninin bir günde maruz kaldığı bilginin miktarını belirlemek. Araştırmanın sonucuna göre; insan beyni her gün 100 bin 500 kelimeye maruz kalıyor ve bu rakam her yıl yüzde 2,6 oranında artıyor. Bu kelimelerin %45’i internet ve dijital cihazlardan, %27’si televizyondan, %11’i radyo ve benzeri cihazlardan, %9’u gazete ve basılı malzemelerden, %5’i telefon konuşmalarından geliyor. İlginç olan ise, okuldan alınan bilgi sadece %1 gibi küçük bir orana sahip. İşte bu kadar maliyetli ve uğraş gerektiren okul sisteminden alınan bilgi bu kadar küçük bir değere sahip, ama diğer bilgi kaynaklarından daha fazla önemseniyor? Şunu kabul etmek gerekir ki küçük yaşlarda okuldan alınan matematik ve okuma yazma gibi dersler son derece önemliyken öğrenciler büyüdükçe ihtiyaç duydukları ve öğrenmek istedikleri bilgiler de değişiyormuş. İşte bu durumu farkeden ülkelerde okulda verilen bilgilerin sunulma şekli ve maliyeti tartışılmaya başlanmış durumda.
***
Günümüzde insanlar, başta internet olmak üzere birçok bilgiyi daha keyifli ve daha sınırsız şekilde almakta. İşte tüm bu gelişmeler eğitimde devrimin çok yakın olduğunu gösteriyor. Son zamanlarda yapılan yazılımlar sayesinde çok düşük maliyetlerle öğrencilere istedikleri bilgiyi sunmak mümkün hale gelmiştir. Günümüzde bilgisayar sahibi olan ve interneti olan birisi dünyanın önde gelen üniversitelerinde okutulan 200 binden fazla derse ulaşabiliyor. İnternet üzerinden yüksek lisans yapabiliyor. Üstelik bunun maliyeti okul sistemine göre karşılaştırılmayacak kadar da düşük. Geçtiğimiz yıllarda bir kütüphaneden bir bilgiyi bulmak için binlerce kitap taramak gerekirken bugün bilgisayar ortamında beş dakikada orta büyüklükte bir kütüphanenin taranması mümkün hale geldi.
***
Bütün bu değişim sonucunda dünyanın gelişmiş ülkelerinde eğitimi planlayanlar özellikle mesleki eğitimde ve yükseköğretimde 2020’ye değişim yılı olarak bakıyor. Son yıllarda özellikle yükseköğretimin artan maliyetlerinin, bu eğitimi sürdürülemeyecek kadar riskli hale getirdiğini belirtiyorlar. Araştırmacılara göre 2020 yılında yükseköğretimin %70’i, ortaöğretimin %40’ı internet tabanlı hale gelecek. Bu da eğitimde verimliliği artıracak ve kaliteli eğitimin her bireye ulaşmasını sağlayacak. Eğitimcilerin işte bu noktada geleceğin ihtiyaçlarına göre geleceğin insanını yetiştirme gibi önemli bir misyonu var. Geleceğin insan ihtiyacı, 21 yy becerilerine sahip, girişimci, üreten, yenilikçi, daha hızlı düşünen ve karar veren, çok yönlü insandır. Peki, bugünkü eğitim sistemimizle bunu yapmamız sizce mümkün mü? Şimdi bir düşünün biz ülke olarak bu değişimin neresindeyiz?
***
Bu arada bir önceki yazım sonrasında Dr. Devrim Akagündüz hocam STEM ile ilgili kullandığım tanımların kendisine ait olduğunu yazdı. Ben de saygı duydum ve metni araştırdım ama gördüm ki STEM ile ilgili tanım dünyanın her yerinde aynı. Bilmiyordum, ben STEM’in ABD’de ortaya çıktığını sanıyordum. Oysa STEM kavramı bizim ülkemizden çıkmış. Değerli hocam cehaletimden dolayı kusura bakmayın. Tevekeli değil eğitim sistemimizden belli oluyor zaten.