"İki tecrübeli lider: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli"

Bir önceki yazıda da belirtmiştim. Önce İstanbul sonrasında Ankara’ya geçtim.

Bir anlamda normalleşme görüşmelerinin zirveye kadar tırmanıp birden tepetaklak olduğu dönemde sahadaydım, siyasetin başkenti Ankara’daydım.

Öncelikle normalleşme görüşmelerinin bir hızla başlayıp sonrasında karşılıklı lafların havada uçuşarak son bulduğu bu sürecin kazananı Devlet Bahçeli’dir. Açıkçası oyun kurucu özelliğiyle bildiğimiz Bahçeli’nin ustalıkla attığı adımların dikkat çekici olduğu söylenebilir.

Bu durumdan doğal olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve lider parti konumundan düşen AK Parti’nin olumsuz olarak etkilendiği belirtilebilir.

Görünen o ki Erdoğan ve Bahçeli özellikle son dönemde karşılıklı attıkları adımlarla birlikte kendi alanlarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Ki burada alanını görece zayıflatanın Erdoğan olduğu söylenebilir. Yalnız bu şu an için görünen tablo.

Açıkçası her an durumlar değişebilir. Zira iki taraf için de yani Erdoğan için de Bahçeli için de koşulların zor olduğu görünüyor. Akşamdan sabaha konuştuğumuz konulardan da yola çıkarak iki tarafında zayıf yanlarının olduğu aşikâr… Ki rekabette kuraldır öncelikle vuruş zayıf yanlara yapılır. Bir taraftan da tüm bu adımları izleyeceğiz.

Yalnız şimdilik şu söylenebilir…

Çok son dakika, çok sıra dışı bir gelişme olmaz ise… Cumhur İttifakı öyle ya da böyle devam edecek görünüyor. Bununla birlikte 50+1’in de şimdilik değişmeyeceği söylenebilir.

Dolayısıyla ortaya çıkan bu tabloda Erdoğan’ın zaman kazanarak olayları şimdilik ‘soğutmaya’ çalışacağı düşüncesindeyim. Bu arada atacağı adımları daha güçlü bir şekilde planlayacağı da belirtilebilir.

Diğer taraftan Bahçeli şimdilik kazanmış gibi görünse de önümüzdeki dönemde herhangi bir tökezlemede kaybının da büyük olacağı görünüyor.

Açıkçası iki lider de çok dikkatli olması gereken bir dönemden geçiyor. Zira ikisi de tecrübeli lider. Attıkları adımlarla birbirlerine beklenenden daha fazla zarar verebilir.

Ayrıca bu süreçte tabanların seslerine de kulak verilmesi önemli. Ekonomi hala en çok şikâyet edilen mesele. AK Parti’yle bağı gittikçe zayıflayan seçmenin gönlü hala Erdoğan’da. Erdoğan’dan gelecek iyi haberler bir ümit bekleniyor. Bunların içinde ara ara son seçimde CHP’ye oy vermiş seçmen de yer alıyor. Bu noktada CHP’ye ilgili de birkaç kelam etmek isterim. CHP’nin ve dolayısıyla Özgür Özel’in şu ana kadar attığı adımların olumlu karşılandığı söylenebilir. Özellikle müzakereye açık olunması partinin sorun çözen tarafının seçmene hissettirilmesi anlamına geldi.

Öte yandan Özel’in “suç ortağını bize itmesin” çıkışının biraz sert olduğu düşüncesindeyim. Sert diyorum zira daha müzakere masası yeni kurulmuştu. Bu masadan çıkacak sonuçları henüz görmemiştik. Belki de hiçbir sonuç çıkmayacaktı. Bunu da bilmiyoruz.

Aslında demek istediğim şu… CHP’ye gelen yeni seçmenin kutuplaşma dili istemediği düşüncesindeyim. Bu müzakere bitecekse de bir sonuç alınmayacaksa da oyunun kurallarına göre bitmesi daha iyi olabilirdi. Zira bu şekilde sert söylemler yeni gelen seçmeni ‘savunmaya’ itebilir. Yani burada ince işçiliğin gerektiği düşüncesindeyim.

MHP tabanıyla ilgili de şunu belirtmek isterim. Bu alanda da çok dikkatli davranılması gerekebilir. Zira duyguların daha da hassaslaştığı bir sürece girildiği ve Bahçeli’nin bu alanı yönetmesinin önemli olduğu söylenebilir.

Tüm bu gelişmeler bir yana dışarıdan da iyi sesler gelmiyor… Gerçi uzun süreden beri böyle… Yalnız son dönemde meselelerin şiddeti, görünürlüğü daha da arttı gibi.

Aşırı sağın yükselmesi, göç meselesinin en kritik meselelerden biri haline gelmesi ve bizdeki sığınmacı meselesindeki politikasızlığın kalabalıklar tarafından daha sesli bir şekilde dile getirilmesi, ülkelerin ekonomilerinin birçok kontrol dışı faktörle karşı karşıya kalması, bizim de bu döneme kırılgan bir ekonomiyle yakalanmış olmamız… Bir taraftan da Trump’ın yeniden geldiği senaryoda yaptırımların hızı daha da artabilir. Ki Trump döneminin en çok konuşulan meselesi de ticaret savaşları idi.

Özetle çok kutuplu dönemin sancılarının daha güçlü hissedildiği böylesi önemli bir dönemeçte Cumhur İttifakı liderlerinin attığı adımların normal zamandan daha önemli hale geldiği belirtilebilir. Ayrıca böylesi kriz dönemleri fırsatları da beraberinde getirebilir. Tabii muhalefetin bu fırsatları ne kadar yakalayabileceği şimdilik koca bir soru işareti…

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum