Nil Nehrinde Bir Baraj
Son yıllarda aramızın açık olduğu bir ülke var, Mısır. Darbeci bir diktatör tarafından yönetilen bu ülke uluslar arası arenada Türkiye’ye karşı çok hasmane bir tutum içerisinde.
Doğu Akdeniz’den Libya’ya, Suriye’den diğer Arap ülkeleri ile ilişkilerine kadar her mecrada Türkiye karşıtı ittifakların içerisinde.
Ülkenin diktatörü Sisi geçtiğimiz günlerde Libya’da Cufra-Sirte hattının kendilerinin kırmızı çizgileri olduğunu belirterek Libya’ya askeri müdahalede bulunabileceğini ima etti.
Mısır, Türkiye ve Libya meşru hükümetlerine tehditler yağdırırken, kendi başında giderek büyüyen bir sorun var.
Etiyopya’nın Nil nehri üzerinde inşa ettiği Rönesans Barajı.
Bilirsiniz Nil nehri hem bugünkü hem de antik Mısır’ın adeta hayat kaynağıdır. Ülkenin ekonomik, turistik gelirlerinde, sosyal hayatında önemli bir yer alır. Kutsal kitaplarda bile Nil nehrinden, Mısır’dan bahsedilir.
Dolayısıyla Nil, Mısır’la özdeşleşmiş bir nehirdir.
Ancak gerçekte ise Nil, Burundi-Ruanda sınırından doğar ve on ülkeden geçer. Etiyopya kolu ise Nil’in daha yüksek debisini oluşturan ikinci koludur. Rönesans Barajı bu kolun üzerinde bulunmakta. Afrika’nın en büyük, Dünya’nın ise yedinci büyük barajı olarak tamamlandı. Temmuz ayında hizmete girecek.
Bu noktaya kadar bir sorun yok. Etiyopya da her bağımsız devlet gibi kendi egemenlik alanında baraj inşa edebilir.
Sorun, barajın su tutmaya başlaması ile oluşuyor. Etiyopya, baraj gölünü üç ila beş sene içerisinde doldurmayı planlarken, Mısır bu sürenin on ile on beş seneye yayılmasını istiyor. (Bu süreler konusunda kaynaklar farklı rakamlar bildiriyorlar, biz ortalama süreleri aldık)
Etiyopya’nın barajı kendi planladığı sürede doldurması Nil’in Mısır’daki debisini yarı yarıya düşürecek. Bu da ekonomisi büyük ölçüde Nil kaynaklı tarıma dayalı olan Mısır’ın iflası demek. Mısır ekonomisinin çökmesi de siyasi, sosyal, demografik sorunlara yol açacaktır. Gerçekleşirse, Mısır’ın Arap ülkeleri arasındaki liderliğini hatta siyasi varlığını dahi tehlikeye atacak bir senaryo bu.
Mısır bu baraj konusunda bazen ılımlı, barışçıl mesajlar verip, sorunun müzakerelerle çözülebileceğini ifade ediyor, bazen de barajı vururuz imalarında bulunuyor.
Ancak bu tehditler, Mısır’ın birçok tehdidi gibi, boş tehditler. Zira, olası bir askerî harekât için Mısır’ın elini kolunu bağlayan bir ayrıntı var. O da Etiyopya’nın coğrafi konumu. Mısır ile Etiyopya’nın ortak sınırları yok. İki ülkenin arasında Sudan var. Ayrıca Etiyopya’nın denize çıkışı da yok. Yani Mısır, Kızıldeniz üzerinden de bir askerî harekât yapamaz.
Bu noktada Sudan’ın tavrı da ilginç. Baraj’dan kendisi de istifade edeceği için Mısır kadar ses çıkartmıyor. Daha orta yolcu bir çizgi izliyor şu an için. Kaldı ki Sudan’ın da Nil üzerinde kendi barajları var.
Mısır ordusu ise her ne kadar Dünya’nın dokuzuncu en güçlü ordusu olarak gösterilse de gerçekler farklı. Her şeyden önce bir ordudan çok bir şirkettir. Mobilya mağazalarından, benzin istasyonlarına kadar bir çok iştiraki vardır. Sabah kışlaya gidip, öğleden sonra ortak olduğu şirkete uğrayan Mısırlı generallerle doludur.
Ayrıca tipik bir Ortadoğu ordusudur. Birincil amacı memleketi korumak değil ülkedeki iktidarı, siyasi oligarşiyi korumaktır. Bir tür iç polistir. Savaş konusunda çok beceriksizdir. 1956 Süveyş Krizi, 1967 Altı Gün Savaşı, 1973 Yom Kipur savaşı gibi bir çok önemli savaşta İsrail’e karşı hep rezil olmuştur. 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda tek uçak dahi kaldıramamış, Sina çölünü ikinci defa kaybetmiş, İsrail ordusu artık Kahire’yi almak üzereyken mecburen ateşkes ilan etmiştir.
Zaten Mısır’ın kendisi de bunu biliyor ki Birleşmiş Milletler’i arabuluculuğa, ağabeyleri ABD ile İsrail’i de yardıma çağırdı. Konunun burası biraz muğlak. Zira Baraj’ın inşasında İsrail’in gizli finansör olduğu ve Etiyopya’ya Baraj’ı korumak için hava savunma sistemleri sattığı iddia ediliyor. Bunları doğrulamak şu an için zor.
Bu konu Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Zira GAP projesi ve Atatürk Barajı ile benzer sorunları biz de güney komşularımızla yaşamaktayız. GAP açısından şu an için konu anlaşmaya bağlanmış gibi görünmekte. Ancak Mısır’ın kazanımlar elde etmesi GAP ile ilgili mevcut statükoyu zorlamaya başlayabilir.
Öte yandan su sorunu ile ciddi bir şekilde uğraşmaya başlamış, güney komşuları ile savaşın eşiğindeki bir Mısır, Libya başta olmak üzere birçok sahnede Türkiye’nin karşısından çekilecektir.