AB parçalanır mı?

Yaşamakta olduğumuz virüs salgının giderek artan ekonomik-siyasi etkileri olmaya başladı.

Ekonomik etkileri zaten yazıyoruz. Ama son zamanlarda işin siyasi travmaları daha net görülmeye başladı.

Bunların başında Dünya çapında bazı siyasi birliklerin çatırdaması ihtimali geliyor. Salgının en şiddetli hissedildiği ülkelerin başında olan İtalya’nın, AB’den beklediği yardımları alamaması, hatta bazı tıbbi yardımlara diğer ülkeler tarafından el konulması, AB’ye dair ilk çatlak sesleri getirdi.

İtalya başbakanı virüs salgınından sonra AB ile her şeyin baştan konuşulacağını söyledi. Aynı şekilde Fransa’da da AB’ye mesafeli olan belediye başkanlarının bazıları belediye binalarından AB bayrağını indirdiler.

Bütün bunlar sadece AB ile sınırlı kalmamış görünüyor. ABD’de çeşitli eyalet valileri merkezi hükümetle kavgalı haldeler. Biz kendi başımızın çaresine bakacağız, Washington’dan bize fayda yok havasındalar. O kadar ki Kaliforniya valisi Kaliforniya’yı ulus devlet ilan etti ve gerekirse çeşitli ülkelere sağlık malzemeleri ihraç edebileceklerini belirtti. İhracatın bağımsız ülkeler arasında olduğunu söylemeye herhalde gerek yok.

ABD’deki ayrılıkçı hareketler de aslında yeni değil. Aynı hareketler yıllardır Texas’ta da var. Hatta ABD ordusu 2015’te Jade Helm adı altında bir tatbikat yaptı ve bu tatbikattaki hayali hedef ülkenin Texas olduğunu iddia edenler oldu. Merak eden okurlarımız internette okuyabilirler.

AB’nin parçalanacağı iddiası bizce pek gerçekçi değil. Şu an İtalya’da duyulan bu ayrılıkçı sesler daha önce de Yunanistan ve Macaristan’da duyulmuştu. Ancak hiçbir ülke buna cesaret edemedi. Zira böyle bir ayrılığın çok ağır siyasi ve ekonomik bedelleri olacaktır. Söz konusu ülkelerin hiç biri bu bedeli ödeyebilecek güçte değildir.

AB’den ayrılmak euro bölgesinde de ayrılmayı gerektirecektir. Kendi para birimine dönen ülkeler dış piyasalardan çok zor ve çok pahalı borçlanabileceklerdir. Örneğin İtalya’yı ele alalım.

AB’den çıkmış, kendi başına kalmış, Liret’e dönüş yapmış İtalya’ya hangi ülke borç verir? Verse bile, bulacağı dış finansmanın maliyeti euro’ya göre çok daha yüksek faizli olacaktır. Ayrıca liret kazanıp, euro ve dolar borçları ödemek çok ağır faturaları gündeme getirir.

İngiltere diyeceksiniz… İngiltere daha AB üyesi iken bile hem euro’ya hem de Schengen vize alanına girmemiş, her daim çekirdek Avrupa’dan uzak durmuş bir ülke idi. Ayrıca İngiltere’nin Dünya’da ciddi bir hinterlandı vardır. Avusturalya, Yeni Zelanda, Kanada hatta ABD, İngiltere ile tarihi ve kültürel bağları olan ülkelerdir. Deyim yerinde ise İngiltere’nin arkası sağlamdır.

Fransa hariç diğer AB ülkelerinin böyle bir gücü yoktur.

Burada özellikle AB’nin akıbeti bizi çok ilgilendiriyor. Türkiye yaptığı dış ticaretin yarısına yakınını Avrupa ülkeleri ile yapar. Avrupa Parlamentosu, AİHM başta olmak üzere birçok Avrupa kurumunda Türkiye temsil edilir. Avrupa’da yaşayan milyonlarca vatandaşımız vardır. Yılan hikayesine dönmüş de olsa AB üyelik sürecinde bir ülkeyiz.

Dolayısıyla siyaseten parçalanmaya başlamış, atomize olmuş, ekonomik türbülansa girmiş bir AB bizim menfaatimize olmayacaktır. Bazı yorumcular tamamen hamasi saiklerle Avrupa’nın parçalanmakta olduğunu övünçle haykırıyorlar. Bu bizce ne gerçekçidir ne de Türkiye’nin lehinedir.

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum