Putin gücünün zirvesinde mi sonunda mı?

Dünyada ne cereyan ederse etsin, Türkiye’de konu sığ ve sorumsuz iç siyasi tartışmaların malzemesi haline dönüşüyor. Gerçekte ne olup bittiği bizi birinci dereceden ilgilendirmiyor. Siyasi ön kabullerimize uygun değilse en temel realite bile görmezden gelinebiliyor. Türkiye’yi birinci derecede etkileyen Ukrayna işgalinde de bu aymaz tutum yeniden kendini gösterdi.

Gerçekte ne olup bittiğini tespit etmek elbette güç. Ama bilgi kirliliğine karşı dikkatli olma, insanların yaşadığı drama karşı duyarlı olma imkanına sahibiz.

Ukrayna’nın maruz kaldığı işgal kadar, göz göre göre gelen bu saldırıya Batı’nın bu denli hazırlıksız yakalanması dehşet verici. Saldırı hazırlık süreçleri de dahil olmak üzere sosyal medya platformlarından nerdeyse canlı olarak izlendi. Batı ya Putin’in tehditlerini ciddiye almadı ya da öngördüğü bu işgale bilinçli olarak ses çıkarmadı.

***

Tahayyül bile edilemeyecek bir dehşet senaryosu gerçek oldu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da sınırlar ve güç dengeleri askeri bir operasyonla değişti. Avrupa kamuoyu kendilerine büyük özgüven, ekonomik güç, ahlaki üstünlük ve siyasi güç veren Batı konseptinin Putin tarafından bir gecede çökertilmesinin dehşetini yaşıyor. Bu hamleye karşı verilecek cevabın hiçbir yanlış anlaşılmaya izin vermeyecek derecede açık olması, Batı’nın geleceği açısından hayati öneme sahip.

Putin’in bu saldırıyı dünya kamuoyuna duyurduğu ve televizyonlardan yayınlanan toplantıda kendi istihbarat örgütünün liderini bile rencide etmesi, işgal kararına Rusya içinde bile tam destek olmadığını gösteriyor. Belki sayısal olarak büyük anlam taşımıyor ama Rusya’nın birçok kentinde yapılan savaş karşıtı protesto gösterileri de Rus halkının bu işgalin karşısında olduğunun işareti.

Putin’e destek veren ülkeler genelde demokratik bir seçim olması durumunda seçilmesi mümkün olmayan liderlerin yönettiği ülkeler. Bu ülkelerde, liderlerin beyan ettiği desteği o ülke halklarının da verdiğini kimse iddia edemez. Ukrayna işgali Rusya’nın müttefiki olan ülkelerde heyecandan çok korku yarattı ve Rusya bunun etkilerini elbette er ya da geç görecek.

***

Rusya’nın ekonomik yaptırımlara hazırlıklı olduğu ve bu yaptırımların ülkeye ciddi hasarlar vermeyeceği iddia ediliyor. Muhtemelen Rusya için bunlar telafi edilebilir ya da öngörülen hasarlar. Ancak işgalin dünya kamuoyunda yarattığı ahlaki hasarın telafisi pek mümkün değil. Rusya’nın haksız yere bir ülkeyi işgal ettiği gerçeği hiçbir süper devletin, ya da ekonomik gücün karşı koyabileceği bir kanaat değil.

Rusya başta komşuları olmak üzere tüm dünya için bir tehdit haline gelmiştir. İkinci bir hamleyi yapacak moral ve motivasyonunu da Ukrayna işgali ile kaybetmiştir. Putin’in tüm dış politik anlaşmazlıkları tehdit ve saldırı ile halletmeye yönelik oluşturduğu kriminal enerji, artık kendisini de harap edeceği eşiğe geldi.

Tüm dünya Putin’den gelecek tehditlere karşı tedbir alıyor, insanlık ondan çekiniyor. Bu Putin’in gücünün zirvesinde değil sonunda olduğu anlamına gelir. Gücünün sonuna gelen bir diktatör, gücünün zirvesinde olan bir diktatörden daha tehlikelidir. Dünya da şimdi tam olarak bu tehlikeyi yaşıyor.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum