Ruhunu süslü dünyadan ayırt et
Ömrümü renklendiren birçok şeye, yağmura, toprağa ve içimde açılan kapılara bakarak yaşamaya devam ediyorum. Yaşadığım sürece de başımın tacı olan hayret duygumu yitirmek istemiyorum.
Çıktığım basamakların haddi hesabı yok. Düştüğüm yolların, yıkılmışlığımın bir hesabı yok. Ama her düşüşte, kalkışta ve yükselişte hayretle ve itinayla hayata daha yakın olduğumu hissettim. Bir yerlerde yaşıyordum işte.
***
İsmimi düşünüyorum. Bir gün ismim bir mezar taşına yazılacak. Ama buraya gelene dek kaç isme karışacak, kaç yola çıkacak, nerede kaybolacak, ne zaman sorulacak belli değil.
Eninde sonunda bir taşa yazılacak ama burası kesin.
İşte şimdi enini sonunu uzun uzadıya düşünmeden yaşadığım hayatımı, hatta bir gün bir mezar taşına bırakacağım ismimi düşünüyorum. Üzerime ne çok endişe, ne çok zaman yüklenmişim. Sindirmeye çabalamışım varlığımı, kabul etmeye uğraşmışım kendimi. Dokununca yıkılayım diye büyük büyük sevgiler yerleştirmişim içime. İçimde bir de gidenlerin hüznü kalmış işte.
Dünyayı izlerken buluyorum kendimi. Oysa dünyayı içime bu kadar yerleştirmemeliydim. Oysa dünyaya bu kadar yerleşmemeliydim. Oysa dünya bu kadar olmamalıydı yaşadığım hayatta.
***
Her toprak parçasının yer değiştirdiğini söylerler. Yüreklerimizin, mevsimlerin, yani ömrümüzün de yer değiştireceği kocaman bir hakikattir gerçekten de. Biz ise bu hakikati parçalamaya kalkışan hakikatin başka bir yüzüyüz.
Yer değiştirmek için acele ettiğimi düşünüyorum. Yerimden memnun olmama sebeplerimi sorguluyorum sonra. Bu büyük sitemlerimin, bu boşluğun, bu yargısızlığın ve sessizliğin, kaybolma isteğinin sebeplerini sorguluyorum.
Hayatıma sığdıramayacağım ne çok şeyi istemişim.
Bir şeyler olmalı, bir şeyler değişmeli ama hangi parçayı değiştireceğimi bilmiyorum. Hangi parçayı atacağımı, hangi parçadan atılmam gerektiğini bilmiyorum.
Bütün garipliğimle, dünyaya saklanmış ahvalimle, dile getiremediklerimle, hangi parça ile mücadele edeceğini bilmeyen şu hâlimle rabbime sığınıyorum.
Rabbim, içimi söküp atamıyorum. İçimi de içimdekileri de sana bırakıyorum. Benim yerimi sen tayin et. Beni yani ruhumu ve gönlümü bu süslü dünyadan ayırt et. Beni sakla.