Bay Kemal’e balata sorusu
Fren pabucu balatanın, sözlükteki ilk anlamı şu:
“Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme kat sayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan madde.”
Ama bu dayanıklı madde, ucuzun ucuzu bir siyasi popülizme dayanamadı. Balataları sıyıran sıyırana...
Elektrik, doğal gaz, benzin zamlarından CHP zihniyetini sorumlu tutanlara bakınca vaziyet anlaşılıyor.
Ülkeyi yönetmeleri için AK Partililere verilen oyların bir kısmı, CHP’ye gitmiş. İktidar tokmağını ele almışlar ama 20 yılda davulu bir türlü boyunlarına alamamışlar.
Yönetim AK Parti’de, sorumluluksa hala CeHaPe’nin boynunda asılı duruyor demek. İktidarın o kısmı AK Parti’ye geçmemiş, muhalefette kalmış.
Çekilen bu kadar yağı, bunca yılışma ve sululuğu hiçbir madde kaldıramazdı, fizik kanunlarına aykırı.
Kauçuk ne yapsın, bütün suç Bay Kemal’de.
Haliyle benim emektar da balataları yaktı; ön fren takımını, dün diskleriyle birlikte değiştirdik.
Faturayı, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Fikir için şu yeterli; yakın zamana kadar ekstraları dahil periyodik bakımlarda çıkan faturaların iki katından fazlaya geldi.
Araç servis tarifelerinde, yılbaşından bu yana ortalama artış yüzde 40’lardaymış.
“Kapıcı” bile kapısına araba çekebiliyor diye örnek gösteriliyordu. Ekonomideki gelişmenin ve refah seviyemizdeki yükselişin göstergesiydi.
Bu benzin zamları, bu fahişoğlufahiş parça, bakım fiyatlarıyla ne yapacak bakalım şimdi “kapıcı” bile!
Ayda bir evin önünde binip marşına basabilecek mi, yoksa kapıda mı yatıracak arabayı?
Bay Kemal, zamlar geri alınana dek elektrik faturasını ödemedi diyelim.
Devletten 30 küsur kuruşa aldığı elektriği üste 100, 200 kuruş koyarak satanların, nasılsa elektriği kesemeyeceğine güvendi, meydan okuyor.
Zaten iktidarda da hazırlık varmış, eli kulağında, imdada yetişip hafifleteceklermiş elektrik faturalarını.
Peki benzin faturasına ne diyecek Bay Kemal? Ödemezsen depoyu doldururlar mı istasyonda?
Kolaysa benzincilere de meydan okusun.
Yeliz’le Melizgiller haksız mı, sorarım Bay Kemal’e:
Servis, parayı peşin görmeden balatayı değiştirip aracı sahibine teslim eder mi?
Hadi bakalım, elektriği bıraksın da buna cevap versin.
HANGİ TÜRDEN BİR SAYGI DURUŞUYDU?
İçinde hem trajedi hem komedi unsurları var ama iki kategoriye de tam uymuyor. Öyle piyeslere ‘sorun oyunu’ deniyordu galiba. Dramanın alt türü.
Shakespeare zamanında olmayan bir sınıflandırma. Fakat kimi trajikomik oyunları, sonradan ‘problem play’ olarak tanımlanmaya başlamış.
Halil Falyalı’nın bayrağa sarılı tabutuna, devlet erkanının katıldığı cenaze fotoğraflarına bakarken aklıma geldi.
Ne demeli, içinden çıkamadım.
KKTC Başbakanı, bakanlar orada. Tabutuna bayraklar örtülmüş.
Nasıl tasnif etmeli, cenazesi bir çeşit devlet töreniyle mi kaldırılmış oldu? Hangi vasfından, hizmetlerinden dolayı?
‘Hayırsever iş insanı’ protokolü mü, böyle defnedilmesini gerektirdi?
Karanlıkta kalan ‘esrarengiz iş ve ilişkileri’nin raconu mu icap ettirdi?
Belki cinayetinin üzerindeki esrar perdesi kalkacak, bazı şüpheliler yakalandı.
Ama cenaze törenindeki ‘derin’ garabet açıklanabilecek mi, sanmıyorum.
Hakkındaki iddialar, adının karıştığı suçlamalar, illegal bağlantılar filan düşünülünce...
Ne tür bir cenaze töreniydi, uğurlanmasındaki saygı duruşu hangi sınıfa giriyor?