Ayşegül Terzi’nin şort giydiği için tekmelenmesinin ardından hukuk tartışması başladı. Prof. Ersan Şen, yaşam tarzının tutuklamayla korunamayacağını savundu. Avukat Kezban Hatemi ise bu tip olaylar için ‘3 yıl hapis uygulanmalı’ dedi.
ÖZEL HABER: SAMİ BAYRAKTAR
İstanbul’da belediye otobüsünde şort giydiği için hemşire Ayşegül Terzi’ye tekme atan Abdullah Çakıroğlu, önce ‘basit yaralama’ ile suçlanarak serbest bırakıldı. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine aynı gün akşam yeniden gözaltına alınan Çakıroğlu, ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ ve ‘İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçlarından tutuklandı. Zanlı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiği sırada Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı yasa tasarısı gündeme geldi. Tasarıya göre, vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlardaki tutuklama yasağı kaldırılacak.
DEĞİŞİKLİK YANLIŞ
Maslak’taki bir otobüste yaşanan olay ve sonrasındaki gelişmeler hukuki tartışma başlattı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer’e göre, kanunlarda yeterli tedbir var, sorun uygulamada. Sözüer, tedbirler uygulanmadan zanlının serbest bırakılmasını ve kanunda değişiklik yapılmasını yanlış buluyor.
İLİŞKİ KURULAMAZ
Prof. Dr. Ersan Şen, yaşam tarzının korunmasıyla tutuklama arasında ilişki kurulamayacağı görüşünde. Yaşam tarzının mevcut kanunlarla koruma altına alındığını belirten Şen, vücut dokunulmazlığına yönelik her müdahaleye tutuklama cezası getirilmesini doğru bulmuyor. Bunun, kavga eden herkesi tutuklamak gibi bir sonuca sebep olacağını söyleyen Şen’ tutuklamanın ‘önemli insan-önemsiz insan’ ayrımına yol açma tehlikesi.Yaşam tarzına yönelik suçların daha net bir şekilde tanımlanması gerektiğini düşünen hukukçular da var. Av. Kezban Hatemi, kadının kişisel hürriyetine yönelik aleni saldırıların ayrı bir suç olarak düzenlenmesini ve en az 3 yıl hapisle cezalandırılması gerektiğini söylüyor.
Hukukçular Derneği Başkanı Av. Mehmet Sarı da, bu tip olaylarda kamuoyu vicdanının tatmin olması bakımından yaşamtarzı kapsamında kılık kıyafeti de kapsayan bir düzenleme yapılabileceğini dile getiriyor.
GÖRÜŞ FARKI
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer:
TEDBİRLER ZATEN VAR
Kadına yönelik şiddeti önleme kanununda ve ceza muhakemesi kanununda, bu gibi tehlikeli veya ruhsal bozukluğu olanlara yönelik pek çok tedbir var. Savcı elektronik kelepçeli ev hapsi uygulayabilirdi, 3 haftadan 3 aya kadar gözlem altına aldırabilirdi. Bu gibi tedbirlerin hiçbiri alınmadan salıverilmesi yanlış. Kanunlarda gerekli tedbirler varken kanun değiştirmek de yanlış. Kanunlar etkin olarak uygulanmalı, buna rağmen sorun varsa değişikliğe gidilmeli. Her somut olayda kanunlardaki tedbirleri gözardı ederek değişiklik yapmak doğru değil.
Hukukçular Derneği Başkanı Av. Mehmet Sarı:
VİCDANLAR TATMİN EDİLMELİ
Kişinin vücut bütünlüğünün yanında kişisel saygınlığına yönelik de saldırı olduğu için böyle bir karar alındı. Uygulamadaki açıkları kapatmak amacıyla Adalet Bakanlığı düzenleme ihtiyacı duydu. Ceza hukukunun temel maksadı, kamu otoritesinin ve tüm kamunun yararının korunması çerçevesinde vicdanların tatmin edilmesidir. Yasada, kılık kıyafeti de kapsayan bir düzenleme yapılabilir. Böylece, mevcut düzenlemeyi daha da açıklığa kavuşturmuş oluruz.
Av. Kezban Hatemi:
VERİLEN CEZALAR CAYDIRICI OLMALI
Bu kişinin cezai ehliyeti olmayan bir akıl hastası olduğunu zannetmiyorum. Cezadan kurtulmak için bu rolü oynayabilir. Bunun araştırılması gerekir. Dolayısı ile basit yaralama vardır diye salıverilmesi asla doğru olmamıştır. Kanaatimce yapılması gereken şey, basit yaralamadan ayrı olarak, bu gibi kadının kişisel hürriyetine yabancı bir kişinin aleni olarak müdahalesi ayrı bir suç olarak ceza kanununda düzenlenmeli ve en az 3 yıl hapis gibi caydırıcı bir ceza konmalıdır.
Prof. Dr. Ersan Şen:
EN BASİT TARTIŞMADA TUTUKLAMAYA NEDEN OLUR
Kanun koyucu, ‘İnancından, dünya görüşünden ideolojisinden, yaşam tarzından dolayı bir insan diğerine cebir şiddet veya tehdit ederse onu 1 yıldan 3 yıla kadar hapis uygularız’ demiş. Kim kanun yok diyorsa bunu yanlış söylüyor. Bakanlık, durumdan vazife çıkarıp yeni bir düzenleme yoluna gidiyor. Bu, en basit kavgada tutuklamanın önünü açar. Tutuklamayı ceza gibi kullanamazsın.Bu düzenleme önemli insanlar önemsiz insanlar ayrımına sebep olur. Önemli görülen insana tokat atıldığında tutuklanır sıradan insana yapıldığında tutuklanmaz gibi bir ayrıma gidebilir.