TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, nisan-mayıs aylarında yeni bir Kovid-19 piki öngördüklerini ve maske ile mesafe kurallarına uyulması gerektiğini açıkladı. Kırımlı, üst solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle çok fazla ölüm olduğunu da belirterek, "2020 yılına kadar giden ölüm sayılarına baktığımızda bu yıl yüzde 20’ye yakın bir artış olduğunu görüyoruz aralık ayında, bu da yaklaşık olarak 6 bine yakın fazladan ölüm olduğunu gösteriyor" dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK) Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, özellikle Kovid-19 pandemisindeki tecrübelerine dayanarak nisan-mayıs aylarında yeni bir Kovid-19 piki yaşanabileceğini söyledi. Kırımlı, Dünya Sağlık Örgütü’nün gündeme getirerek uyarılarda bulunduğu X salgınına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
'NİSAN, MAYISTA YENİDEN KOVİD ATAĞI ÖNGÖRÜYORUZ'
Kırımlı, salgınlarla ilgili şunları dile getirdi:
“İki aydır Türkiye yoğun bir salgının ortasında hem mevsimsel grip hem de Kovid nedeniyle tüm yurttaşlarımız neredeyse hastalanmış durumdalar. Biz bu salgını ekim ayında da görmüştük. Aralık ayında karşılaştığımız şey ise hem mevsimsel gribin eklenmesiyle beraber influenza ve Kovid salgınının yoğun olarak toplumda görülmesi. Sağlık Bakanlığı verileri açıklamasa da 2020 yılına kadar giden ölüm sayılarına baktığımızda bu yıl yüzde 20’ye yakın bir artış olduğunu görüyoruz aralık ayında, bu da yaklaşık olarak 6 bine yakın fazladan ölüm olduğunu gösteriyor, bu da daha önceki Kovid salgınlarıyla uyumlu. Kovid vakaları açıklanırken bizler ekim, aralık, ocak ayında Kovid’in pik yaptığını görürdük. Sağlık Bakanlığı herhangi bir test yapmasa sayıları açıklamasa da karşılaştığımız tablo bununla uyumlu. Buradan yaptığımız çıkarımla daha önceki Kovid ataklarında olduğu gibi nisan, mayıs aylarında yeniden bir Kovid atağı olacağını öngörebiliriz. Üç yıldır bu şekilde oldu bu yıl da bu şekilde olacak gibi duruyor. Bunu artıracak etmenlerden birisi de Ramazan ayının peşine bayramda insanların bir araya gelmesi. Aşağı yukarı aynı zaman grafiğine denk geliyor. Bu yüzden de nisan ya da mayıs ayında bu kadar şiddetli olmasa da, influenza olmayacağı için, yine bir Kovid atağını beklememiz olası. Bunu önlemek için yapmamız gereken şeyler aslında basit tedbirler, sağlık kurumlarına giderken maske kullanmak. Eğer solunum yolu enfeksiyonu belirtisi taşıyorsak özellikle kalabalık yerlerde maske ve mesafe kurallarına uymak, yakın temastan kaçınmak. Hasta olan kişilerin buna dikkat etmesiyle bu tür salgınların önüne geçmek mümkün.
Dr. Emrah Kırımlı
'YENİ HASTALIK ÇIKTIĞINDA HIZLICA TESPİT ETMELİYİZ'
Şimdilerde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bir hastalık, X tanımı var. Aslında bu tanım 2019’da yapılsaydı Kovid için böyle söyleyebilirdik. Bilmediğimiz yeni bir virüs sebebiyle ortaya çıkacak hastalık, henüz adı konulmamış. Dünya genelinde temel görevi bu tür insanlara geçebilecek virüsleri araştırmak olan bilim insanları var. Doğada ya da şehirlerin çeperinde yaşayan hayvanlardan virüs örneklerini alarak bunlarda hastalık yapan virüslerin insanlarda da hastalık yapıp yapamayacağına dair çalışmalar yapıyorlar ve tespit ettikleri virüsleri de DSÖ’ye bildiriyorlar. Bunlarda da Kovid’de olduğu gibi insanlara geçmesi ve bağışıklık sistemini aşarak salgına yol açma ihtimali var. Bu çalışmalara baktığımız zaman gelecekte de yine başka virüslerle karşılaşma riskimiz olduğunu görebiliyoruz. Burada temel olarak yapılması gereken böyle bir hastalıkla karşı karşıya kaldığımızda bulaşma yollarını hızlıca tespit etmek, salgına sebep olabilecek belirtilerini erken yakalayıp hızlıca müdahale etmek. Bunu Kovid zamanında aldığımız tedbirlerle, maske, mesafe, yakın temastan kaçınmayla, aşılamayla yapmıştık. Yen bir hastalık çıktığı zaman da bu tedbirleri alıp, önlemini alabiliriz.
'MASKE, MESAFE KURALLARINA UYMAZSAK BİNLERCE İNSAN ÖLEBİLİR'
Ancak Kovid ile beraber; bir güvensizlik, şüphecilik ve aşı tereddüdüne giden, bilim insanlarının bu çalışmalarını farklı yorumlamalara giden insanlar oldu. Toplum da ne yazık ki bundan etkilendi. Yapmamız gereken şey bugüne kadar insanlık tarihinde salgınları önlemek için ne yaptıysa onları yapmak. Bizim memleketimizde bulaşıcı hastalıklar çok sık olarak yaşanırdı ve hayatımız tehdit ederdi. Kızamık, sıtma, verem, cüzzam böyleydi. Hasta olanları erken tespit edip tedavilerine başladık ve toplum genelinde aşı kampanyaları yaptık. Bu kurallara uyduğumuz, aşı tereddüdüne düşmediğimiz müddetçe yeni gelecek salgınlara da hazırlıklı olmamız olağan. Ama içinde yaşadığımız durumda olduğu gibi adını söylemekten kaçınırsak, tanısını koymaktan kaçınırsak, test yapmazsak, korunmak için aşılarını olmaktan kaçınırsak, hastalandığımızda maske, mesafe kurallarına uymazsak ne yazık ki tüm toplumu etkileyen salgın haline gelebiliyor. Önlenebilir hastalıklardan da binlerce insan hayatını kaybedebiliyor.”