İnsan psikolojisi bazı durumlara farklı tepkiler verebiliyor. Kimileri dışa dönük hareketler sergilerken kimileri ise tamamen kendini hayattan soyutlayabiliyor. Depresyon süreci dediğimiz bu durumların bazıları da kliniklerde bitebiliyor. Ama bilmediğimiz öyle bir depresyon türü var ki Ağır psikolojik travma eğişine getirerek yaşamaktan bile vazgeçirebiliyor. İşte o sindi depresyon ve belirtileri.
Hayatımızda sinsice ilerleyen gizli depresyonun bazen hiç farkında olamayabiliyoruz. Büyük küçük herkesin yaşayabileceği bu travmatik durumlar bazen kötü durumlarla sonuçlanabiliyor. Bazen çocukluğumuzda yaşadığımız bir durum yıllar sonra patlak verebiliyor. Bu da aklımızın bize her zaman dost olmadığını gösteriyor. Bazı dönemlerde yaşanan bu ruhsal durumlar ufak ilaçlarla tedavi edilebilirken bazı durumlarda ise klinik gibi hastane ortamların da iyileşme süreci gerçekleşebiliyor. Depresyonların çok sayıda türü mevcut, bunlar hafif orta ve ağır olmak üzere 3 ayrılıyor. Ama öyle bir depresyon çeşidi var ki bunu bazen anlamak zor olabiliyor. Özellikle yalnızlıktan hoşlanan, dağınık olan ve Felsefe'ye ilgili olanlar bu haberi okumadan geçmesin.
YALNIZLIK BAZEN CANINIZI SIKABİLİR!
Gizli depresyon diye bilinen bu depresyon çeşidinin belirtileri arasında intihar etme gibi düşünceler de seyredilebiliyor. İşte bu sinsi depresyonun belirtileri
Bu kişiler genelde soyut kavramlar üzerine konuşmaya başlarlar, bunlar genelde dini ya da felsefik konuşmalar olmaktadır. Cümleleri genelde belirsiz olan bu kişiler genelde hayat akışından ve buldukları ortamdan asla memnun değillerdir. Kalabalık ortamlardan ziyade genelde yalnız olmayı tercih ederler. Ve aileleri başta olmak üzere etrafındaki insanlara farkında olmadan mesafe koyarlar. Ve beraber vakit geçirelim tekliflerine genelde bahane üretirler.
ZAMANLA TEPKİLERİ AZALIR VE HAYATTAN SOYUTLANIRLAR
Üzücü olaylar olduğunda artık tepki vermemeye başlarlar. Çünkü bu gizli ve sinsi depresyon tepkileri de azaltır. Çok mutlu ve ya da hüzünlü olduklarında asla tepki vermezler. Psikolojik olarak görülen bu durumlar zamanla fiziksel boyuta geçer. Ve bedensel olarak hastalıklar yaşamaya başlarlar. Bunların başında eklem ve baş ağrıları bulunmakta. Hayata olan inançları azalan bu kişiler zamanla artık ne kendilerine ne de evlerine özen göstermeye başlarlar. Hatta dağınık ve pis bir evde oturmak bile onları rahatsız etmez.
Yaşanılan bu duygu durum bozukluklarından dolayı günlük rutin işlerini bile yapamazlar. Yapsalar bile zorluk yaşarlar. Bu kişiler artık dünyanın gereksiz bir yer olduğunu düşüp bazen hayatlarına bile son verebilmektedirler.
